uzun ömürlü olamayacak bir başka zorlama restoran. kapıda karşılayan hanımlar ağır olmasın ama vasat otel düğününden fırlamış gibi, başarısız kokteyller, barın kösesinden anlamsızca müşterileri izleyen mekan sahibi ve modern kebapçı ambiyansı yemeklerin önüne geçiyor.

hesabın da papermoon'dan farkı olmayınca, daracık sokağın ortasında arabayı atarak başlayıp yine orada biten maceraya gerek yok.

lokasyonu ve ismiyle prim yapan bir başka wolfgang puck şaheseri. füme somon pizza ve miso külahında tuna tartare güzel, diğer starterlar idare eder, ana yemekler olmamış. kabus gibi servisle birleşince en fazla kırk yılda bir öğlen gidilebilir.

kitaba göre patrick bateman'ın kullandığı parfüm.

atiye sokak'ta açılan, the house cafe ekibinin upscale bistro'su. dekorasyon çok güzel olmuş, flamingo gibi yine yurtdışında hissettiren bir mekan yapmışlar. adıyla ve dekorasyonuyla hafiften nobu havası olsa da mutfağı bambaşka. ginger ale ve vodka bazlı nopa kokteylleri özellikle yazın iyi gider. yemekler başarılı, ortalamanın çok üzerinde. kahve cup of joy'dan, harika.

1860 yılında kurulan ev tekstili markası. nevresim takımları dünyanın en kalitelilerinden bazılarıdır, çok sayıda lüks otel bu firmanın ürünlerini kullandığını oda özelliklerinde belirtir. istanbul'da abdi ipekçi'de mağazası vardır fakat fiyatları indirimde bile oldukça yüksektir.

[http://www.frette.com/ http://www.frette.com/]

yayına başladığından beri mutfakta sürekli, arabada bazen dinlediğim radyo kanalı. buraya kadar hiç önemli ve değişik bilgi yok değil mi? aslında bu radyo o kadar tuhaftır ki açılalı 2 yıl olmasına rağmen bir tane reklam yayınlamadılar, sadece arada bir jingle dönmektedir. hatta geçenlerde takıldı galiba, arka arkaya farklı jingle'lar 5-10 dakika kadar döndü, sonra dayanamayıp kapattım.

istanbul şubesi pahalı ama güzel bir alternatif olan casual eatery. dry aged burger çok başarılı, ingiliz hardalı ve flamingodaki gibi aperol kokteylleri olması da iyi. doors'un artık sıkan italyandan bozma mekanlarından biri değil.

olumsuz tarafları cihazın ntsc olması nedeniyle yurtiçinden alınacak bluray filmlerin oynatılamaması ve parası verilse bile sony türkiye'nin tamir etmemesidir. onun dışında mantıklıdır, elektrikçiden alınacak uygun güç kablosuyla tıkır tıkır çalışır, ifixit teardown'a göre içerisindeki power supply avrupa voltajına da uyumludur.

edit: kivanc1'in söylediği gibi mustafa yiğit garantinin türkiye'de geçerli olmadığını fakat sony türkiye'nin ücreti karşılığında tamir edeceğini yazmış. link

istanbul doors'un rumelihisarı'nda mama'nın yerine bu akşam açtığı mekan.

denim genius denilen bu abi, ag adriano goldschmied ^* markasında isim hakkını bırakarak ortağından ayrılmış ve goldsign isimli en azından şimdilik sadece kadınlara yönelik ürünler yapmaktadır.

ag adriano goldschmied markasına gelecek olursak 7 for all mankind ayarındadır, fakat o marka için türkiye'de üretilenleri var denirken ag'ler gördüğüm kadarıyla hep amerika'da üretiliyor. 7'ların genel problemi çabuk bollaşmaya daha dayanıklı bir yapısı var. erkekler için protege serisi biraz daha straight cut, 7'lardaki standard gibiyken the matchbox 7'larda standard ile slimmy arasında kalan inanılmaz iyi bir kesimdir.

bir süre önce beymen'ler getirmeye başlamıştır.