bir aforizma makinesi olan yazarın
*eserlerinden dilimize dolanan mükemmel aforizmalarıdır.
görünmez canavarlar'daki hatunun kitap boyunca 2-3 kez tekrarladığı "beni sev. beni sev. beni sev. beni sev. beni sev. beni sev. ne olmamı istiyorsan olurum." u dolanmıştı bir dönem.. aforizma mıdır bilinmez (bilinmez dedim!).. ama şu "beni sev beni sev" furyası başlayınca (ya da bana daha sonradan furya gibi gelince), öylesine bir atmosferin öylesine spesifik bir hissiyatına yapılan göndermeyi onlarca kişiyle paylaşmanın hazzını tatmıştım. çok şaşırtıcıydı. bunların reklam repliği olduğunu öğrenme anım ise ayrıca görülmeye değerdi. bu da böyle bir anımdır.
edit: hmm şarkı sözü müydü lan yoksa? ne furyasıydı o? aradım baktım öyle bir reklam da yok, varsa da çok popüler olmamış gibi. neyse. böyle bir furya olmuştu zamanında efendim (olmuştur dedim!).
edit2: iki bin on iki'nin uyarısıyla farkettim ki, evet, o furya "beni seç beni seç" furyasıydı büyük ihtimalle. demek mucizeler için yarım dinleyen bir kulak ya da topal çalışan bir hafıza da lazımmış zaman zaman. eheh.
"mesele şişkin görünmekse, sufle de şişkin görünür."
zayıfmış gibi yaparak, güç kazanırsınız. kendinizi güçsüz göstererek diğer insanların kendilerini güçlü hissetmesini sağlayabilirsiniz. insanların sizi kurtarmasına izin vererek, aslında siz onları kurtarırsınız.
*
insan bu bedenin, bu koca bebeğin esiri olduğuna inanamıyor. onu beslemek, yatağa yatırmak ve tuvalete götürmek zorundasın. daha iyisinin icat edilememiş olmasına inanmak istemiyor insan. daha az ihtiyaçları olan, daha az vakit kaybettiren bir şey icat edebilirdik.
"insanların neden uyusturucu kullandıklarını anlamaya başlıyorum. çünkü zamanın sınırlı olduğu, kanunlar ve emirlerle dolu ve mülkiyete dayalı bu dünyada insanların yaşayabilicekleri tek gerçek kişisel macera bu."
gerçek olan, ölene kadar yaşayacağındır. asıl hakikat ise kimsenin gerçeği istemediğidir.
eğer kimse izlemiyorsa herhangi bir şey yapmanın çok anlamsız olduğunu farkına varıyor insan. çarmıha gerilme sırasında izleyici sayısı düşük olsaydı, olayı başka bir zamana ertelerler miydi, diye düşünmeden edemiyorum.
"bana nostaljik çocukluk özlemi ver. -flaş!" (bkz:
invisible monsters)
uğruna savaşacak birşeyler bulana kadar, birşeylere karşı savaşmayı seçersiniz.
*