batum'a 50 kilometre yakında olup yine fena korkuttu ama bu kez kısa sürdü. ilki 5.3, hemen bir dakika sonra ikincisi 4.2. kendimizi zor bela toparladıktan sonra aşağıya indik, ayakların bağı çözülmenin ne demek olduğunu bu depremlerde anladım. ayakta duramıyor insan, giyinmek istiyorsun eller tutmuyor, öyle tırstım. 10. kat, tepede, gürcülerin zevkine göre döşenmiş evde şakır şakır bir avize sallanıp duruyor. 2 saat kadar şehirde tur attık ama n'apacaksın döndük yine eve. uyku yok bu gece, sabaha da bir şey kalmadı zaten.
depremin en korkunç yanı yordayamıyor olmak. her an gelebilir, şiddeti ne kadar olur bilemiyorsun, kıt aklınla kırk yıl geçse aklına gelmeyecek kolonlara bakıyorsun kalın mı ince mi diye, sanki anlayabilecekmişsin gibi. işin kötüsü karadenizdeki deprem olayı tartışmalıymış, kimi deprem bölgesi d iyor kimi değil. burada da dikmişler koca loca binaları, deprem yönetmeliğ hak getire, güvenemiyorsun.
inşallah bu öncekinin artçısıdır da bir daha olmaz.