ekşi itiraf
Next (2) - Last Page (8)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

ruh bedende, turist gibi geziyorum.
3 favorites - -
sevgili sözlük itiraf ediyorum, bazı insanlar hayatımdan gittikten sonra daha huzurlu oldum.

önce eksildim sandım, sonra anladım; kalabalık değil, denge önemliymiş.
çok güldüğüm insanlar vardı, sustuklarında içimi kemiren… çok sevdiğim insanlar vardı, yanında kendimi eksik hissettiğim… şimdi daha az kişi var ama daha çok ben varım. ve galiba ilk kez kendimle barışıyorum. beni içten seven, değer verip önemseyen, baskılamayan, yüzlerinde maske olmayan insanlarla daha huzurlu hissediyorum artık.

size yanlış yapan insanları affetmeyin, boş verin. herkes her şeyi bilerek, isteyerek, hatta gözünüzün içine bakarak yaptı. üstelik yaparken utanmadıkları gibi kendilerini iyi, sizi kötü ilan ettiler.
mevlana'nın dediği gibi: "senin dünyaya bakan penceren kirli ise, benim çiçeklerim de sana çamur görünür."
19 favorites - -
ulan çocukken örümcek adam olup dünyayı değiştirme hayallerim vardı.

demin tuvalette karanlıkta sıçarken bi an düşündüm de içim burkuldu anasını satiyim:

bugün sahip olduğum tek süper güç buzdolabı kapağını götümle kapatabilmek.
ayrıca kaç haftadır tuvaletteki patlamış ampulü değiştiremedim ben bi türlü amk, karanlıkta sıçıyorum ta ne zamandır. dünyayı değiştirecekmiş, sen önce tuvaletindeki ampulü değiştir, maloş seni jsj ahah.

bu, insanın büyüdükçe kendine eninde sonunda yapmak zorunda kaldığı ciddi bir itiraf bence. çünkü insan ya bu hayallerinden istifa ediyor ya da bu hayalleri hazmedemediği "gerçeklerden" dolayı istifra ediyor. e sonunda da bunu mutlaka kendine itiraf ediyor.

çocukların bi an için algıları açılsa ve büyüklerin söylediklerini anlayabilecek kıvama gelseler onlara şunları söylerdim:

lan çocuklar, böyle salak sulak hayaller kurmayın lan! gerçi kurmayın demeye dilim varmıyor, kurun kurun tabii de... çok kaptırmayın eheheh.
bakın ben içimde deli gibi koşuşturan çocuğa rağmen büyüdüm ve büyüdükçe hayallerimdeki renkli alacalı dünya grileşti. sonuçta hansellen gratelin evi çukulatadandı, aha bizimki bildiğin düz beton amk. bi gün lolipop tatmin etmeyecek bebeler, hayat sıradanlaşacak yavruşlar.

evet, bi gün mutlaka içinizdeki kızıl canavar uyanıp kulağınıza "sen mükemmelsin, farklısın, büyüdün artık seni sefil bok, hadi başla savaşmaya!" falan şeklinde seslenecek. sakın inanmayın. öyle materyalizm, anarşizm falan sök meeeez.

kimsenin seni anlamadığını düşüneceksin, düşünme.

bütün dünya sana karşı sanacaksın, sanma.

şşşt uyan bebeğim, kimse sana karşı değil, hatta kimsenin sikinde bile değilsin.

siz öyle "ama abi materyalizm..." şeklinde bilmiş bilmiş konuşurken esnafın biri çıkar ve "sokarım lan materyalizmine!" der, o gün anlarsın kimsenin sikinde bile olmadığını.

dünya'nın senin etrafında dönmediğini coğrafya dersinde değilse bile başka bi yerlerde eninde sonunda öğrenirsin eheheh.

kendini aşırı farklı sanıp azınlık olmakla övünmek için kimsenin okumadığı dergileri okuyup iguana falan beslerken tahlil için gittiğin bi hastane odasında plastik kaba çömelmiş sıçarken aslında farklı falan olmadığını, hatta sıradanın en önde bayrak taşıyanı olduğunu anlarsın,
ya da yıkanamadığın günler gelir, koltukaltın leş gibi kokunca anlarsın.
en olmadı, hassas cildin için rahat uyuyayım diye aldığın pufa pamuk yastığın pamuğunu götüne tıkaç yaptıklarında anlarsın.
çünkü sana dünyanın en özel insanıymışsın gibi "seni pamuklara sarmalar sararım." şeklinde seslenenlere rağmen bi gün götüne pamuk sokacaklar bebeğim eheheh.

içindeki canavar uykuya dalacak, tıpkı tuvaletindeki ampul gibi ışığı sönecek o kızıl canavarın hshagf.
bi gün ıslak sarı bi mutfak bezi kadar bile karizman kalmayacak bebeğim. "varoluşçuluk..." falan şeklinde başladığın cümlelere bi gün kahkahalar atacaksın.

değil dünyayı, tuvaletindeki ampulü bile değiştirecek enerjin kalmadığında koca bi "dank" beyninin merkezine paslı bi çivi gibi çakılacak ve inan bana çok güleceksin eheheh. dünyayı değiştireyim derken bi bakmışsın sen değişeceksin.

