listede ismi olan ve bir mobil uygulamaya sahip olan şirketleri uzun vadede etkileyecek küçük bir taktikle boykota katılınabilir.

yaklaşık 10 yıllık deneyimi olarak söyleyebilirim ki listeye giren şirketlerin uygulamalarına yapılacak en uzun vadeli etki 1 yıldız review bırakmaktır google play ve apple app store'da.

her iki platformun algoritması da rating'leri ve review'ları hesaba katıyor ve kötü review alan uygulamaların görünürlüğünü ve keşfedilmelerini kısıtlıyor. aynı şekilde google arama motoru da kötü yıldız alan işletmeleri arka plana itiyor.

kısa vadede bu uygulamaları indirmek bunlara yarayacaktır. fakat uzun vadede, indirip tekrar açmazsanız, login dahi olmadan çıkarsanız ve 1 yıldızı sanki gerçek bir deneyim gibi "kullandım hata verdi, kitaplar 2 ayda gelmedi" gibi çakarsanız, bunları toplarlamaları için en az 2 yıla ihtiyaçları olacaktır. bu sırada app'e ücretsiz kullanıcı kazandırma ihtimalleri de oldukça düşecektir.

pazar günü düğünüm vardı. halihazırda bal ayındayız. buna rağmen beni bu başlığa hırsla yazmaya iten siyasetçidir.

kurduğu delege sistemi ile chp'de kendi hegomanyasini kurmayı başardıktan sonra kutu kolanın bile kazanacağı seçimi kaybetmesine rağmen istifa etmeden görevine devam edebilmektedir kendisi.

istifa kararı almayarak, benim gibi 18 yaşından sonra bütün oylarını chpye atmış kimseleri bile partiden soğutmayı başarmıştır.

tüm bu süreçte çeşitli sosyal medya hesapları, chp'li vekillerin dangalakça meclis konuşmalarını gündeme getirerek, ortaya belediyeler hakkında gerçekliği bilinmeyen iddialar ortaya atarak, partiden soğuyan seçmenin kararlarını kesinleştirmislerdir.

kendisinin koltukta olmaya devam ettiği sürece oy kaybedeceğini bilmesine rağmen hiçbir adım atmamaktadir.

haliyle benim gibi düz insanlar da tüm bu süreçlerin planlı olduğuna inanmaya başlaması kaçınılmazdır. dümdüz şöyle düşünüyorum artık:

kazanılacak seçime girilmektedir
kazanamayacak aday kendini diretir
kazanan adayları yanlış bilgilerle medyanın onune atar
seçim kaybedilir
istifa seslerine futbol tebrik twitleriyle karşılık verilir
istifa sorusu tv'de gecistirilir
chp seçmeni partiden uzaklaşmaya başlar
bu durum çeşitli sosyal medya hesapları tarafından körüklenir
ülkede demokrasi istenirken ana muhalefet, parti içi sesleri susturur
seçmen bunları gördükçe partiden uzaklaşmaya devam eder
yerel seçimlerde belediyeler kaybedilir
rejim en güçlü dönemine girer
ana muhalefet bölünür ya da zayıflar
rejim istediği kararı alır

böyle bir takvimin parçası gibi hareketler sergilemek yerine hemen ve acilen istifa etmesi gereken siyasetçi olur kendileri.

genel başkanı istifa etmediği gibi eren erdem'i sosyal medyanın başına getirme gafletine düşmüş siyasi parti.

genel başkanın istifa etmemesiyle milyonların oyunu zaten kaybetmişti. şimdi eren erdem atağı ile her şeyi pekiştirmiştir.

bundan daha kötüsü tuncay özkan'ın başkan olup uğur dündar'ın falan sosyal medyanın başına getirilmesi herhalde.

parti içindeki koltuk ve prestij meselesini ülkenin önüne koydukları ayyuka çıkmıştır. bizi buna mahkum etmeye hakları olmadığı gibi bizim de kendilerine oy vermeme hakkımız olduğunu belirtmek isterim.

günlük kılıçdaroğlu istifa entry'imdir.

kendisi başarısızlığını kabul edip istifa etmezse, bir sonraki kızılay benzeri olayda görevlilerin istifasını nasıl isteyeceğiz? kızılay başkanı çıkıp pişkin pişkin, 11 kez seçim kaybeden koltuğundayken ben neden istifa edeyim derse ne diyeceğiz?

istifa bir erdemdir ve kendisi bu erdeme sahip olacak kadar aklı başında biri görünmektedir. umarım yanında tuncay özkan gibi popularistleri de götürür...

sadece dijital reklamların basiretsizliğine bakarak, sadece kılıçdaroğlu'nun değil; tüm chp'nin başarısız olduğu değişmezdir.

yeter artık sorumluluk kabul etmeyen yöneticilerden çektiğimiz. önce kendimizi sonra ülkeyi değiştirmemiz gerek.

kızılay başkanı istifa etmedi diye ağlarken, kaçtır yenilen genel başkanı koltuğundan kaldıramıyoruz.

