gerçek adının ne olduğu 18. yüzyılın ortalarından beri tarihçiler tarafından tartışılmaktadır. ilk defa j. deguignes (1721-1800), daha sonra e. gibbons (1737-1794) konu hakkında görüş bildirmiş ve osman bey'in gerçek adının osman olmadığını söylemişlerdir. f. babinger (1891-1967) gerçek adının atman, azman olabileceğini belirtmiş, j. h. kramers (1891-1951) ise islam ve hristiyan kaynaklarındaki isim farklılığına dikkat
çekmiştir. daha sonra macar türkolog g. moravcsik (1892-1972), 1937'de toplanan 2.
türk tarih kongresi'ne sunduğu bildiride osman bey'in bizans tarihlerinde otman, atman, atuman vb. şekillerde geçtiğini kaydetmiştir.
türk yazarlardan e. b. şapolyo 1935'te ilk kez konu üzerinde durmuş, “osman'ın adı otman'dır” demiştir. ikinci olarak hasan adnan erzi 1942'de konu hakkındaki yabancı görüşleri özetleyerek adın otman veya tuman olabileceğini söylemiştir. daha sonraları m. tayyip gökbilgin ve o. turan da türkmenler arasında osman adının otman biçiminde söylendiğine vurgu yapmışlardır. bunlardan başka birçok türk yazar da soruna ilgi duymuş ve osman adının otman, ataman olduğunu söylemişlerdir. adın osman olmadığına en çok bizans kaynaklarındaki otman, atman, atuman, vb. şekillerden ve el-ömerî'nin (1301-1349) tuman kaydından, ayrıca o devirde kişi adlarının hepsinin türkçe kökenli oluşundan varılmıştır.