east indian company'den sonra kurulan global güçlerin elinde ve hizmetinde olan tehlikeli şirket. amacı gıdayı ele geçirmek ve tohum üretimi üzerinde tekel kurmaktır. bunu yaparken çok ulvi bir amaçla hareket ediyormuş süsü vermektedir. zavallı aç insanlar çok kıraç topraklara sahip oldukları için ekip dikememektedirler. bu peri padişahı ise onlara bu kıraç alanlarda da yetişen böcek ilaçlarından etkilenmeyen çok cici tohumlar sağlamakta ve hızla artan dünya nüfusunun beslenmesini sağlamaktadır. firmanın kabaca resmi söylemi olan bu fikir aslında koca bir yalana dayanmaktadır.
firma amacı dünya tohum piyasasına yani gıdaya hakim olmaktır. bu amaçla içinde yaşadığınız ülkelerde dahil pek çok ülkede yasa değiştirmekte yönetmelik çıkartmakta ve tohum üzerine telif hakları getirmeye çalışmaktadır. bu yasa sayesinde ticari amaçlı üretim yapmak için tohumu monsanto yada adı değişik kardeş şirketlerinden almışsanız izleyen senede tohumluk olarak bir kısım ayırmanız yasaktır zaten genler ile oynayarak o ayırdığınız tohumdan ürün elde etmemenize çalışmaktadır. bu tohumlar onların malıdır ve şirkete para ödemez iseniz dava açar ve kazanırlar. bu şirketi büyük tarım çiftlikleri sevmektedir. çünkü ürün miktarı önceden tahmid edilebilir,böceklerden zarar görmez gdo tohumlar ile üretim yapmaktalar. diğer taraftan tarım ilacı kullanımında ise artış görünmektedir. bu tarım ilacını da monsanto pazarlamaktadır. şu anda bilinen gdo içeren ürünler içersinde bu şirketin icat ettiği tohumlar özellikle mısır göz önüne alındığında %85'i oluşturmaktadır.
firma 1901 yılında kimya alanında faaliyet göstermek için kurulmuştur. ilk işlerinden biride coca cola'ya yapay tatlandırıcı sakarin satmaktır. 1940'larda bir plastik şirketine dönüşmüştür sentetik iplik ve polyethilene alanında faaliyet göstermektedir.sonrasında ise hepimizin bildiği ddt'yi bulmuştur. genellikle abd'nin ilk on şirketi arasında yer almıştır. çok insani bir şirkettir vietnam savaşı sırasında bulduğu bir madde ile amerikan ordusuna yardımcı olmuştur. bu madde bitkilerin üstüne püskürtüldüğünde tüm yapraklarının düşmesine yol açmaktadır. yani ormanda saklanan vietnamlıların üzerine bu maddeyi püskürtünce orman falan kalmamakta adamlar açığa çıkmaktalar. etkileri bugün dahi mekong nehir deltasında görülebilmektedir. sonrasında aspartam'a yatırım yapmışlardır. ddt'den iyi para kazanırken bu maddenin yasaklanması üzerine farklı alanlara geçmişlerdir. aslen ahtapot gibi bir şirkettir mesela led lambalar üzerine yatırım yapmışlardır,bayer ile ortaklıkları olmuş.
bizi ilgilendiren faaliyetleri 1982 yılında başlıyor. bu tarihte ilk gdo'ları geliştiriyorlar.bu gdo'lu ürünler kullanılmaya başlıyor. ilk başya çifçiler çok mutlu çünkü bire on alırken bire yüz almaya başlıyorlar.gdo'nun zararları o dönem bilnmiyor hala daha tam ispatlanmış değil çünkü fda dahil bir çok kuruluşta çok aktifler pek çok araştırmayı gölgeleyebiliyorlar. sonrasında monsanto yasaları kendine göre tadil ediyor ve çifçilere dava açmaya başlıyor. monsanto geni içeren tohum satmaktan haklarında dava açılan çiftçiler bu genlerin tozlaşma ile geldiğini bunun doğanın bir marifeti olduğunu söylesede önce kanada yüksek mahkemesi sonrasında ise abd'de davaları kaybediyorlar. yani yan tarlana ahmet monsanto tohumu ekti sende kendi tarlanda ektin diktin sonuçta elinde kalan tohumların bir kısmını sattın eğer bu sattığın tohumlarda ahmet'in tarlasından gelen genler bulunursa yandı gülüm keten helva,adamlar sana dava açıyor ve tazminat alıyorlar.
bu arada adamlar eğlenin diye disney'in de bir çok işine sponsor oluyor.halkla ilişkilerde hep güler yüzlü duruyorlar. bir çok davalara karışmış bulunyorlar. genellikle hükümetler ile iyi ilişkiler kurup tohum satma tekelini ele geçirmeye çalışıyorlar. kurdukları onlarca değişik isimde şirket mevcut. yani masum bir feşmekan ülke şirketinden aldığınızı tohumlarda bu firmanın imalatı olabiliyor.
amaçları basit mümkün olduğunca çok para kazanmak bunun için her yol mübah. gdo olarak asıl faaliyet alanı kanola,mısır ve soya. günümüzde yetiştirilen mısır ve soya'nın %80-85'e varan bir oranı gdo kaynaklı tohumlardan gelmektedir. gdo'dan kaçarken şunuda unutmayın bu gdo'lu tohumlardan elde edilen mısırların büyük bölümünden ise glikoz şurubu yapılmaktadır.
bu adamların hiç mi olumlu yanı yok derseniz aslen ilginç bir şekilde doğa dostu bir yanlarıda var. kanalo yağı belki insan için çok sağlıklı olmayabilir ama bu tohumlardan elde edilen bio dizel doğaya fosil yakıtlardan daha az zarar vermekteler. üstelik bu dehşetli mısır üretimi fazlası ise giderek petro kimyada kullanılan gerçek anlamda doğada çözülen plastik alternatifi poşet, kap ve levha yapımında kullanılmaktadır.
yani paranın iki yüzü gibi sizin için çok kötü ve sağlıksız olan besinler farklı işleme teknikleri ile birdenbire doğa dostu ürünlere dönüşmekteler. gene de gdo'dan kaçının ve bu şirketin sizleri ileride hasta etmekten çekinmeyeceğini unutmayın. sonuçta onlar bilançolarındaki kara bakıyorlar sizin böbreğinizin gördüğü zarara değil.