saritele

leziz (658)

Mayıs 2014 - 1208 Entry - 60 Follower - 28 Following
Last Entrys:
andersen genève, saat dünyasında az bilinen ama bilenin de saygıyla eğildiği aslında "underrated" kalmış markalardan biri.
kurucusu svend andersen, aslında bir usta saat ustası; bi kaç marka sonrası patek philippe’de yıllarca çalışıyor, 1980'lerin başında kendi atölyesini kuruyor. adamın olayı, klasik saatçiliği alıp çok ince işçilikle bambaşka seviyeye taşımak ve herkesin kendi "piece unique"ine kavuşmasını sağlamak. yani bir adet üretilmiş, seri üretimi olmayan tek bir parça.

andersen genève endüstriyel bir marka değil, butik bir haute horlogerie atölyesi. yani rolex, omega, tag heuer gibi kitlesel değil; yılda belki birkaç on, birkaç yüz saat çıkıyor, çoğu da sipariş üzerine. fiyatlar doğal olarak uçuk ama aldığın şey, bileğine taktığın şey gerçekten eşsiz.

özetle: saat meraklısıysan ve mainstream markaların ötesinde, “horoloji sanatı”yla tanışmak istiyorsan andersen genève tam o adres. herkesin bileğinde göremeyeceğin, hatta çoğu insanın adını bile duymadığı ama koleksiyonerin masasında saygı uyandıran bir marka.
bu arada ülkemizin saat yayıncılarından doruk ünlü yani turkishwatchguy ile de ortak saat çıkarmışlığı var, sipariş üzerine türkiye'nin çeşitli önemli yerlerini kadrana işletebiliyorsunuz, sadece 12 limitli ve andersen geneve'in 45. yılına özel bir worldtimer saat.
emaye kadranlı, muazzam işçilikli, hem de türkiye'ye özel.
bana göre muazzam bir saat, gerçek bir dreamwatch.

işte görsel o saat.
https://cdn.eksisozluk.com/2025/9/11/v/v2q8fptu.jpg

andersen geneve - 0 favorites -
tasarımları hem modern hem de minimalist ama öyle soğuk bir minimalizm değil açıkçası, insanın koluna taktığında iyi hissettiren bir minimalizmden bahsediyorum, güzel saatler üreten marka.
malezya menşeililer, fiziki bir mağazaları olmadığı ve online satış yaptıkları için tabii ki türkiye'den erişmek mümkün değil.

sellita sw-300 kullandıkları 37.02 monolith, minimalistgibi 3.500 isviçre frangı civarı fiyatlandırması olan çok sade, çok hoş modelleri olduğu gibi, 22.000 frank civarlarında dolaşan titanyum grade 5 kasalı, microrotorlu, sanat eseri gibi casebackli worldtimerları da mevcut.
aventurine kadranı da, ışık yansımalarıyla şov yapan chronograph modelleri de var.

ilk kez geçtiğimiz günlerde dokunarak, bileğimde inceleme fırsatı buldum, açıkçası beklediğimden çok daha iyi, daha dikkat çekici bir saatle karşılaştım.
çünkü ming hakkında pek bir data yok, ne instagram ne youtube'da doğru düzgün kullanıcı yorumu, kullanıcı videosuna vb rastlayabiliyorsunuz.
o yüzden birinci elden incelemek iyi oldu, ben 15-20 bin frangım olsa ming'i seçmezdim ama 3,5-4 civarlarında veya ikinci elde yakalanırsa minimalist, renkli rubber kayışlı modellerinden birini gönül rahatlığıyla alırdım diye düşünüyorum.

ming - 0 favorites -
isviçre'den, saatçiliğiyle meşhur olmuş le locle kasabasından çıkmış "uçuk" marka.
saatleri minyatür bilim müzesi gibi, minyatür sanat eseri gibi.

tourbillon yapıp görünmeyecek şekilde arka kasaya koyan, titanyumu, platini sanatçı gibi işleyen, kadranda size özel yıldız haritası yerleştiren, saatlerine bakmanın gökyüzü izlemek gibi hissettirdiği acayip marka.

gerçi saat demek haksızlık olur, hem teknik hem estetik hem de hafifçe çılgın bir horolojik deneyim parçaları diye anlatabilirim.
uzaktan hep takip eder bakardım fakat geçtiğimiz günlerde ilk kez modellerini bileğimde deneme fırsatı yakaladım, aklımdan çıkaramıyorum.

