chatgpt'yle entry yazan tipleri tespit ettiğim yerde engelliyorum ya da sessize alıyorum. geneli boş beleş tipler oluyor zaten. son haftalarda debe listesine iyice doluşmaya başladılar. tamamen etkileşim derdindeler, bu çakallara aradıkları etkileşimi vermezseniz azalarak biterler. hoş, sözlük yönetimi bu entry'leri debe'ye sokmak istemese çok rahat tespit edip çıkarabilir ama işlerine geliyor demek ki.

neyse, bir entry'nin chatgpt ile yazılıp yazılmadığını anlamak için birkaç ipucu da vereyim.

chatgpt'ye yazdırılan entry'lerde en kabak gibi sırıtan kısım noktalama işaretleri. chatgpt normalde günlük yazı dilinde nadiren kullanılan noktalı virgülü (;) ve iki noktayı (:) bol bol kullanmayı çok seviyor.

yine tırnak işaretini bol bol kullanıyor. insan elinden çıkma entry'lerde o kadar çok tırnak işareti kullanılmazken chatgpt tırnak işaretini kelimeleri vurgulamak için dahi kullanıyor. ve biz normalde, prtaik olduğu için tırnağın şu versiyonunu " kullanırken, chatgpt akıllı tırnak denilen şunları “” kullanıyor. gördüğünüz gibi bizim kullandığımız versiyonda açılış ve kapanış tırnağı aynı formattayken, chatgpt'nin kullandığında ikisi de farklı. bu tırnak işaretini ve bol kullanılan noktalı virgülleri, iki noktaları gördüyseniz metin %99 chatgpt tarafından yazılmış ya da düzenlenmiştir.

bir de em dash kullanımı var. em dash dediğim şu "—". bu türkçede olmayan bir noktalama işareti, tamamen amerika'dan devşirme ve nedendir bilinmez chatgpt bunu kullanmayı çok seviyor. eğer bir entry'de em dash varsa bu entry %100 chatgpt'ye yazdırılmıştır. hiçbir türk bu işareti kullanmaz çünkü.

noktalama dışında genel olarak imladan da entry'nin yapay zeka ürünü olup olmadığını çıkarabilirsiniz. chatgpt şapkaları atlamaz mesela, "zeka" yerine "zekâ" yazar hep. yazarın debe'ye girmiş bir entry'sine bakıyorsun resmi kelimesini "resmî" diye yazmış mesela ama aynı entry'de edit eklediği yerde "de" ekini birleşik yazmış. eşyanın tabiatına ters. bütün kelimleri şapkalı harflerle yazacak kadar dile hakim birinin "de" ekininin yazımını bilmemesi mümkün değil çünkü.

şu başlığa (bkz: chatgpt ile entry giren yazar) bile chatgpt'yle entry girmişler mesela bak. (bkz: #178627162) em dash hariç dediğim her şey var. ironi olsun diye yapılmadıysa kabak gibi belli chatgpt'ye yazdırılmış olduğu.

çocuğun yaptığı (adamın demiyorum çünkü oğlan çocuğu tavrı bu) eşeklik de kızın da ondan aşağı kalır bir yanının olmadığını düşünüyorum.

cebinde kendi yediğini içtiğini ödeyecek 600 lira bile yoksa niye elin herifinin cüzdanına güvenip buluşmaya gidiyorsun? bakın, cebinde 600 lira nasıl olmaz demiyorum. insanlık hali, yeri gelir 5 lirası bile olmayabilir insanın. ama paran yoksa da hayatında ilk defa gördüğün erkeğe güvenip yiyip içmezsin.

cebinizde en azından kendi yiyip içtiğinizi ödeyecek paranız yoksa kimseyle buluşmayın bence. sonra elin ergenlerine malzeme verip 600 lira için aşağılanıyorsunuz böyle.

bu oğlanın yaptığını da övenler olmuş. onlar için de şunu söyleyeyim, kadınlara karşı üç kuruş için böyle çiğlikler yaparsanız 40 yaşına da gelseniz hayatınız boyunca oğlan çocuğu olarak kalırsınız.

kadın beyni justification'la çalışır. verdiği her kararın doğru olduğundan emin olmak ister. en çok korktukları şeylerden biri de ilişki seçimleri konusunda yanlış karar vermiş olmaktır. kadın, çocukla görüşmek istemediğini söylediğinde çocuğun yaptığı bu çiğlik sonrası verdiği kararın doğru olduğunu net teyit etmiş oluyor. bu çocuğa karşı aklında en ufak bir his, en ufak bir soru işareti kalmayacak bu yüzden.

