cem yılmaz
Previous / Next (3) - Last Page (1199)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

cem yılmaz'ı çokça seven, saygı duyan ve kendisinden öğrenilecek şeyler olduğuna inanan bir insanım. ancak her zaman kendisinin dillendirmeyi sevdiği bir söz vardır şu minvaldeki sorulara karşı:

"neden güncel meselelere duyarlı anlamda eserler üretmiyorsun? neden mizahı zayıfın güçlüye karşı olan savaşında hep kullanıldığı gibi kullanmıyorsun? hem de bu silahı en iyi kullanabilecek en başarılı, en yenilikçi zeki sanatçılardan, silahtarlardan biriyken?"

kendisinin cevabı ise şu kaçamak minvaldedir, bilenler bilir - ki ben buna hep saygı duymuşumdur:

"bunu zaten yapan abilerimiz, arkadaşlarımız var. onlar bu işi iyi yapıyorlar. ben bunlara girmiyorum, ben yapabileceğim en iyi şeyi yapıyorum, sanatımı icra edip, insanları güldürüyorum. güldürürken düşündürmeyi başkaları yapıyor zaten."

harika yapıyorsun, saygı duyuyorum, daha fazla para ve başarı kazan ve daha iyilerini yap; bunu tüm kalbimle umarım.

buraya kadar her şey normal ama işte sayın cem yılmaz; sen bu insanların durumunu sallamaz, bu konuda kaçamak yaparsan, yarın gelip de yine bu insanlara karşı sosyal medyadan "korsan almayın, heeyy" diye bağırdığın zaman, 3-5 şak şakçı ya da fanboy haricinde hiç kimse seni ciddiye almaz, güler geçer; benim gibi bilerek ve isteyerek ya da bilmeden... zira bu milletin seninkinden önce açlık, fakirlik, sömürü, cehalet gibi onlarca sorunu var senin vaktiyle sallamadığın... ve şimdi onlardan senin onlar için yapmadığını, senin için yapmalarını, duyarlılık göstermelerini bekliyorsun. ancak biliyorsun ki sen insanlar için ne yaparsan, onlar da zamanı gelince senin için onu yaparlar. "eh ama ben onları o kadar, güldürdüm, hizmet ettim?" . eh onlar da güldüler işte, o kadar. neden şimdi düşünmelerini bekler oldun ki?

hem hani sorunlarımıza girmiyorduk, düşünmüyorduk, gülüp eğleniyorduk seninle? ne oldu yani, senin paralara, emeğe dokunulunca mı sorun çıktı ilişkimizde? eh hani bizimkiler? hani asgari maaşa 14 saat çalışıp, ölen taşeron madencinin emeği? çok bir şey değil, çıkıp 2 kelime söyleyip duruş gösterebileceğin, bir şeyler değiştirebileceğin binlerce işçinin yetimin, çocuğun hakkı? bu böyle uzar gider, senin girmek istemediğin meseleler, biliyorum...

heh işte, o yüzden susman daha iyi bu konularda, sen sanata devam et, gülelim eğlenelim yalnızca. böylece hayatım boyunca senin için yazmayı aklımdan dahi geçirmeyeceğim bu tarz bir ilyas salmansal bir entry yazmayayım bir daha, ta-mam?
212 favorites - -
97 favorites - -
bu sabah, tek başına bahçeköy bilice börekteydi tek başına kahvaltıya geldi 200 kişi foto için sıraya girdi 5 dakika içinde, en son " - bari benim çayı da biri içsin." dedi tebessümle, üzüldüm adamın o durumuna vallahi, sevilmek, ünlü olmak iyi güzel de (ben de çok severim ayrıca) bi rahat bırakın adamı yahu, bi pazarı var insanın....
136 favorites - -
sinema sektorunu de dusunse, kendini de dusunse, korsan sikayetinde bulunmasi elbette yadirganir. baska konularda elini tasin altina sokmayip is buna geldiginde duyarlilik gostermesinin nasil yorumlanacagini tahmin etmek zor degil. burada adamin samimiyeti uzerine nefesimi tuketecek degilim, onun yerine "suya sabuna dokunmamasini" dogal gorenlere lafim var, cunku bu konu kisilerin ve zamanlarin otesinde:

mizahin ve genel olarak sanatin bence bir numarali islevi guc merkezlerine karsi olmaktir. gerci islev/gorev gibi kelimeler burada yanlis olacak cunku her sanat eserinin boyle zorunluluklari oldugunu da dusunmuyorum. fakat ulkenin guce karsi duran * mizaha ihtiyaci var. akp karsitligi gibi dar anlamda degil (dar da olsa tabii oncelik o; tv dizisi hakkinda gorus bildirip ertesi hafta karaktere namaz kildiran bir basbakan kambocya'da yok) her turlu iktidarin karsisinda. levent kircadan beri bu ulkede ana akim bir siyasi hiciv yok. yahut zeki alasyanin ve metin akpinarin eski kasetlerini hatirliyorum, simdi dinlesem guler miyim bilmem de, o tip bir mizah kalmadi.

