takatukakutusu

Ağustos 2013 - 370 Entry - 2 Follower - 2 Following
Last Entrys:
16 merdiven basamağı

ev ile iş yeri arasındaki mesafe - 0 favorites -
size 2004 yilindan beri bir duzen oturtamamis, surekli gezgin, surekli devinim halinde 36 yasinda biri olarak yaziyorum bu satirlari.

ızmir'den ıstanbul'a universite okumaya gitmekle basladi benim "gitme" hikayem. bir ızmirli icin ıstanbul'a gitmek emin olun cok buyuk bir olaydir. dunyalar degistirdim resmen. neyse isin romantik kismini bir yana birakiyorum. 6 yil ıstanbul'da kaldiktan sonra ızmir'e geri donme karari aldigimda aklimda 3 cumle cinliyordu
1- ıstanbul'da duzgun yasamak icin ya trilyoner olacaksin, ya ogrenci olacaksin, ya turist olacaksin. calisiyorsan olu gibi ev-is arasi gider gelirsin.
2- ben hep yoktum
3- opseler bir daha ıstanbul'a donmem. (sonra bu lafi bana cok guzel yedirdiler orasi ayri)

sonra yurtdisi maceram basladi. 2 yil calismak icin umman'a gittim evlenip. bu arada esim zaten 3 yildir yurtdisinda calisiyordu. 6 ayda bir turkiye'ye gidebildik ki ucak parasini cebimizden verseydik onu da yapamazdik. turk insaat firmasiyla gittigimiz icin cok fazla ev ve yemek islerini dusunmuyorduk (ki bunlar cok cok onemli kalemler). tabiri caizse it gibi calisip, para biriktirmekten baska bir sey yapmiyorduk. sonucta istifa edip turkiye'ye donme karari aldigimizda aklimizda 3 cumle cinliyordu
1- kendi ulkemde, kendi kulturumde, kendi dilimde yasamayi ozledim. tanimadigim 7 milletten adamla, sirf samimi gorunmek icin 'small talk' yapmaktan biktim.
2- biz hep yoktuk
3- opseler bir daha yurtdisinda calismaya gitmeyiz (sonra bu lafi ikimize cok guzel yedirdiler orasi ayri)

yurtdisi da bitince para derdine dusup yine ıstanbul'a gittik calismaya. 2 yil da orada calistik. keyfimiz yerindeydi ama ıstanbul ustumuze ustumuze geliyordu. sonra cocuk yapmaya ve ilk 2-3 yil kendimiz bakmaya karar verince bize tekrar yurtdisi yollari gorundu cunku tek maas ile ıstanbul'da gecinmemiz zordu. ayrica toprakla ugrasmaya da karar verince, toprak alabilmek icin yeniden paraya ihtiyacimiz oldu. ıstanbul'dan ayrilirken aklimizda 3 cumle cinliyordu
1- yurtdisinda yasayip, turkiye'ye izne geldigimizde daha fazla arkadas goruyorduk. ıstanbul'da yasarken bulusmaya useniyoruz.
2- biz hep yoktuk
3- opseler bir daha ıstanbul'a donmeyiz.

son 5 yildir katar'dayiz. ve her sene 'artik bu yaz donelim' diyoruz ama donemiyoruz. burada maddi acidan rahatiz ama sosyal acidan sikintili. adimiz "expat" ne yerde ne gokteyiz. ulke rahat, guvenli ama doga diye bir sey yok. ınsan iliskileri cok kopuk cunku yine 7 milletten insan var ve her irk kendini korumak icin gruplasmis, cetelesmis. her irk kendi irkini koruyup kollarken, bir tek turk'ler birbirinin kuyusunu kazma derdinde. yurtdisinda bile kendimize rahat vermiyoruz! son bir sene daha hedef koyduk sonra kesin donus istiyoruz. (ben bu lafi 2018'de de soylemistim sanirim)
katar'dan ayrilirken aklimizda 3 cumle cinlayacak
1- cok guzel plastik oyuncaklarla dekore edilmis neon lambali bir akvaryumda dolasan baliklar gibiyiz.
2- biz hep yoktuk
3- opseler bir daha yurtdisina cikmayiz