ama çocuk paranın lafını etmeyip kız "istersen iban at, maaşım yatınca hesabı öderim" dese dahi "olur mu öyle şey, bir daha görüşmeyecek bile olsak güzel bir gün geçirdik, teşekkür ederim" tarzı bir şey söyleyip konuyu kapatsaydı o kızın içi içini yiyecekti acaba çocuğa haksızlık mı ettim diye. muhtemelen de bir süre sonra kız çocukla tekrar iletişim kurmaya çalışacaktı.

yani esas "alfalık" o 600 lirayı kızdan geri isteyip kendini palyaço durumuna düşürmek değil, 600 lira için kendi karakterinden taviz vermemek.

haber değeri yoktur. zaten bu başlığı sol frame'de görmüyordum. demin giriş yapmadan sözlüğü açınca fark ettim böyle bir başlık olduğunu. size durumu şöyle izah edeyim, başlıkta an itibariyle 32 tane entry varmış ama ben sözlük hesabına giriş yapınca sadece 18 tanesini görebiliyorum.

14/32=%44 aktroll oranıyla muazzam bir manipülasyon başlığı. hepsini sahaya sürmüşler algı için. göt tutuşmasının boyutunu buradan hesap edebilirsiniz.

siz tüm ülkenin değeri olması gereken savunma sanayini kendi tekelinize alıp bu kadar siyasallaştırırsanız insanlar "iha test uçuşu yaparken düştü" demeye bile çekinir, "kontrollü uçuşla yere yaklaşım yaptı" gibi götten sallama bir tabir kullanmak zorunda kalırlar tabii.

koskoca tcg anadolu'yu bile propaganda aracı yapıp seçim otobüsü gibi kullandılar. savunma sanayi=akp algısı oluşturuldu. sanki akp hükümetinden önce bu ülke okla, yayla savaşıyormuş gibi.

şimdi de iha'da bile yaşanan en ufak bir aksiliğe dahi üstü örtülmesi gereken bir olay gibi yaklaşılmak zorunda kalınıyor. halbuki test aşamasındaki bir prototipin hata yapması kadar normal bir şey yok. zaten bu hatalar görünebilsin diye bu test uçuşları yapılıyor.

bırakın iha'ları, test uçuşunda f35'in bile burun üstü yere çakılmışlığı var. çok normal.

maaşı da yarım almaya razı olunacaksa çoğu işverenin itirazı olacağını sanmam. ha, yok siz yarım çalışıp tam maaş almak istiyorsanız, havalar serinleyip kış geldiğinde işvereniniz "ekim, kasım aylarında iki kat fazla çalışılsın ama aynı maaş alacaksınız" dediğinde de itiraz etmeyeceksiniz o zaman.

seyircinin aklıyla alay eden bir sezon finali yayınlamış, senaristinin sayı saymayı bilmediği dizi. gerçekten bilmiyor. anlatayım.

dizinin daha ilk bölümünün ilk sahnesinde anlatıcı, öldüğünde eşref'in yaklaşık bir milyar dolar serveti olduğunu söylüyor. yine ilk bölümde yetimler'in sofrasında diğer herkes o ay sofraya 8-10 milyon dolar koyarken eşref şak diye 54 milyon dolar koyuyor masaya. tıfıl kadir anca 10 milyon koyabiliyor mesela. onu da aşiretten borç alarak koyabiliyor anca.

bunları niye anlatıyorum, daha ilk bölümden seyirciye eşref'in nasıl büyük bir mafya, kadir'inse onun yanında nasıl küçük olduğunu gösterdiler seyirciye. ama sezon finalinde senarist bir anda bütün her şeyi unutup milyar dolarlık eşref'i otopark mafyası seviyesine getiriyor.

kadir'in adamları eşref'in evini bastığında evde eşref'in sadece dört (4) adamı var mesela. onlar da kurşun bile atamadan evi teslim ediyorlar. otelde hiç adamı yok muhtemelen, orayı hiç görmüyoruz bile çünkü.

sadece eşref konusunda değil, yetimler'in diğer üyeleri konusunda da büyük saçmalıyor. her ay 8'er, 10'ar milyon dolar gelir getiren yasa dışı işleri olan adamların tek bir adamları bile yok. lan adamların şoförleri bile yok. kadir 5-10 kişiyle eve gelip içlerinden birini vurup diğerlerine el öptürüyor. bir allah kulu da en ufak direniş gösteremiyor.