ve ne biliyor musun? adam haklıymış lan diyeceksin:

insan 16 yaşında dünyayı değiştireceğini sanar. 18'inde düşünceleri sert bir kayaya çarpar. 20'ye geldiğinde hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini anlar. 25'ine geldiğindeyse dünyanın onu değiştirdiğini fark eder.*

buradaki yaşlar bire bir tutmak zorunda değil, zaten çok önemli de değil ama sıra aşağı yukarı bu şekilde ilerler inan ki.

ve evet, gülüyorum falan ama bu baya iç burkan bi durum aslında dostum eheheh.
ağlama lan ağlama tamam. hadi git işin vardır senin, daha dünyayı değiştirecen, ben de şu ampulü değiştireyim bi ara artık yau. :p

not: bu yazıyı çilekli danino yerken tekrar okumam da işin ironisi olsun puhahsha. sigara altlığı olsun diye çilekli danino yemek nedir laaan? kendime 6'lı danino aldım. o kadar da büyümemişim mi ki acaba lan? neyse sigaramı yakayım.
5 favorites - -
allahım teşekkür ederim ya.
3 favorites - -
yalnız olup istedigim gibi giremeyeceğim bir dogum gunum daha yaklaşıyor. bu sene dogum gunu anksiyetem biraz erken başladı. ben bu yaşlarımı hiç böyle hayal etmemistim. rahat rahat ağlayamıyorum, gezemiyorum, arabam yok, alanım yok, kimsenin elinden tutamıyorum. hayatla tek başına mücadele etmek, her zorluğa tek başına çözüm bulmaya çalışmak o kadar yorucu ki artık.5 sene once yaşadığım depresyon beni tekrar ele geçirmez umarım. ne çalışmaya, ne okumaya, ne gezmeye, ne biriyle tanışmaya ne de intihar etmeye cesaretim var.
0 favorites - -
son zamanlarda tarifi güç hisler yaşıyorum. yazmak anlamlandırmaya yardım eder diye düşünerek yazmaya yeltendim birkaç defa ancak olmuyor; saçma bir düşünceden ibaret olmasını umuyorum sadece. beni rahatsız eden nokta ise benzer durumları yaşadığımdaki sonuç, yani içime doğan şeyin gerçekleşmesi. bu hem rahatsız ediyor ve hem de bir yandan kalbimi ferahlatıyor. çünkü sıranın bana ne zaman geleceğini bilmeden beklemek çok yorucu. ve artık bekleyiş son bulacak. bekleyişi son bulanlara öncesinde neler yaşadıklarını sorabilmeyi o kadar isterdim ki.

farkında bile olmamıştım. meğer eylemlerim hep o sonuca hizmet etmiş. hayatı otomatik pilotta yaşıyor gibiyim, sadece bazı anlarda bilincim devreye giriyor ve bir şeyleri idrak ediyor gibiyim. o anlar çok güzel. "nihayet" diyorum. bir yandan da heveslenen parçamın hüsrana uğramasından korkuyorum.

son olarak hayatımda ilk defa vasiyet yazdım bugün. aileme yük olacak türden istekler içeren bir vasiyet değil. hatta hiçbir şey istemiyorum. umuyorum ki herkes adil olmaya çalışarak aldığım kararlardan memnun olur.
0 favorites - -
ne diyeceğimi bilmiyorum. “ben niye varım ki?” sorusu dışında pek bir şey de gelmiyor aklıma. aslında çok şey var düşünmekten sonuca ulaşamadığım ama belki de hepsi “ben niye varın ki?” gereksizliği ile son buluyor. bu son da ebedi sonu beraberinde getirmek istiyor; ölmek, intihar etmek.
hür irademi kullanabileceğim, gösterebileceğim ya da kendime kanıtlayabileceğim tek gerçek eylem; intihar etmek olabilir. çünkü nerde doğduğum, ne işte çalıştığım ya da hayat boyu neler yapabileceğim hep başından beri az çok belli. ben bunların hiçbirini istemedim ki. ya da hür irademle seçmedim ki.
özümden bile isteye yapabileceğim ne varsa toplum normlarından ekonomik normlara kadar bir sürü engeli aşamadı, aşamayacak ve aşamaz da zaten. geriye kendimin verdiği tek kararı kendime uygulamanın tek yolu kalıyor; o da kendi hayatıma son vermek. kelime oyunu yapmıyorum. bireyselleşen dünyada aynılaşma paradoksuna dikkat çekmek de değil niyetim. sadece ölmeye kararı kendim vermek istiyorum.
0 favorites - -
kendi atasozümü buldum: hayatta her darbe aslında bir aşıdır; esas hastalığa karşı seni korur, hasta olmamak önemli.
0 favorites - -
senin olan sana gelir. bunu bilince her şey daha kolay olabiliyor. bazen bu dünyada cenneti yaşayınca başıma bir iş mi gelecek diye kıllanmıyor değil insan.
senin olan sana bir şekilde geliyor...
5 favorites - -
kimsenin yüce sevgisine layık olmak, yüce estetik algısına yetebilmek, yüce kurallarına oynamak gibi bir amacım olmadı olmayacak. hastalık derecesinde egolu ve herşeyi kendisine yontmak üzere yaşıyor bazı insanlar.
5 favorites - -
Next (2) - Last Page (8)