"ben hep yoktum" cumlesini soyle aciklayayim: hicbir akrabamin, arkadasimin dogum, olum, dugun, vb. olaylarinin sureclerine dahil olamadim. hic hamilelik gormedim, dogum sonrasi bir ara altin takmaya gittim. hastaliklarinda yanlarinda olamadim, oldukten sonra cenazelerine gidebildim. ceyiz duzulurken kayinlarin muhabbetlerine sahit olamadim, dugune katilabildim. uzaktan hediyeler gonderdim, hediyeyi benim adima kargocular teslim etti. kardesimin mezuniyetine, babamin hastaliktan gun ve gun olmesine, annemin menopozdan sonra bambaska bir insan olmasina, ve bircok akrabamin arkadasimin iyi-kotu gunune sahit olamadim. gezi'de turkiye'de degildim. asure veren bir komsum olmadi. uykusuz ve penguen'i geriden takip ettim.

turkiye'de bombalarin patladigi, ezanlarin selalarin havalarda ucustugu, ekonomik krizin yaldir yaldir geldigi gunlerde, "katar'dan nereye donecegiz?" sorusu bizi cok dusundurdu. kanada, ıngiltere, kibris arasinda gidip geldik. swot analizleri mi dersin, istatiki calismalar mi dersin, balik kilcigi yontemi mi dersin akliniza gelebilecek her turlu akademik yonteme basvurduk kararimizi sayisal bir duzleme oturtmek icin. sonucta en iyi yer yine turkiye cikti (tabi bu bizim kriterlerimize gore). kendi dilini konusmak, kendi dilinde espri yapmak, surekli kendi aliskanliklarina ikame bulmak zorunda olmadan yasamak, kalici arkadasliklar dostluklari yaninda hissetmek, ve bizim kafalarin ozelinde toprak satin almaya maddi gucunun yetmesi, iklimini bildigin otunun ismini bildigin yerde toprakla ugrasmak... bunlarin her birini yasayabilecegimiz yerin turkiye olduguna karar verdik. (ama ıstanbul degil)

yurtdisina gidip orada cilgin hayatlar kuran arkadaslarimiz da yok degil. hallerinden de memnun gorunuyorlar. ama disi seni ici beni yakar durumlari oldugunu biliyorum. yapamayip donen de cok oldu, koklerini tamamen orada salmaya baslayan da.

kisacasi dostlar her koyun kendi bacagindan asiliyor yurtdisi konusunda (ya da genel anlamda gurbet diyelim)

yurt dışında yaşamak - 5 favorites -
internetten bizim velede kitap ararken karşılaştığım, tamhaboki diye çıkardıkları harita boyama kitabını alacakken maksadı neymiş dediğimde 'maksadımız' diye başka bir bloğa yönlendirildiğim ve karşımda şöyle bir yazı bulduğum, ankara'da olmadığım için gidemeyeceğim ama ciddi merak ettiğim yayınevi.

buyursunlar:

----------------------
maksatkitap.com

maksat okumak, maksat kitap’ın bir kaplumbağa gibi sükûnet, şefkat ve kararlılıkla nitelikli okuyuculara açmaya yolun yol arkadaşı, okumalardan süzülen kaynağın döküldüğü nehir, gittiği küçük kasaba, hatırda kalanlar hep kalsın diye tutulan hatıra defteri,aynı yolda yürüyenlerin buluşup söyleştiği, birbirlerine rehberlik ettikleri, yolculuk anılarını paylaştıkları durak…

bir hayalimiz var…

ezop’un masalında, kaplumbağa koşullar ne olursa olsun maksadından bir an bile vazgeçmez; masalın sonunda kaplumbağa hızlı koşan tavşanla yarışını kazanır. maksat kitap insanın da maksadı olduğunda koşullar ne olursa olsun kendinde devam edebilme gücü bulabileceğine, birlikteyken bu gücün yenileneceğine, çoğalacağına inanıyor. maksat kitap’ın arkasında okumayı yaşamakla bir tutan bir ekip var. maksat okumak öncelikle bu ekibin kendi içindeki ahengini çoğaltma hevesiyle kuruldu.

burada olup bitenlere tanık olmak isterseniz üye olabilirsiniz, böylece yeni içerikler paylaşıldığında sizinle paylaşırız. bize katılmak, kendi kaynaklarınızı bizimle birleştirmek isterseniz bize iletişim bilgilerinden ulaşabilirsiniz.