eşref'in sahip olduğu 10-15 adamı kapkaranlık yolda aydınlatmanın olduğu tek yerde pusuya yatırması saçmalığını hiç girmiyorum bak. sezon finaline kadar yanında sadece kenan olan kadir'i bir anda özel tim falan getirten, 150-200 tane adamı olan dev bir mafya gücü yapıp diğer tüm güçlü karakterleri değnekçiden hallice tiplere çevirirseniz ikinci sezonda ratingler niye düştü diye ağlamaya başlarsınız. haberiniz olsun.

son zamanlarda özellikle futbol tayfanın rakip taraftarları aşağılamak için sıkça kullandığı cahil turnusolu bir tabir. "ahraz" kelime anlamı olarak "sağır ve dilsiz" demek aslında ama bu anlamdan bağımsız olarak sözde hakaret olarak kullanılıyor.

niye? çünkü bunu kullananlar twitter'da bir aklıevvelin bu kelimeyi bu anlamda kullandığını görüp özendi. biliyorsunuz, sadece twitter'da gördükleriyle cümle kuran bir kitle türedi son yıllarda. "elimde satılık köprü var" ve "yemin edebilirim ama ispatlayamam" familyası da bunlardan. bunlar papağan gibi o sıra hangi tabir revaçtaysa onu kullanırlar.

bu tarz karaktersiz tipleri siklememek ve yazdıkları hiçbir şeyi ciddiye almamak en kesin çözümdür. tavsiye ederim.

"kesin suçlusu erkektir!1!!1" tayfa damlamış bile hemen. bunların mantığına göre kadın olmak ne güzel lan, yaptığın hiçbir eylemin sorumluluğunu alman gerekmiyor. ne yanlış yaparsan yap hep kabahatlisi başka bir erkek oluyor. ben hiç hatasını kabul eden kadın görmedim zaten.

otomatik vites aracı mal gibi çift ayak kullanıp frenle gazı karıştırıp çoluk çocuğu eziyorsun, "ama babalar erkek çocuklarına araba kullanmayı öğretiyor, kızlara öğretmiyor" deyip erkekleri suçlu çıkarıyorlar. elin müptezeli gündüz vakti şehrin göbeğinde çırılçıplak geziyor, aynısını erkek yapsa idam edilmesini talep edeceklerken, yapan kadın olunca "suçlusu erkektir" diyorlar.

yemin ediyorum çok güzel iş. hiçbir şekilde suçlu çıkmıyorsun. tam idrak edemeyen erkek arkadaşlar için durumu şöyle izah edeyim, bütün ömrünüzü 4-5 yaş dönemindeki eylemlerinizden sorumlu olduğunuz kadar sorumlulukla geçirdiğinizi düşünün, günümüzde kadın olmak öyle bir durum işte. yaptığınız şeyin sonucu iyi olmuşsa "güçlü kadın" oluyorsunuz, sonuç kötüyse "erkekler yüzünden" olmuş oluyor. süper lan.

edit: tepki gelince hanımefendi beni engelleyip entry'yi de silmiş. ama ben sileceğini tahmin ettiğim için caps almıştım. ne saçmalamış diyenler olursa diye buyurun: görsel

6x8 çöl definesi bölümü, ana üçlü haricinde hiçbir insanın görünmediği ve hiçbir yan karakterin yer almadığı ilk gibi bölümüydü sanırım.

bölüme epey emek verilmiş, belli. özel olarak beyitler, şarkılar yazmışlar. çekimleri de muhtemelen patara kum tepelerinde yapmışlar. ben oraya benzettim.

fakat başarılı bir bölüm olmamış. bu kadar uzun süreye, güzel bir fikre ve görece iyi bir prodüksiyona rağmen yarattığı beklentiyi karşılamayan bir bölüm olmuş.

kaçırılmış bir fırsat olarak görüyorum ben bu bölümü. güzel ve orijinal bir hikaye yakalamış, bunu da güzel işlemişken keşke devamında senaryo ve komedi anlamında bu kadar zayıf kalınmasaydı. efsane olabilecekken çok vasat bir gibi bölümü olmuş bu haliyle.

18 mart 2025 imamoğlu'nun diplomasının iptali'yle başlayan sürecin şu ana kadarki en büyük kazananı. adam bir anda milyonlarca lira harcasa yapamayacağı reklamı yaptı.

önceleri toplumda çok da tanınmayan, hele z kuşağı'nın muhtemelen hiç bilmediği bir isimken son protestolarla birlikte halk nazarında âdeta ünlü bir süper kahramana dönüştü.

her yerde mahmut tanal videoları paylaşılıyor, ekrem imamoğlu bile yer yer eleştirilirken mahmut tanal'ı herkes övüyor. adam yıllardır çalışkanlığının, mücadelesinin karşılığı 64 yaşından sonra alabildi resmen.