burada da bir suru kisi bunun farkinda olduklarindan george carlinin lafi defalarca gecmis. odak noktasi salt siyasi mizah olan bill maher var. lewis black, bill hicks, jon stewart, chris rock, stephen colbert, david cross var. family guy, south park, simpsons, var. var oglu var. cogu da sola dogru kayiyor cunku bulunduklari ulkedeki sag, daha monolitik bir iktidari temsil ettiginden dogalari geregi ona karsilar.

ingilizce ulasilabilir oldugundan bunlar bildiklerimiz; diger ulkelerdeki benzerleri hakkinda su yaziyi gordum: kanada, cin, misir, fransa, hindistan, irlanda, italya, japonya, nijerya, pakistan, rusya, guney afrika, guney kore, tunus, ingiltere, venezuela... bu en demokratik ulkeler listesi degil bariz bicimde. ve pakistanin icinde oldugu tek bir liste varsa girmemiz gereken, o da budur. ama turkiye'de ne var? cem yilmaz

bu isi, yetenekli, parali, baglantili, takipcisi bol birisi, pakistandan daha kotu olmayan bu baskici rejimde, bu muhafazakar toplumda bunu yapamazsa kim yapacak? bundan 15 sene sonra da, standup gosterisinin 1 saati gunluk hayattan detay gozlemleri, 1 saati de cuk, am, got, meme hakkinda olacaksa ve biz "recep ivedik'ten iyidir" diyeceksek isimiz var.

***

buraya kadar yine anlayabiliyorum. az bucuk hayir islerinde bulunuyordur, daha muhim konularda da korkaklik ediyordur. onun durumunda olsam belki ayni korkakligi, tembelligi ben de yapardim. fakat cem yilmaz isvicreli tarafsizliginin otesine gecip, boktan bir yuzeyselligin de ikonu oldu. jerry seinfeld gibi (ki ustteki listede adi yok) luks arabalardan inip mankenlere biniyordu. bunu elestirmek de bazilarinca servet dusmanligi olarak addediliyor, sonra ayni cumle icinde "emegin karsiligi" lafi geciyor, iyice karisiyor her sey.

emek ve "emegin karsiligi" konusunu zaten marx dahi yiyip bitiremedi, burada iki kalipla cozdugunu varsayan insanlar goruyorum. "1 kurus bile olsa hakkini ister" yahut "korsanin her turlusu hirsizliktir" diyen arkadaslari daha yuksek cozunurluklu bir dusunsel dunyaya davet ediyorum. uc bes fanatik disinda kimse mutlak deger yargilariyla yasamiyor. her allahin gunu cem yilmazin serveti kadar para kazanan 50 milyar dolarlik bill gatesin vakfina bagis yapmis biri olarak, cem yilmaz'in gosterisini korsan izlemek vicdanima zerre dokunmazdi (sinemada annemle izledim bu arada).

bu tip kararlari fanatikler gibi degil, dusunerek veriyoruz. yahut bazen birseyi dusunmeden alip caliyoruz ama ertesinde onun rasyonalizasyonunu yaparken dahi bir suru parametre akla geliyor: ne kadar kazaniyorum, caldigim seye gercekten ihtiyacim var mi, o malin sahibinin durumu nedir, caldigim sey paylasilmasi daha kabul edilebilir birsey mi, vs.

mesela youtubedan muzik dinlemek neden bir elektronik devre patentini calmakla ayni sey degil? bir ilac firmasinin kanser ilacina patent alip bunun baskalari tarafindan uretilmesine mani olmasi dogru mu? "suc" sonucta insan yapisi kanunlara bagli oldugundan, o kanunlar da muktedirler (hani mizahin yapisi geregi karsi olmasi gereken zumre/kisiler/ideolojiler) tarafindan konuldugundan, bu kanunlarin ahlaken icsellestirilmesi, bazi durumlarda toplumun isleyisinin gerekliliginin otesine gecip gonullu kolelige giriyor.

hayat karisik arkadaslar. her kararimizda tutarli olamasak da en azindan vicdanimiza gore dogruya yakinsamaya calisiyoruz butun bu degiskenlere bagli olarak. ahlakin da yasamin bu karmasikligini yansitmasi gerekliligine dair, stephen fry denen sahane insan evladinin bir sozuyle bitireyim (cem yilmazdan iyice uzaklastik; ne demisler, kucuk insanlar diger insanlari tartisir, buyuk insanlar ise paragrafin sonunu getiremeyip parantez ustune parantez acarlar):