maksat okumak kategorisinde maksadın okumak, maksat sanat kategorisinde maksadın sanat olduğu paylaşımlar yer alıyor.

nihayetinde maksadımız yaşamak !

maksadımız birlikte yol almak !

yolculuğumuz bereketli olsun.

maksat kitap - 0 favorites -
çevirmen fatoş atay tarafindan 2016 yılında türkçe çevirisi yapılmıştır
(alice aynanın ıçinde - emma chichester clark / lewis carroll'un klasik masalından esinlenilmiştir) (binbir çicek kitaplar)

gıllıgış

pişindiydi kayrak tirsukeleler
dönenip delgilendiler otgelde;
mızlıydılar tarazlı gubibikler,
donguzlarsa nezgilendi.

"sen sen ol sakın kendini gıllıgış'tan!
o keskin dişlerden cart pençelerden!
sen sen ol hemen kaç cupguk kuşundan,
bır de cenkçi cengaverden!"

oğul kaptı delgeçer kılıcını
amansız adunun düştü peşine.
görünce ulu tamtam ağacını
durguldu daldı işine.

o düşünsün derdine yana yana,
gıllıgış, gözleri nasıl da kor kor
kaskavura daldı kırkı ormana,
köpür köpür, fokur fokur,

bir-ki! bir-ki! delgeç kılıcı çalıp
sapladı oğlan şakşuk ta derin
hakladı onu ve kelleyi alıp
beş nala döndü geriye.

"yiğit oğlum hakladın mı gıllıgış'ı?
koş parıldağım, bak ana kucağı!
ne kutmutlu gündü bu! yayaya şaşaşa!"
sevinç aldı yavrucağı.

pişindiydi, kayrak tirsukeleler
dönenip delgelendiler otgelde;
mızlıydılar tarazlı gubibikler,
donguzlarsa nezgilendi.

jabberwocky - 3 favorites -
yavaş yavaş ölümüne şahit olduysanız, öldüğüne üzülmezsiniz de "sen böyle ölümü hak etmiyordun be baba" diye yırtılır içiniz. her insan onurlu ölümü hak eder çünkü.

babanın ölmesi - 2 favorites -
dibine kadar desteklediğim direniş
ikinci bir emre kadar yazdığım son entry'dir
(ulan tam da değiştirecek zaman buldunuz. mis gibi izne ayrılıyordum, deliler gibi zamanım vardı sözlükte takılacak. iki kuruşluk zevkimin içine ettiniz!)

işbu entry yeni temaya tepki olarak formati öpercesine yazılmıştır.

28 şubat 2016 ekşisözlük direnişi - 0 favorites -
ince görülmüş repliklerle gecemizi aydınlatmıştır.

--- spoiler ---

zaman geriye akıyor, benim gelişime doğru akıyordu.
tak, tik, tak, tik...

--- spoiler ---

sadece diktatör - 0 favorites -
hiçbir işe yaramayan sözde ihbar hattı. işin kötüsü polisler de o kadar inanmış ki sistemin çalıştığına, yanlarına gidip sorduğumda bana inanarak "whatsapp numarası var oraya gönderin hemen çözerler" gibi bir cevap verdiler.

en son gönderdiğim mesajdan sonra aldığım cevap şöyle

"emniyet genel müdürlüğü'nce yeni mevzuat çalışması yapılması nedeniyle whatsapp üzerinden göndermiş olduğunuz ihbarlara ceza işlemi uygulanamamaktadır. ihbarınızı 155e yada egm nin online ihbar bölümüne yapabilirsiniz..."

trafik mobil ihbar hattı - 0 favorites -

kaç oda bir salon eviniz - 1 favorites -
trafikte giderken kavga eden birilerini gördüğünüzde arabayı durdurup, dörtlüleri yakıp, kapıları kilitleyip, içinden inmeden ölümüne kornaya basmanızı öneririm. olayı görmeyen esnaf korna sesine öyle bir fırlıyor ki dışarı kavga edenleri gördükleri anda ordu gibi akın ediyorlar. yeterli kişi sayısına ulaşıldığında hiçbir şey olmamış gibi arabanızla yolunuza devam edebilirsiniz.

tanım: bir çeşit toplumsal barış hareketi

kavga eden kişileri ayırmak - 0 favorites -