kurbağalıdere şairi - Şükela: Nice | All

* *

// ahmet hâşim'in ilk şiir kitabı olan göl saatleri, 1921 yılında dergâh mecmuası tarafından yayımlandı. "göl saatleri", "göl kuşları", "serbest müstezadlar" ve "muhtelif şiirler" başlıkları altında dört bölüme ayrılan bu küçük kitabın ilk iki bölümündeki şiirleri izmir'de öğretmenlik yaptığı sıralarda yazan hâşim, bazı yaz akşamları halkapınar taraflarına gittiğini, su birikintileri ve sazlarla dolu bu mesire yerinde yavru kuşların sazların üzerine konup ötüştüklerini anlatır. hâşim bu manzaradan derin bir biçimde etkilenmiş, her tenezzühte göl saatleri'nin bir mısraını zihninde kurarak manzumeyi iki ay içinde tamamlamış (1) ve 1911 yılında servet-i fünun'da yayımlamıştır.

göl saatleri parça parça yayımlandığı sırada değil, kitap olarak çıktıktan sonra alayla ve tepkiyle karşılanıp mizah mecmualarının didiklediği bir malzeme haline gelmiştir. mesela ay dede mecmuasında "yeni bir şi'r-i bihterîn" başlıklı şöyle bir yazı çıkar:

geçenlerde kalamış koyu sahilinde dolaşan muharririmiz ahmet hâşim bey'i suların çekilmesiyle meydana çıkan yüze yakın patlak kunduralara bakarak düşünür görmüş ve kendisinden bu derin tahayyülünün sebebini sorunca şu cevabı almıştır: "azizim, göl saatleri namındaki mecmua-ı eş'ârımın ikinci cildini neşretmek istiyorum. bunun için bu defa ilhamımı göl sahillerinden değil, kalamış koyu sahillerinden toplamağa karar verdim. işte bu ikinci cildi tezyin edecek mısra'lardan birer tânesi:

kenâr-ı âba dizilmiş füsûn-ı mâha dalar
çamurlu, patlak, ezik çizmelerle kunduralar" (2)

aynı dergide anber takma adıyla yayımlanan "kıyafet meselesi" başlıklı yazıda da ali emirî efendi, tahir nadi, ali kemal, rıza tevfik, alemdarcı kadri pehlivan, halil nihad, ahmed rasim ve abdullah cevdet gibi tanınmış şahısların yanında ahmet hâşim'in görüşlerine de başvurulur. anberin'e göre hâşim şu cevabı vermiştir: "ince kamış yapraklarından jarse biçiminde çarşaf, kurbağa derisi renginde çorap giyerlerse çok güzel olur. peçeler balık oltası olmalı ve yüzlerine pudra yerine kâğıthane deresinin sarı çamurundan sürmelidirler" (3).

hâşim ve şiir anlayışı hakkında bazıları bir hayli ağır olan hicviyeler de yazılmıştır. abdülhak şinasi bunların birkaçını nakleder:

hâşim'in şi'rinde vardır reng ü âheng ü hayâl
olmayan şey varsa lafz u ma'nâsındadır

şerhederken şâir ahmed hâşim'in bir şi'rini
eyledim gâib tamâmen aklı da iz'ânı da

bîçare şinâsi galat-ı rü'yete düşmüş
dâhî görünür gözüne hâşim budalâsı (4)

göl saatleri lehinde yazılmış yazılar ise yok denecek kadar azdır. abdülhak şinasi hisar, bu kitap için bir makale yazmak isteyince hâşim'in okuması için verdiği dosyanın içinde sadece bir iki makale ile bir iki mektup bulduğunu, kendisiyle fevzi lütfi'den başka kimsenin göl saatleri'ni övmediğini söyler. gölden, geceden, kuşlardan, mehtaptan bahsettiği için "kurbağa şairi" diye sarakaya alınan şair, bu yüzden kendini düşmanlarla çevrili zannetmektedir; ardı arkası kesilmeyen tarizler ve hicivler yüzünden sinirleri altüst olmuştur (5).

şiir anlayışının tabiî bir sonucu olarak yaşadığı çağın hadiseleri karşısında kayıtsız kalan hâşim'in zamanlaması tartışılabilir. bir günün sonunda arzu şiirinin, ardından göl saatleri'nin tepkiyle ve alayla karşılanması kaçınılmazdı. zira koskoca bir devlet çökmüş, vatan topraklarının çok büyük bir kısmı elden çıkmıştı; bir kısmı da işgal altında bulunuyordu. anadolu'da ise bi ölüm kalım mücadelesi vardı. göl saatleri birçok insana bu trajik duruma kayıtsız kalan bir şairin sayıklamaları olarak görünmüş olmalıdır. hem şiir anlayışı, hem de sık sık gündeme getirilen araplığı yüzünden kendini dışlanmış hisseden hâşim, gerçekten ülkenin kaderiyle hiçbir şekilde alâkalı görünmez; bir taraftan şahsî problemleriyle boğuşurken diğer taraftan saf şiirin peşine düşmüş, eşkâl-i hayâtı havz-ı hayâlin sularında seyretmekle meşguldür:

seyreyledim eşkâl-i hayâtı
ben havz-ı hayâlin sularında
bir aks-i mülevvendir onunçün
arzın bana ahcâr ü nebâtı

(dipnot 1) m selahaddin güngör, "ahmet hâşim bey hayatını anlatıyor", yeni kitap, no: 14, haziran 1928

(dipnot 2) ay dede, no: 24, 23 mart 1338/1922

(dipnot 3) ay dede, no: 64, 10 ağustos 1338/1922

(dipnot 4) hisar, age (bkz: #2885337), s. 57

(dipnot 5) hisar: age, s. 152 (bkz: #2885337) //

beşir ayvazoğlu

iç. "ömrüm benim bir ateşti" (ahmet hâşim'in hayatı, sanatı, estetiği, dramı), ötüken neşriyat, 1.b., istanbul-2000, s. 132-134
0 favorites - -