"[katolik kilisesi] try to accuse people like me -who believe in the enlightenment- of what they call moral relativism, as if it's some appalling sin, where what it actually means is thought".
36 favorites - -
açılın, ben hayranıyım
görsel

kendisini "insanları linç etmeyin" "herkes konuşmak zorunda mı" diye savunan tipler siktirip gidebilir... giderken yanlarında cem abilerini de götürsünler. olm sen hem sanatçı hem mizaçısın. 2 kere susmamalısın. sokaklarda gözü çıkan, karakolda tacize uğrayan, gece baskını ile evden alınan senin kitlen. sen bu kitle sayesinde oğlunu özel okullarda okutup canın viski isteyince iskoçya turuna çıkıp sergi gezmek istedinde new york'a gideceğin yaşamı kurdun. seni netflix üzerinden izleyen kim?
"çocuğu var" yazmış bir yalaması... onun oğlu yaşında çocuklar gaz yiyor lan geceleri? tutuklanan avukatların, gazetecilerin vb çocuğu yok mu?

bu tür insanlar topluma umut verir, her şey çok güzel olacak sözünü tarkan'ın bulamaması ama bir tweet ile körüklemesi gibi.

olm, brad pitt, george cloney gibi pek çok sanatçı aktivist oldukları için defalarca tutuklandı lan, senden tutuklanmanı isteyen zaten yok. susma yeter.

edit : troll için kaynak https://www.amarillo.com/…nese-embassy/13131767007/

edit 2: yorgan yandıktan sonra paylaşım yapmış trolleri de halay çekiyor.
https://cdn.eksisozluk.com/2025/3/28/g/gphqxzva.jpg
157 favorites - -
leman dergisinin 90’lı yıllardaki cem yılmaz’lı sayılarına baktığınızda ilginç bir durumla karşılaşırsınız. derginin hemen her sayfasında faili meçhuller, yoksulluk, polis şiddeti, cumartesi anneleri, hapsedilmiş aydınlar gibi toplumsal meselelere yer verilir, bu konulara göndermeler yapılırken; cem yılmaz’ın köşesinde ise “kızılmaske zagor’u sikmiş eki eki eki”, “kaportacı mahmut uzaya gidip dünyaya işedi heheheh”, “mokar hastası karılar erkek avında kih, kih, kih” gibi şeyler vardı. bu nedenle, onun bugünkü haline de pek şaşırmıyorum.
157 favorites - -
bir gün cem yılmaz ile karşılaştım. o gencecik çocuk bu eski oyuncunun hayatını bir anda değiştirdi" dedi. zafer önen sözlerine şöyle devam etti: cem'in gösterisini izlemeye gitmiştim. bütün oyunu gözlerimin içine bakarak oynadı. sonra da 'ustam' diye beni selamladı. aradan birkaç gün geçti. bana 'cem yılmaz seni arıyor' dediler. benim hakkımda araştırma yapmış. emekli maaşımı öğrenmiş. o sırada oynayacağı opet reklamını hazırlayan reklam şirketine "zafer önen'i oynatıp ona iyi bir para vermezseniz, bu işte ben de yokum" diye şart koşmuş. onlar da mecbur kalmışlar. cem yılmaz sayesinde o reklam filmindeki 2 dakikalık rolüm karşılığında 150 bin ytl kazandım. şimdi onun faiziyle yaşıyorum. cem hala arar, sorar 'bir ihtiyacın var mı ustam?' der. hayatımda görmediğim parayı cem yılmaz sayesinde gördüm. devletin bana yapmadığı jübileyi cem yaptı" dedi.

sen nasıl bir kralsın cem yılmaz
154 favorites - -
dün gece söylediklerinin tercümesi;

"mizah diye çektiğin saçma sapan videolarla yüz binleri peşinden sürükleyip, buna imaj diyorsun. üstüne, sözde imajına boyut atlatmak için tarkan ve benim gibi insanların üzerinden prim yapmaya çalışıyorsun. vasıfsız, hiçsin. seni takip eden insanlar bu çabanı anlayamadığı ve gerçekten beni uyardığını sanacak kadar aptal oldukları için cevap vermek zorunda kalıyorum. çünkü tek bir kişi de olsa, sizin gibi insanların ne olduğunu görmesini istiyorum. şimdi siktir bebe, kumda oyna." olan komedyen.
her şeyi armut piş ağzıma düş diye bekledikleri için anlamayanlar olmuştur. biraz düşünürseniz 'ayar ayar ayar' diye salya çılgınlığından kurtulursanız anlarsınız.
40 favorites - -
bu sabah fatih altaylini programina cikma cesaretini gosterdigi icin durusundan dolayi tebrik ediyorum, ayrica guzel degerlendirmeler yapti.
276 favorites - -
özkan uğur'un kıymetinin yaşarken farkında olup bize yıllardır bol bol yaşattığı için nasıl teşekkür etmeliyim bilmiyorum. doymasak da kana kana içtik sayesinde. yaşa!
106 favorites - -
Previous / Next (3) - Last Page (1199)