'i'm going down south, chilly wind don't blow'
bu albümde soğuk rüzgarların esmediği o nemli ve sıcak iklimiyle güneye, missisippi deltasına gidiyoruz. hill country blues tarzında şarkıların coverından oluşan albümde dan ve patrick'e iki veteran müzisyen eşlik ediyor: bas gitarda eric deaton, elektro gitarda kenny brown. albüm session kayıt olarak kaydedilmiş. sağdan soldan gördüğüm kadarıyla da dan auerbach yukarıda ismini zikrettiğimiz veteran abilerle jam session yaparken bayağı eğlenmiş ve hoşuna gitmiş. hemen patrick'i aramış : abi süper gelsene demiş ve albüm yanılmıyorsam aynı gün ya da hafta içinde bir kaç saatte kaydedilmiş. albümle amaçladıklarını ise "bizi derinden etkileyen missisipi hill country blues'u ve müzisyenlerini onurlandırmak" olduğunu söylemişler.
her bir enstrümanın; davul, perküsyon, gitarlar, bas ve synthesizer ve son olarak vokalin uyumlu ve dengeli kaydedildiği, bas gitarın albümü davulla birlikte bağlayıp gitarın ise ince ince işlediği hoş bir kayıt olmuş. ben albümü dinlerken amfiye jakı takmamak için hiç kendimi tutmadım valla, bağladım elektroyu keyifle eşlik etmeye çalıştım.
1. crawling kingsnake
albümün açılış parçası. umursamaz bir dan auerbach vokalinin üstüne tekrarlayıcı gitar riffleri ve patırtı koparan ama aynı zamanda da incelikli olan patrick carney davulları. doğrudan albümün devamında ne dinleyeceğimzi haber veriyor gibi: cayır cayır missisippi blues. basit ama vurucu gitar partisyonları ve araya yerleştirilmiş akıcı sololar... zaten mükemmel bir tekliydi ama bence albümün açılış parçası olarak da doğru upliftler bir tercih olmuş.
2.louise
slide yüzüğüyle çalınan bu parçanın giriş riffi sizi doğrudan puslu soğuk bir gecede kendinizi zar zor attığınız dandik barda çalan ihtiyar grubu dinliyormuş hissiyle sarıyor. efsane isim fred mcdowell'in louise'i şatafattan uzak, groovy biçimde iyi icra edilmiş. ilk parçanın yüksekliğine nazaran ikinci parçanın louise olması ilginç bir tercih olsa da burada gitar,bas, davul her şey mükemmel! session kaydı en çok hissettiğiniz parçalardan da biri, parçanı müzisyenlerin "çok çaldık kessek mi" tadında bitmesi de ayrı hava katmış.
3.poor boy a long way from home
albümde ki iki r.l. burnside parçasında biri, diğeri de going down south. hareketli, perküsif ve akan giden slide gitarlar...
açıkçası hill country blues'un en klasik trafiklerinden birine sahip müthiş bir parça ve tek bir cümleden oluşan şarkı sözleri... bu şarkıda öne gitar soloları ve patrick'in yükselen alçalan crash'leri çıkıyor. dıkşın dıkşın distorşın!
4.stay all night
balad gibi olan açılış ve arkasında süregelen o tatlı bas... muazzam bir kayıt olmuş. albümde en sevdiğim bas rifleri herhalde bu parçada olabilir. sadece o dingin gidişatı ve diri baslarıyla birlikte süper bir parça olmuş. ayrıca 2006-2011 arası the black keys parçalarına da çok benzeyen bir icra olmuş. bu parçanın going down south'dan önceki sırayı alması da yerinde bir tercih. bence albümdeki en iyi işlerden biri olan going down southa kulakları, zihni ve adeta bedeni hazırlıyor.
5.going down south
işte geldik! muazzam bir riff, muazzam bir rim shot ve dan auerbach'tan duymaya alışık olmadığımız o müthiş falsetto sesi! hill country blues'un marşı olmuş bu eserin bu denli farklı yorumlanması çok hoşuma gitti. daha önce de bu parçayı the black keys coverlamıştı ama ne falsetto vardı ne de böyle rim shot... şimdi ise karakter katılmış, özgün bir icra var karşımızda. normalden uzun süren intro ve giriş kısmı şarkının ortasında güzel ve tanıdık bir gitar solosuyla yükseliyor ve sonra yavaşça tekrar düşüyor. patrick'in tuşesine de ayrıca respect.
6.coal black mattie
albümün en hareketli kayıtlarından cbm. bol bol duyduğumuz ziller ve aksak snare vuruşları hoş bir hava katmış. tam bir hücum kayıt başarısı :) bu şarkıyı dinlerken jackson'da leş bir barda iyi bir grubu dinliyormuş gibi hissettim.
7.do the romp
çıkarıdıkları ilk albüm olan the big come up'ın ikinci parçası olarak 2002 yılında the black keys bu parçayı bambaşka şekilde coverlamıştı. ve tekrara düşmeden bu sefer 20 yıl önce çaldıkları bu parçayı bu sefer daha ağır, oturaklı ve olgun bir biçimde çalmışlar. metronom görevi üstlenen def parçanın genel dinginliğine bir tutam da olsa neşe katmış. ben her ne kadar o ilk almümdeki yorumu içerdiği amatörlük ve toyluktan dolayı tercih etsemde yanyana dinleyip grubun zamanla gösterdiği gelişimi görmek için yerinde bir tercih olmuş denilebilir. yine gitarların gelişigüzel cavladığı, lokomotif gibi bas partisyonları olan hoş bir parça olmuş diyebilirim.
8.sad days, lonely nights
soundcheck'i duyduğumuz girişiyle sizi direkt parçanın kaydedildiği salona çağırıyor. hepsinin ortasında icraya dinleyerek ortak oluyoruz. bir tarantino filminde esas oğlanın geçmişini anımsadığı flashbacklerde çalacak kadar güçlü ve vurucu bir parça. 'that was great man!'
9.walk with me
blakroc kayıtlarındaki beatleri andıran bir intro. üzerine jilet bir rap bile yapılabilir :) sad days'ten sonra albümdeki ikinci junior kimbrough coverı. the black keys'in jk sevgisini bilmeyen yok. sırf jk şarkılarında oluşan bir ep bile yayınlamışlardı (bkz: chulahoma). konu hill country blues olunca da bu albümde yer almaması tabi ki olmazdı.
10.mellow peaches
derinden gelen bas ve synthesizer uyumu... bu parça en iyi analog cihazlarda dinlenmeyi hak edecek kadar iyi bir kayıt. oldukça hoş bir slide gitar solosu da içeriyor.
11.come and go with me
bu duygu yüklü parçada en çok dikkatimi çeken ve hoşuma giden şey vokalin i need love dediği esnada ona arkadan eşlik eden elektro gitar oldu, ince düşünülmüş hoş bir dokunuş olmuş.
12.crawling kingsnake (edit)
albümün ilk parçasının daha kısa, radyo için düzenlenmiş hali. doğrudan zillerle başlıyor.
bonus