(bkz: #179126838)
devlet yumruğunu vurursa, senin gibi "çözümcü" abiler de birden bire ekonomist kesilir, memleketi batırır. ev sahipleri "milletin sırtından geçiniyor" diyorsun da, peki o evleri kim yaptı? gökten zembille mi indi? o adamlar birikim yapar, inşaat yaptırır, bankadan kredi çeker, vergisini öder (evet, emlak vergisi, kdv, stopaj falan, senin maaşından kesilen vergiden az mı sanıyorsun?). istihdam mı? tabii ki sağlıyor: inşaat işçisinden emlakçıya, boyacısından tesisatçısına kadar binlerce insana iş veriyor. cari açığı mı? ithal malzeme kullanıyorlar belki ama yerli ekonomiyi döndürüyor, turizmde airbnb'yle döviz getiriyorlar (sen tatilde otelde kalırken şikayet etmiyorsun ama).
ülkeye katkı yok mu? peki senin kiracı olarak katkın ne? maaşını alıp evde oturmak mı? ev sahipleri en azından risk alıyor: ev fiyatları düşerse batıyorlar, kiracı kaçarsa boş kalıyor, bakım masrafı ceplerinden çıkıyor.
10 milyon konut yapın diyorsun, kamulaştırma falan... vay anam, venezuela mı burası? rayiç bedel üzerinden el koyarsan, anayasa ne olacak? mülkiyet hakkı diye bir şey var, yabancı yatırımcı gelmez, inşaat sektörü çöker (gdp'nin %10'u inşaat, haberin var mı?). 50 yıllığına kirala diyorsun, sonra ne olacak? devlet mi yönetecek o evleri? bak bakalım hazine arazilerindeki toplu konutlar nasıl, rantçı belediyeler nasıl yiyor o projeleri.
bir insanın 80 dairesi olması adaletsiz evet, ama çözüm bu mu? vergi sistemiyle çöz: birden fazla evden progressive emlak vergisi artır, boş evlerden ceza al (ispanya gibi). teşvik et kooperatifleri, tokiler'i hızlandır. ama komünist devrim hayalleriyle değil, piyasa ekonomisiyle. yoksa yarın öbür gün senin maaşına da "el koyarlar" eşitlik adı altında.
sonuç: ev sahipleri şeytan değil, sistem sorunlu. kiralar yüksek çünkü arz az, nüfus artıyor, enflasyon uçuyor. çözüm gasp değil, üretim. hadi şimdi sen de bir ev al, kiracı olma da gör gününü.