12 yıldır sürekli oyumu alan partiye, kılıçdaroğlu devam ederse oy vermeyeceğim.

ülkedeki tek adam rejiminden sıkılmış milyonlardan alınan oylar, muhalefeti dahi değiştirmeye yetmiyorsa, rejimi değiştirmeye nasıl yetecektir?

kılıçdaroğlu harika bir insan. iyi bir yönetici de olabilir. o ya da bu şekilde milliyetçilerle kürt seçmeni dahi aynı noktada birleştirdi. ama yine de kaybetti!

ekonomik kriz, ortalığa saçılan rezaletler, sığınmacı sorunu ve dahası yüzde 50den fazla seçmenin değişim istediği olan bir yerde kaybetti.

ekibi ilk tur sonuçlarını takip dahi edemedi. akp facebook'ta mikro hedeflemeli reklamlarla uğraşırken, kendi ekibi 70 yaşında dedelere ped reklamı gösterdi.

silme erdoğan'a çıkan 1 ya da 2 sandıklı köylerden oy almak için hiçbir şey yapılmadı. sadece bu sandıklarda 11 milyon oy vardı.

ilk turdan sonra 3 gün sessizliğe gömülüp sandığa gitmeyen seçmeni sandığa çekmek için hiçbir şey yapılmadı.

kendisini dayatması meselesini geçiyorum. kendisini dayattığı durumda bile kazanabilirdi.

chp artık tuncay özkan, mustafa balbay, onursal gibi iş bilmez kimselere, kılıçdaroğlu gibi yaşlanmış zihinlere emanet edilmemeli.

benden oy almak istiyorsa bu parti öncelikle başkanını değiştirmeli. küçük beldelere nasıl ulaşacağını bana da anlatmalı. dijital reklamın ne olduğunu öğrenmeli.

başarısız seçim kampanyasınin sorumluluğunu başkan almalı ve istifa etmeli.

yaptığı açıklamayla istifa etmeyi aklının ucundan bile geçirmediğini göstermiş siyasetçi.

bütün gençlik yıllarımız, kemal kılıçdaroğlu ve onun gibi siyasetçiler kişisel çıkarları uğruna ülkenin geleceğini hiçe sayması ile geçti. her iki cenah da alternatifsiz olduklarını bilmenin rahatlığıyla seçmenlerini önlerine katıp sürüyorlar. tepki vermek için bizler hiçbir şey yapmıyoruz.

şimdi kendisinin bir sürü bahanesini dinleyeceğiz. yerel seçimlerden önce karışıklık çıkmaması ve yerel seçimlere güçlü girmek. yüzde 1lik partilere verdiği 35 milletvekilinin karar değiştirmesini önlemenin tek güvencesinin kılıçdaroğlu olması. oyları yükseltmek vs. vs.

tüm bu kızgınlıklar bir sonraki seçimde yine cehennemin kapılarını kapatma söylemine dönecek ve izmir'de yüzde 55 oy alacak.

kısır döngüler ülkesinde rakiplerini suçladığı tüm erdemsizliklere sahip olmayı direniş olarak sergileyecek. ilkesizlik, erdemsizlik ve prensipsizlik hepimizin biraz daha alisageldigi bir durum olacak.

gençliği yitip giden bizler de kalkıp bu beyefendiyi koltuğundan edene kadar protesto etmek yerine, imamoğlu gibi bir başka "kurtarıcınin" kollarına kendimizi atmak için sıraya geçeceğiz.

kendimizi değiştirmeden ülkeyi değiştirmenin mümkün olmadığı asla aklımıza gelmeyecek.

sığınmacıları gönderme politikasının bir başlangıcı olabilir.

ülkenin yüzde 85'i düzensiz göçmenleri istemiyor. buna karşı politika üretmeyen tek bir parti var ve sözünden geri dönmeme konusunda kararlı.

suriye'de türk askeri taşlama bayrak yakma, türkiye içinde gösteriler sırasında çıkacak olaylar sonrasında yeni bir söylem üretilebilir: biz çok istedik ama bunlar taşkınlık çıkardı.

ios ile ilgili ilk sunumun ardından, lalalar isimli gruptan, "abla deme lazım olur" çalındı.

acaba şarkının ismini nasıl çevirdiler yönetmene falan...

abla deme lazım olur

apple sunumunda abla deme lazım olur şarkısı çalan grup.

wwdc 22 sırasında ios sunumunun hemen ardından lalalar girdi.