ilk siparişimde hata yaptığımı anlamama yarayan site. 7 gündür bekliyoruz ki kargosu gelecek.

yanlış anlaşılmasın kargo gecikmesi tabii ki satıcının suçu değil, ama müşteri hizmetlerine durumu ilettiğimde “geldiğinde almazsın, bize geri gelince para iadeni yaparız” şeklindeki açıklaması. hayır zaten 7 gündür bekliyorum kahveyi, gelse bir de geri mi göndereceğim. üzerine “böyle cevap mı olur” dediğimde de cevap bile vermeye tenezzül etmedi “müşteri hizmetleri”.

büyük ihtimalle salgından dolayı işler artınca havaya girmişler biraz. alışveriş yapılmasını tavsiye etmeyeceğim site. uzak durun, adı sanı bilinen yerlerden alın alacağınızı.

zabıtalar tarafından tartaklanan, enstrümanları kırılan sokak müzisyenleri üzerinden böyle bir reklam yapılması da enteresan olmuş... bu kadar hatunun gülmesi de caiz değildi hani... ben anlamadım... bi de imelih gördüm sanki...

an itibariyle kozyatağında tık yoktur... güzel yağdı mübarek ama durdu...

baya pis bağımlılık yapan oyun... temple-run gibi oynanışı, ama örümcek adamın envai çeşitidini koyarak renkkendirilmiş, geek tatmini bir oyun.

dailyleri, eventler derken benim gibi telefonda uzun süredir oyun oynamayan adama şarj bitirttirir...

çıkan karakterlerin uncomman-rare-epic-legendary diye sınıflanması da ayrı güzel

oynayın oynatın aaarhadaşlar

bir hata edip arkadaş hatrına kendisinden kredi kartı çıkarttığım banka... kendileri kredi kartı borcumun tamamını kapatıp üstüne 70tl artı bakiye olacak şekilde nakit paramı hesabımdan cukkalamışlar. üstüne 3 gün önce talimat vermeme rağmen hala artı bakiyeyi iade etmediler. ben de kartı iptal ettirmek istediğim için hiç kullanmıyodum zaten. şimdi içerdeki paramı de vermiyolar... bir mucize olur da geri öderlerse paramı bütün ilişiğimi kesicem hatta yanımda mevzusunu açana terlik yedirecem...

çok sevimli tweetler atan belediye, nabza göre de şerbeti verirler, merdivense merdiven, sokaktaki babalarsa sokaktaki babalar trend neyse boyarlar falan...

ama enteresan işlere de imza atarlar. misal;
yeni eve geçeceğim ve bazı eşyalara ihtiyacım olmadığı, bazılarını da yeneleyeceğim için elimde beyaz eşya koltuk takımı vb bir sürü eşya vardı. bunları önce satayım dedim, baktım verilen fiyatlar benim bir işime yaramaz, bir arkadaşımın önerisiyle bu belediyeyi aradık. belediyenin böyle bir hizmeti yokmuş... kent konseyi organize edermiş böyle şeyleri. bunu öğrenmiş olduk. bir belediye için de ihtiyacı olan vatandaşı tespit etmek ve onun ihtiyaçlarını diğer vatandaşlarının bağışlarıyla karşılama işini organize etmek ne kadar zormuş ki o sevimli belediyemiz elini bile sürmüyor bu işe anlamadım. külfeti çok herhalde kendilerine...

neyse kent konseyinden birilerini bulduk, 2 gün uğraştıktan sonra sonunda yollayabildiler bir araç ve 3 kişi. gelen arkadaşlar 20li yaşlarda iki genç ve 30-40 yaşlarında bir kişi. baktığımız zaman bir buzdolabi bir çamaşır makinesi taşıyabilecek insanlar değil mi... ama yok arkadaşlar "bize sadece buzdolabi dendi, diğerlerini almayız" diye inat ettiler. dedik arkadaşım bağış bunlar satmıyoruz etmiyoruz. ilgili arkadaşa da söyledik eşyaların tamamını. 15 dakika telefon bürokrasisi yaptı yaşlı olan eleman, çevredeki çöpçülere taşıtmaya çalıştı, kendi müdürünü aradı etti.. bu sırada gençler buzdolabını indirdi. sonra gelip sormadan etmeden çamaşır makinesini sökmeye başladılar, dedik alıyo musunuz hepsini "yok bu ikisini alacağız". dedik öyle saçma şey mi olur zaten en ağır iki eşyayı alıyosunuz diğerlerini indirmeniz en fazla 15 dakika sürer. eleman hey höy diyip üste çıkmaya çalışınca dedik çıkar buzdolabını da geri, vermiyoruz size bi halt. işleri bitince de kibarca kapıyı suratlarına çarptık.
daha sonra görüştüğümüz kişi "ee buzdolabını da vermemişsiniz" diye telefon açınca anladım ki organizasyon 10 numara.

zerre sevmem ama şöyle bir gerçek var; akpli bir belediye veya onların ilçe ekibine ulaşıp onlardan bunu talep etseydim 1 gün içinde gelirler alırlardı. ayrım yapmaz, o ağır bu hafif demeden toparlarlardı. bu da belediyeye sahip siyasi partinin niye halka karışamadığı yönünde eleştiriler aldığının en net örneğidir. siz iki adamınıza daha yardım toplatmayı beceremiyosunuz, sonra o ulaşamaya çabaladığınız toplumun kesimlerinden oy bekliyosunuz. adamlar bu tip işleri organize edip benim bağışımdan nemalanıyor.

eşyaların akibeti ne mi oldu, yarın spotçuya vericem kaç paraya alıyorsa alsın gitsin...

(bkz: sen ne fitch bi adammıssın ya)

o kadar uğraşıcağına 6 ay evde otur, sonra da paintte yap aynı şeyi... ortamlarda dolaştım dersin ne olacak... paran da cebinde kalırdı... demek ki japonlar o kadarda kafası çalışan bir millet değilmiş....

tv yapımcılığında yaratıcılığın bittiği noktadır. tv'de tv izleyen insanları yayınlamak kimin aklına geldi bilmiyorum ama bu programı izleyen başka bir gruba da benzer program yapılarak inception tadı yakalanabilir.

(bkz: başlık açayım derken çığır açmak)