the wire - Şükela: Nice | All

time dergisinin 2008 yıl sonu anketi, obama'nın lafları, türkiye'de de bir iki köşe yazarının diziye dikkat çekmesi derken the wire'a ilginin son zamanlarda giderek arttığını görüyorum. "gelmiş geçmiş en iyi televizyon yapımı" yaftası yapıştırılan bu diziyi tabii ki merak etmemek güç. öte yandan dizi bırakın türkiye'yi amerika'da bile fazla popülerliğe ulaşamadı. en sonunda rating düşüklüğü sebep gösterilerek olası 6. sezonun yapılmasından vazgeçildi. böyle olunca insanın aklına bu dizi madem bu kadar iyiydi, adını neden kimse duymadı? neden hiç bir ödül töreninde bu dizi yokmuş gibi davranıldı? soruları geliyor. benim fikrim, the wire'ın her büyük sanat-fikir eseri gibi insanları ikiye bölen bir karaktere sahip olması. burada bile insanların tepkileri "gelmiş geçmiş en aşmış dizi" ile "iki bölüm izledim sıkıldım bıraktım" arasında gidip geliyor. sözün kısası: the wire herkese hitap edebilecek bir dizi değil.

peki neden değil? dizi çok elitist temalara mı sahip?**, çok zekice ve çok karmaşık mı kurgulanmış?***. iğrenç / korkunç içeriklere mi sahip? hiç alakası yok. ama yine de neden türkiye'deki (ve dünyadaki) tipik lost- prison break-dexter izleyicisine hitap etmiyor? politikılli korrekt günüme denk geldiğinizden olacak, bu diziler kötüdür, veya bu dizileri izleyenler de şöyledir böyledir demek istemiyorum. demek istediğim..... evet en başından beri bu entariyle amaçladığım şey, halkımızdan gelecek olan "hocam şimdi bu diziye bu kadar iyi demişler, ama beğenmeyen de epey olmuş, şimdi ben bu diziyi indirsem adsl faturamın götüme girmesine değecek mi değmeyecek mi?" sorusuna yanıt aramaktan ibaret. işte bütün mesele bu... (evet ciddiyetimiz maksimum 2 paragraf sürebildi...)

isterseniz amacımız doğrultusunda, "the wire'da neler var?"'ı anlatmadan önce neler yok ona bakalım:

the wire'da olmayanlar:
- gerçeküstü / bilimkurgu temaları***: yok
- güzel kadınlar / erkekler ***: yok (en eli yüzü düzgün adam dominic west gerisini siz hesap edin. kadınlara hiç girmiyorum bile)
- aşk, romantizm, ilişkiler ****: minimal
- sikiş / sokuş**: minimal
- aile**: minimal
- aksiyon / macera ***: minimal
- komedi***: yok (ama hemen her bölümde biryerde gülmekten yerlere yatmayacaksınız demiyorum)
- "teen" temaları***: yok

the wire'da olanlar:
- gerçekler (işinize gelirse)

"gerçekler" deyip gizemli bir hava verdim ama izleyicinin diziden alacağı tatmin kişinin kendisinin gerçeklerle yüzleşmek konusundaki yeteneğiyle ve dizi izlemekten beklediği şeylerle doğru orantılı. "gerçekçi olan eserler olmayanlardan üstündür" gibi dallama bir hipotezin üzerine bina ederek de söylemiyorum bunu ama bu dizi, izleyicisine gerçeklerden başka birşey vadetmiyor. kimisi mesai daha çabuk bitsin diye, kimisi hoşlandığı kıza / erkeğe bakmak için, kimisi de herkes izliyor diye dizi izler, karışmam. ben ve benim gibi 7-8 kişi de böyle dizilerden hoşlanıyoruz.

yukarıdaki bu kadar geyikten de ana meselemiz (adsl faturası) doğrultusunda birşey çıkaramayanlar için üşenmedim, argümanımı daha user friendly bir arayüze oturttum, hey girl dergisindeki anketlere benzettim. flowchart yaptım:

~~sen bir the wire izleyici misin?~~

1. oz diye bir diziden haberin var mı?
evet: anketi başarıyla tamamladınız. oz'da ne gördüysen 5 katını vadediyorum. (ha burdan the wire = "oz 2" gibi bir anlam çıkmasın. tamamen farklı işler. ama ikisi de aynı "damardan" deyim siz anlayın)
hayır: soru 2'ye geçiniz.

2. en beğendiğin filmler arasında the godfather, scarface, goodfellas, reservoir dogs vs. gibi suç filmleri var mı?
evet: the wire'ı da çok büyük bir ihtimal seveceksin. iyi seyirler diliyorum.
hayır: soru 3'e geçiniz

3. polisiye roman, dizi veya filmleri sever misin?
evet: kabullerini, önyargılarını biraz esnetirsen bu diziyi de sevmemen için bir neden yok. mesela yılan hikayesi vardı memoli vardı falan bu dizi de aynı öyle, sen hele bi başla izlemeye...
hayır: sana bu diziden hayır geleceğini sanmıyorum. hayatının erkeğini yanlış yerlerde arıyosun (?)

osmanlı'da ingilizce mes'elesi

iyi ingilizce bilmek the wire'dan birşey anlamanın önşartı gibi verilmiş. kısmen doğru kısmen yanlış. "ben zenci gangstaların konuştuğu hebeleme ingilizceden hiçbişe anlamıyorum" geçerli bir sebep değil çünkü normal amerikalı da anlamıyor. (the office'de michael'ın dwight'la new york'a eğlenmeye gittikleri bölümde ryan'ın odasında söylediği "hiçbi kelimesini anlamasam da gene izliyorum" repliğini düşünün) dizimax'te nası veriyolar fikrim yok herhalde türkçe altyazılı veriyolardır, divx'ini izleyecekseniz malum sitelerde türkçe altyazısı mevcut. ama ingilizce altyazılı izlemek tabii ki en iyi tatmini sağlayacaktır. bunun için de orta düzeyde bir ingilizce yeterli. sıkıntı çekilecek tek nokta gangsta muhabbetindeki "terimler" olabilir onların anlamlarını da zaten 3-4 bölümden sonra çıkarmaya başlıyosunuz. hatta bu süreyi kısaltmak için sözlük bünyesinde bir the wire sözlüğü oluşturulabilir.

sonuç:
bu çok iyi yazılmış, çok iyi çekilmiş, çok çok iyi oynanmış diziyi izlemek, eğlenmek, memleketimizin ve kendimizin hali için dersler çıkarmak caizdir. hepinize iyi seyirler diliyorum.
54 favorites - -