bu başlık aslında çok güzel bir sosyal deney olarak kullanılabilir. ve bize toplumun ve insan ilişkilerinin ne kadar çürüdüğünü en iyi şekilde açıklayabilecek potansiyele sahip.

evet böyle bir acı yaşamadım. ama neresinden tutarsam tutayım eşim ölseydi arkasından nasıl başka birini sevebileceğimi asla hayal edemiyorum. her şey yarım kalmış, hayatlar yaşanmamış, hayallerimiz toprağa verilmiş ve en değer verdiğim insanı bir daha göremeyeceğim. yine de ben hiçbir şey olmamış gibi onu tarihe gömüp devam mı edeceğim ha? evet hayatını yaşardım, ama aşk? asla...o kalbi insanın eşiyle beraber mezara gömer ve bir daha da asla eskisi gibi toparlayamaz.

şimdi günümüzde neden evliliklerin yürümediğini, ilişkilerin pamuk ipliğine bağlı olduğunu ve aldatmaların bu kadar neden arttığını daha iyi anlattı bu başlık bana. çünkü başlık altında ki insanların neredeyse hepsi hayatına devam etmesini savunmuş. evet yaşasın, hayatına devam etsin. buna bir şey dediğim yok. ama günümüzde demek ki kurulan bağlar, yaşanan aşklar bu kadar basit. ölüm kavramı bu dünyadaki en acı şey. sana ve size dair her şeyi söküp götürmüşken insanın bu denli hiçbir şey olmamış gibi devam edebiliyor olması aklımda sadece, "demek ki yaşanan her şey asla gerçek değilmiş" düşüncesini doğuruyor. çünkü eğer gerçekten sevseydi insanoğlu canını toprağa verdiğinde o canın yerini başka kimse dolduramazdı.

gerçekten doğulabilecek en iğrenç zamanda doğduğum için midem bulanıyor. benim eşim ölseydi ben asla bir başkasını sevemezdim. allah kimseye bu acıyı yaşatmasın ama benim için böyle.

yazarların fikrini merak etmişmiş.

hayırdır, buradaki yazarlar bilirkişi de haberimiz mi yok?

eleştirmek haddine değilmişmiş. amacın gayet de insanları linçletmek.

bu kafalar zehirli kafalar.. başlık sahibi eleştirmek haddime değil deyip bir dünya yargı dağıtmış ortalığa.
halbuki sana ne?
kendi dar dünyasıyla başkasının davranışlarını ötelemiş.
oysa ki sana ne?

kendisine sorsan çok erdemli, ahlaklı bir sevgi pıtırcığıdır ama kendisini asla ilgilendirmeyen başka insanların kimseye zararı olmayan gerçekliği hakkında öteleyici konuşma cüretini gösterebiliyor .

yarın öbür gün işte bunlar ‘genel ahlak kurallarına’ ters diye senin benim özgürlüğüme, zararsız davranışlarımıza salça olacaklar.

eleştirilecek bir durum yok bana kalırsa, insanların kendi hayatı doğrusu yanlışı yok bu işin. ama habere bakınca ikisi de öğretmenmiş, o yüzden çok daha normal bir olay haliyle. çünkü öğretmenler odası, bekar öğretmen kabul etmez. bilenler bilir. öğretmenlerimizin en büyük dertlerinden biri bekar öğretmenlerin birbirleriyle eşleştiğinden emin olmaktır. 2 yıl iyi bile dayanmışlar o sebeple

insan sadece mutluluğunu değil, acısını da psylaştığında bir bütün olur o kişiyle. yaşanılan acıyı bilmeden burada linçleyenler var. o insanları yaşamadan kimse anlayamaz. umarım kimse de bunu yaşamaz. bundan sonraki hayatları kendilerine mutluluk getirir umarım.

yas süresini veya iki evlilik arası minimum süreyi siz mi belirleyeceksiniz be dingiller!? oldu olacak uygun süreyi söyleyin de anayasaya eklesin yetkililer.
bir ömür mutluluklar tüm yeni evli çiftlere.

o kadar acı çekmişler ki umarım ömürlerinin sonuna kadar birbirlerine destek olurlar