(bkz: ondan sana yar olmaz)

http://vids.myspace.com/…ndividual&videoid=46411010

scarlett johansson ve jennifer connelly'yi bir araya getirerek akan suları durdurmuş yapım. artık dünyanın en yavan filmi de çıksa izleyeceğiz.

izlemek icin can attigim, 6 subat 2009'da usa ve kanada'da vizyona girecek, kadrosu pek sahane komedi filmi. cok ciddiye almamakta fayda var tabi, ama azimsanamayacak kadar cok kadinin, "soyle yapti, bundan yapti, oyle soyledi, boyle dusundu" seklinde, erkek cinsinin hareketlerini yorumlayip anlamlandirmak icin harcadiklari zamani biraz azaltsa cok guzel olmaz miydi? (bkz: guldururken dusundurmek)

bir de, biz bu cumleyi ilk nerde duymustuk? jack berger'in miranda hobbes'i aydinliga ve huzura kavusturdugu sex and the city'nin s6e4'daki bir yemek sahnesinde. soyle ki;

miranda: (about the man who hasn't called her back after their, apperantly good, first date) "there's a lot of push-pull out there, a lot of mixed messages."

berger: "yeah, i'd have to say that's all code for: he's just not that into you."

fragmana ek olarak tanitim amacli ortada dolasan, erkekler icin ozel hazirlanmis ve cidden eglenceli, su videoya da goz atilabilir:

http://video.google.com/…s&emb=0&aq=0&oq=10 chick #

kadınlar demeyelim de gender'ın çizdiği roller, haller, tavırlar, davranışlar vb hakkında atıp tutmaya bayılan birtakım amerikalı yazarların son eseri. bu tür filmlere kadınlar hamamı şeklinde gitmek, filmi izlerken birbirini dürterek akarakakara gülmek ve çıkışında erkeklere küfür etmek genel geçer pratiklerdendir. ha ama bir erkek ne bileyim işte sizi gördüğünde tanıştığınızı hatırlamıyor, yolda görünce kafasını çeviriyor, size 'çok seviştiklerim var' diye gönül rahatlığıyla hava atıyorsa, he is just not that into you, orası ayrı.

izlemesi keyifli ama ister istemez insanda love actually adli film ile karsilastirma hissi uyandiran, don draper'in agzindan cikan aski size daha cok naylon corap satmak icin yarattik soylemini karsi tezi gibi durmasina ragmen yine bize ask satan bir film olmus.

kitapdi duramadilar bunuda film yaptilar,ozunde kadinlarin kendilerini nasil aldatiklari ve erkeklerin kendilerini sevdiklerini dusundugu durumlarda aslinda durumun hicte onlarin dusundugu gibi olmadigini vurgulayan bir icerigi olsa da,filmde baslangicta bu icerikte gitsede sonunda yine umut dunyasi kadinlari uzmeyelim sonu yine tatli baglansin diyip icerikten sapmis film.

(bkz: erkekler ne söyler kadınlar ne anlar)

lost'un chick flick versiyonu olan film. ne öle kardeşim herkesin bi yerden birbiriyle alakası çıkıyo!!! ama son zamanlarda izlediğim en iyi romantik komedilerden biri olduğunu da söyleyebilirim. kurgu güzel, anlatım sıkıcı değil, diğer filmlere nazaran fazla klişe kullanmamışlar. bunlar hep artı puan benim gözümde.

he's just not that into you kavramını ilk sex and the city'de duymuştum ve o zaman farkettim ki kadın cemaati olarak etrafımızdaki hemcins arkadaşlarımıza sürekli bahane uyduruyoruz. moral vermek için mi yoksa kendimizi mi kandırmak için bilmiyorum ama kimsenin kalkıp da belki de senden o kadar hoşlanmıyodur dediğini duymadım. oysaki çoğu zaman gerçeğin ta kendisi de bu oluyo maalesef. yeterince değer vermiyolar... o yüzden he's just not that into you felsefesini benimsemek gerçekten de yararlı olacaktır kadınlar için. en azından zaman kaybını önler. filmde bir çok ünlü isim mevcut o yüzden başrolde tam olarak kim var belli değil ama sanırım en göz önünde olan scarlett johansson'un memeleriydi^*yani erkekler aman nası olsa romantik komedi, izlemiyim demesinler, izlesinler. 7/10

sonuçta çerezlik olan, ama zaman geçirmek için gayet güzel izlenen, baymayan bir film.

--- çok minik spoiler ---

sırf sonunda somewhere only we know çalarken "you are my exception" lafının geçtiği sahnenin güzelliği için bile izlenebilir.

--- çok minik spoiler ---