serbest piyasada her şey yolunu bulur.
o döneri 1000 liraya da satan olur, 10000 liraya da. bana her türlü pahalı geliyor diyorsan da, günaydın, enflasyon bebekle tanıştın.
devlet müdahale etsin, vergi veriyor mu teftiş etsin diyen pak zihinli arkadaşları da tebrik ederim. o dönercinin devlete ödediği para ne kadar artarsa, sen de o döneri o kadar pahalıya yiyeceksin güzel kardeşim.
zaten başımıza ne geldiyse devletin her haltın içinde olmasından geldi.
kim neresinden tutarsa tutsun haklı çıkacağı endekstir.
mesela adam gidip 18 ocak 2000'de endeksin 39 gram altın ettiğini yazmış. ama o tarihte altının tarihi dipte, bist'in tarihi zirvede olduğunu yazmamış.
veya, 1999 depremi sonrası borsanın rekor üstüne rekor kırdığını, altının ise o tarihlerden ancak 2006'ya kadar ons bazlı iki kat yapabildiğini de görmezden gelmiş.
mesela 95 yılında altın alan biri, 2004 yılında ancak maliyetine gelebilmiş. enflasyonu da hesaba katarsak ruhuna el fatiha.
bakın rakamları bükmek ne kadar kolay değil mi?
doğru trendde doğru yerde olursan tezek de, yağsız domuz eti de, altın da alıp satsan kazanırsın zaten. altın 2023'de başladı kafayı kaldırmaya, sen alabildin mi, kaç gram altının var mesela elinde?
şişti, balonlaştı, bakalım ne zaman patlayacak?
10gr altın alıp, ons fiyatından bihaber insanlar finans dersi veriyor burada, al buradan yak.
ayşe teyzenin de, bizim okumuş ekşicinin de argüman hep aynı:
"altından hiçbir zaman zarar etmezsin"
halbuki şööle bir ons grafiğini açıp baksa, kaç koca yıl altının bırak sabit kalmayı, düştüğünü görse neler hissedecek kim bilir?
müthiş bir fomo etkisi var, bir dönem dolarda olanın aynısı. sonra malum, herkesin eline vermişlerdi. 8 olacak, 10 olacak. tamam olacak da, kimden duydun? mahalle kuyumcusu miki dayı söyledi.
ekmeğini yiyenlere afiyet, kaçırma korkusuyla ters işlem yapanlara geçmişler ola. hiçbir varlık sonsuza kadar düşmez, çıkmaz.
insanlarda komisyonsuz olması sanırım bir şüphe yaratıyor ama aracı kurumlar asıl kârını zaten kredili işlemlerden elde ediyor.
keza midas'a gelene kadar bir sürü aracı kurum var ama nedense hep "midas ne kadar güvenilir" sorusu dillendiriliyor.
adamlar daha yeni 100 milyon dolara yakın fintech yatırımı aldı arkadaşlar ki bu yatırımı yapanlar da
tiktok,
twitter,
coinbase gibi mecraların ilk dönem yatırımcıları. yani kolay kolay yanlış ata, sütçü beygirine yatırım yapmazlar.
herhangi bir tavsiyede bulunmuyorum ama madem bir aracı kurumla çalışacaksınız, paranızı emanet edeceksiniz, yeterli araştırma yapıp mantık süzgecinden geçirin.
(bkz:
#178072664)
o gün borsa çakılıyor, battık diyerek yüzlerce entry giren kimseden ses yok.
aynı oyuna kaç kez düşeceksiniz?
güzel operasyon çektiler, adamlar bizim yatırımcının ne kadar bilinçsiz ve korkak olduğu konusunda artık master yapmış derecedeler.
akıllı paranın kayıkçı kavgasıyla işi olmaz, babalar maldaysa üçüncü dünya savaşı çıksa borsa düşmez.
siz gerçekten burada birtakım yabancılar var ve chp'ye yapılan operasyona içerledikleri için borsayı mı düşürüyorlar sanıyorsunuz?
kim haklı haksız bilmiyor ve ilgilenmiyorum da,
redneck köylüsü gibi yazılarınız çok komik geliyor.
arkadaşlar siz ortadoğulu - asyalı köylülersiniz. hatları çok karıştırıyorsunuz, lütfen.
ya da kendini
aryan hisseden herkes aryandır mı diyorsunuz, bilemiyorum.
böyle woke moke bırakın, kendi halinize acıyın önce derim.
"o posteri oradan indirin, o zaman işgal edilmiş anadolu’ya , samsun'a inen, tek başına, yalnız, çaresiz adam mustafa kemal’i anlarsınız. o zaman, pir sultan abdal’ı, şahkulu’nu, karayazıcı’yı, bedrettin’i, patrona halil’i, çakırcalı’yı ve çürük domatesleri dahi bulamayan bu halkı birazcık tanırsınız!...
o zaman görürsünüz, yoksulluk tek millettir! şeriatla, laiklikle hiçbir ilişkisi yoktur"
barışamadan bu dünyayla, bir nihat genç geçti gitti. birkaç eşsiz roman, yüzlerce muhteşem hikâye ve deneme ile.
fakat belirtmeden de edemeyeceğim, ömrü boyunca sağcı ahlaka sövmüş, babası laz, anası kürt birinin ırk tandanslı övgüler alması çok komiğime gidiyor.
o yüzden de birkaç viral video haricinde nihat genç'i tanıdığınızı hiç sanmıyorum arkadaşlar. kimsenin "bizim mahalleden" diyebileceği birisi hiç olmadı.
boş verin. ne diyordu? "yoksulluk tek millettir"
israil - iran politik gerginliği bir tarafa, tarih boyunca yahudi ve pers halkları kardeştir aslında.
persler, çok kez yahudileri soykırımdan kurtarmış, mabetlerini yenilemiş, kudüs'ü tekrar kurmuştur. hatta ikinci dünya savaşı'nda da yahudilere kucak açmıştır.
binlerce yıl kader birliği ve dayanışma halinde olan iki toplum, şimdi birbirini katlediyor. ama gerçekte acaba yahudi ve fars halkları bu savaşı istiyor mu?
halklar, ülkelerini asla bir avuç deliye yönetmeleri için teslim etmemeli. şüphesiz bizim için de alınması gereken çok ders var.
ne sağ, ne sol cenahta onun gibi şahsına münhasırı yoktur sanırım. bu yüzden devamlı seveni de, nefret edeni de değişir.
son dönemlerde ben de artık çok izlemiyor, okumuyordum çünkü takılı kalmış gibiydi politik, gündelik tartışmalara, hep öfkeliydi ama artık eğreti geliyordu bazı şeyler.
sanırım ben nihat genç'in o bir enfes hikâyelerini, gezi yazılarını, alaylı bir sosyolog edasıyla kaleme aldıklarını özlüyordum.
bir dilenciden, bir dolandırıcıdan, bir eşcinselden, bir sokak satıcısından, bir garsondan, bir köylü kızından, bir fahişeden yarattığı o muhteşem kahramanları özlüyordum.
o yüzden üzülüyorum sanırım bu kadar politik tartışmalar içinde olup, edebiyatçı, yazar kimliğini kaybetmesine. çünkü sen diyordun nihat abi, edebi eser kabloları açık bir trafo gibidir, dokunanı çarpar diye. sen diyordun, insan düşüncesinin tek katma değeri eserdir diye. sen diyordun politik tartışmaların içinden bir eser gelmez ve ben o "eseri" arıyorum diye.
umarım o'nu bulmuşsundur da için rahat veda edersin.