post apocalyptic era temalı filmlerin vazgeçilmez unsurudur. post apocalyptic era bir film olmasın ki yolun ortasından yürünmesin. o yol adım adım yürünecektir. yönetmenimiz dünyanın neresini arka plan olarak kullanırsa kullansın, felaket havasını, yok olmuş beşeriyetin ardında kalan bir avuç insanın hayatta kalma mücadelesini seyirciye sunmak için bu "yola" başvurur. bir zamanlar harıl harıl, vızır vızır işleyen arabaların, kamyonetlerin yerinde şimdi yeller eserken o geniş, o alabildiğince özgürlük hissini veren otobanlar, caddeler artık kertenkelelere, akreplere, hamamböceklerine bilimum vahşi hayvanata ev sahipliği yapmaktadır. nerededir insanoğlu? özgürlüğünü şimdi niye doya doya yaşayamıyor.. bütün yollar, bütün araziler onun.. yoksa özgürlük adına mıydı bu yokoluşu başlatan sebep?
sağ kalanlar; hala işler durumda bir taşıt bulmaya çalışır veya ellerindeki sınırlı olanaklarla bir araya getirdiği parçalarla otomobil, motor, buggy yapıp kendini şanslı addeder her zaman. ama bilmiyordur ki az sonra arkasından konvoy halinde yol çetesi gelecek ya da önünü beşeriyeti sonlandıran virüsün pençesinde bir avuç zombi kesecek. ilk kapışmanın ardından arabası da kötüler tarafından darmadağın edilecek ve intikamını almak için kilometrelerce yolu -yine- yürümek zorunda kalacaktır. yayan gittiği o bitmez gözüken yol, onu önünde sonunda amacına ulaştıracaktır. o yol kah tek başına yürünür kah bir arkadaşla. eğer birisi varsa yanında, onu türlü belalardan korumak zorundadır özgürlük savaşçısı. ve çoğu zamanda acı çeker sevdiğini korumak pahasına...
mad maxpostmanroadthe book of elii am legend28 days laterzombielanddüzeltme: imgur beraber hzılı resim linkleri ekledim :)