saçmalık olan erkeğin evin geçiminin sorumluluğunu üstlenmesi değil, hayatın birçok alanında eşitlik olması gerektiğinden bahsedip -ki buna ben de katılıyor ve destekliyorum- ev geçindirmeye gelince bunu hâlâ sadece erkeğin üzerine yüklenmesidir.
"evi elbette erkek geçindirecek" anlayışını savunan birisi geçmişteki (ve bugün aslında tamamen kaybolmamış olan) "evin reisi erkek" anlayışını da kabullenmiş olmak durumundadır.
ideal olan elbette eşlerin ikisi de çalışıyorsa evin geçimini ortak sağlamaları ve sevgi, saygı çerçevesinde ilişkilerini sürdürmeleridir ancak taraflardan biri maddi veya manevi sorumluluklardan birine "bu benim görevim değil, ben bu konuda bir şey yapmam" dediği anda denge bozulur ve o zaman farklı rollere göre bir düzen kurmayı veya muamele edilmeyi kabul etmek zorundadır.
bu bahsettiklerim bu konuda kadının sorumluluğu üstünden atması açısından geçerli olduğu kadar, başka bir konuda (evin düzeni, temizliği, çocuk bakımı vs.) erkeğin sorumluluğu üstünden atması durumunda da geçerlidir.
olmayan mecburiyet. kadınlar sürekli olarak feminizm başlığı altında eşitlik isteyip de sonra ev geçindirmek erkek işi falan dememeli. sonuçta ayrı ayrı evlerde değilsiniz, evde ikiniz birlikte yaşıyorsunuz, hayatınıza ortak bir kişi var ve tek tarafın diğerine bakıcılık yapma gibi bir zorunluluğu yok. iki taraf da bir şeyler yapmak durumunda yok öyle eşitlik deyip sonra evlenince koca parası yemek.
böyle işinize gelene sahip çıkarak feminizmi de iki paralık hale getiriyorsunuz ya. sonra feministler zır deli manyaklardan oluşan bir topluluk gibi gösteriliyor yazık valla.
saçmalık değildir. erkeğin doğası, tembel ve miskin değilse, evin geçimini sağlamak üzere çalışmaya, kadının doğası, tembel ve pasaklı değilse, evin işlerini yapmaya meyyaldir.
günümüz popüler kültür erkeği beleş yaşamaya alıştığı, kadını da ev işi yapmaya gururuna yediremediği için bunları sorun eder.
bugün çalışmayı, evine ekmek getirmeyi sorun etmeyen azımsanamayacak sayıda erkek, evinin işini, aşını yapmayı sorun etmeyen kadın var.
sorun edenler popüler kültürün oyuncağı olmuş, kibirden burnunun ucunu görmeyen insanlar maalesef...
son dönemde dal t*şşak kıl yumak görmesek babişkosunun premsesi diyebileceğimiz erkekler türedi.
bariz bu tiplerden çıkabilecek mızmızlanma.
şurada, tüm erkeklere sallayan gerizekalılar ile tüm kadınlara sallayan gerizekalıları başgöz etsek, bu tartışma ortamı biter gibi...
rollerle alakalı bir durum. evin reisi ise mecburdur. evin prensesinin öyle bir mecburiyeti yok.
ilişki öncesi ekonomik müştereklik konusu konuşulduğunda hiç bu dertler olmaz.
kadınlar sadece avantaj konularında eşitlikten bahseder dezavantajına olan durumlarda karabatak gibi dibe gömülür
böyle bir mecburiyet yoktur. bunu talep eden kadına bunu yapamayacağınızı söylersiniz. o da işine gelirse kabul eder, işine gelmezse yolları ayırırsınız. bu kadar basit.
allah'ın emridir çünkü.
"allah'tan sakınınız ve biliniz ki allah bütün yaptıklarınızı görür. emzirmeyi tamamlatmak isteyen (baba) için, anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. onların (annelerin) yiyeceği, giyeceği, örfe uygun olarak babaya aittir. hiçbir kimseye gücünün üstünde bir yük ve sorumluluk yüklenmez." (bakara/233)
evet mecburdur. erkek hem fiziksel güç ve direnç olarak kadından daha fazla çalışabilmeye yatkındır (kas oranı/yağ oranı), hem sorun çözme becerisinde daha rasyonel kararlar verebilme kapasitesi vardır (sağ lob/sol lob), hem de ülkemiz gibi yerlerde her minik fırsatta dahi meta ve kimliksiz olarak görülen kadınların bir yerlere gelmesi için ödünler vermesi veya insanüstü bir emek harcaması gerekebilir.
sen bir erkek olarak bunu üstüne çok daha kolay bir şekilde alabilecekken, eşinin/partnerinin tüm bu zorluklarla cebelleşmesini, üzülmesini, yorulmasını istiyorsan; zaten sen öncelikle insan olamamışsın demektir.