travmalarımın yanı sıra en güzel çocukluk anılarımın mekanıdır.
sene 1980, bodrum eski çeşme sokakta iki katlı bir taş evin sakinleriydik. üst katın yüksek tavanlı ahşap iskeletli çatısında kuş yuvaları ile uçuşan minik kuşları hatırlıyorum bir de bembeyaz kireç duvarda yürüyen dev akrepleri… bir gece babamı bir akrep sokması ile korkularımız katmerlense de bodrum akşamlarında avluyu yıkayıp, rakı masasındaki kavun ve peynir kokusu eşliğinde keyifli sohbetleri hatırlarım. gecenin geç saatlerinde deniz esintisi ile üşüdüğüm; tahta divana kıvrılıp uyuduğum anlar ve bahçedeki cılız ampul ışığının evimizin kocaman taş duvarlarında yarattığı yansımalarımızdan korktuğum anları hiç unutmadım.
bir de minicik adımlarımla üzerimdeki çiçekli askılı elbise ile sokağın denize çıkan yönüne doğru koşturduğumu hatırlarım. elimde rüzgar gülü… arkamda rahmetli babam “kızım koşma düşersin” sözü hala kulağımda…
işte o taş ev benim çocukluğumun en güzel anılarına ev sahipliği yapmış, ailemin henüz eksilmediği en güzel anlara mekan olmuştur.
görsel