on ayda 26 iett otobüsünün kaza yapması artık “şanssızlık” ya da “şoför hatası”yla açıklanamayacak bir hâl aldı. bu kadar kısa sürede bu kadar çok toplu taşıma kazasının yaşanması, ibb yönetiminin ulaşım politikasındaki ciddi ihmalleri ve zafiyetleri gözler önüne seriyor.
ekrem imamoğlu göreve geldiğinde “ulaşımda reform” vaadinde bulunmuştu ama bugün geldiğimiz noktada; eskiyen araç filosu, yeterli denetimden geçmeyen otobüsler ve yetersiz eğitimle sahaya çıkan şoförlerle karşı karşıyayız. her kaza, sadece maddi hasar değil; can kaybı ve halkın güvenini de beraberinde götürüyor.
ibb yetkilileri her seferinde “gereken yapılacak” demekten öteye geçemiyor. sorunlar yapısal ve süreklilik arz ederken bu kadar pasif ve reaksiyoner bir yaklaşım kabul edilemez. toplu taşıma, bir şehrin can damarıdır ve bu damar her geçen gün daha da tıkanıyor.
bir belediye başkanı için sadece projeleri anlatmak değil, kriz anlarında sorumluluk almak da önemlidir. kamu güvenliği bu kadar sık ihlal edilirken sessiz kalmak, en hafif tabirle, sorumluluktan kaçmaktır...