köyde, kırsalda yaşıyorsan ikisi de hayatı büyük ölçüde etkilemez. insanlar binlerce yıl yaşadı elektriksiz susuz.
ama bunlardan herhangi birinin eksikliği bildiğimiz anlamda kent yaşamını bitirebilir. istanbul örneğini alırsak şehir şebekesi dışında su kaynağı yok. gölden dereden taşıyamazsın. mesafeler çok uzak. nüfus çok yoğun. su yalnızca yıkanmak için değil yemek hazırlamak için de çok gerekli. ayrıca susuz hijyen olmaz. hastaneler çöker, ameliyatlar yapılamaz.
elektriği kessen evlerde çalışan herşey elektrikli. hayat durur. çok katlı binalardan beşinci kattan yukarısı terkedilir. asansörler çalışmaz. bu yüksek binalarda su da kesilir. çünkü şehir şebekesinin o kadar yükseğe su çıkaracak gücü yok. elektrikle çalışan bina hidroforları basıyor suyu üst katlara.
bunlar ilk akla gelenler, biraz düşünerek ayrıntılandırmak mümkün. o zaman tablo daha da vahim hale gelir.
ne yazık ki insan nüfusunun çok yoğun şekilde yığıldığı şehirler bütün kaynakların sistemli ve düzenli şekilde dağıtımının yapılması gereken yerler. sistem çöktüğünde kimsenin kendi başının çaresine bakma imkanı yok. ancak şehri terkederek hayatta kalabilirsin.