bu hobide herkesin bir grail watchu vardır bir gün alabilmek hayalini kurduğu, de bethune'ü kolumda deneyene kadar benim için (bkz: a. lange & söhne)'nin lange 1 modeliydi bu, fakat artık kesinlikle, tartışmasız biçimde de bethune db28xs starry seas oldu diyebilirim.
fotoğrafını görsel ekliyorum, bakarsanız gözyüzü, sanat, bilim derken ne anlatmak istediğimi çok daha net şekilde anlayacaksınız.
https://cdn.eksisozluk.com/2025/9/8/m/m0afjvv6.jpg

de bethune - 0 favorites -
(bkz: sartory billard)'ın kurucusu, tasarımcı, yaratıcılık takıntılı fransız.

armand billard - 0 favorites -
tasarımcı armand billardın kurduğu fransız kökenli bağımsız saat markası.

2015 yılında kurulmuş, genç sayılacak bir marka. tasarım ve uniquelik üzerine kurulmuş bir marka, custom saat de yapyıorlar, kendi koleksiyonları da var.
kadran işçiliğiyle öne çıkıyorlar, guilloché, aventurin, meteorit ve çeşitli doğal taşlar kullandıkları serileri mevcut.
senelik 200 civarı saat üretiyorlar, çoğu modeli 25-50 limitli çıkıyor.
uçuk fiyatlar yok, malesef türkiye'de olmasa da dünyada oldukça erişilebilir bir marka.

yüksek fiyatlı özel, unique saatleri de var, kurmalı makineli studio underdog gibi markalarla yaptıkları ortak saatler de mevcut(12-15.000 euro), nispeten uygun fiyatlarda(3-5.000 euro) doğal taş kadranlar da.
kadranda istediğiniz bir haritanın işlendiği, size özel bir saat de yaptırabiliyorsunuz.

bunların hemen çoğunda (bkz: la joux-perret) mekanizma kullanıyorlar.

marka çalışanları markayı "one man army" brand olarak tanımlıyor, armand billard taşları seçiyor, finishingi yapıyor, montajını yapıyor. saatlerin hepsinde kendisinin emeği, işi var.

sartory billard - 0 favorites -
liseli, gitarist halimin belki de tek hayaliydi şu iki adamı yan yana izlemek, satriani'ye 2018'de gittim ama vai bir türlü denk gelmemişti. lisede defterlere vai logosu çizerdim, jem 555'ini hayal ederdim. şimdi evli, çocuklu bi herif olarak ben ve benden daha da yaşlı "amcalarla" beraber izledik. g3'lerdeki orkestraları daha iyiydi, kabul etmek lazım, billy sheehanlar vb ayarında müzisyenler yoktu sahnede.
fakat joe ve steve her zamanki gibi alev alevdi. yine liseli halimin "büyük aşkı" şebnem ferah da vip terasta sandalyeli ve oturan tek kişi olarak oradaydı, etrafında ogün, metin, cenk gibi pentagramcılarla.
vai'ın yaşadığı bi malfunction haricinde tertemiz bi konserdi, tam olarak beklediğimi aldım. bazı ülke ve şehirlerde setlistte (bkz: building the church) olduğunu görmüş ona heveslenmiştim ama onun dışında gayet dengeli bi setlist vardı, sahara, tender surrender gibi şarkıları canlı canlı izlemek bambaşka.
ustalara uzun uzun yıllar dilerim.

25 temmuz 2025 satchvai band istanbul konseri - 0 favorites -
saat gece 23.00, adam hoparlörünü amfisini kurmuş kanun, keman çalıyor, akşam 17.00'lerde başlıyor gece yarısına kadar binanın önünde istediği gibi müziğini yapıyor,

bu durumu gece 23.00 gibi ibb'ye şikayet ettiğimde 3 gün sonra sabah 10.00'da gelip "geldik, müzisyen yoktur." diye cevabı aldım.

bu duruma açık açık "taşşak geçmek" denir. anlık müdahale yokmuş, dilekçeyle çalışıyorlarmış, küskün akp'li değiliz, belediyeden nemalananlardan değiliz diye hizmet görme hakkımızın olmadığını kadıköy'de yaşadığımız için iyi biliyoruz da, açık açık belediyenin taşak geçmesi biraz ağır oluyor.

istanbul büyükşehir belediyesi - 0 favorites -
bomboş bir karakter. konuşmayı bilmiyor, dinlemeyi bilmiyor. zaten çalışmayı da bilmiyor.

kadıköy belediyesi sanırım istanbul'un en kötü belediyelerinden biri şu anda, tutturmuş bir "kadıköy'de yaşamak ayrıcalıktır" diye, insanların yürüyemediğinden bile haberi yok.
nefes alamıyoruz, yürüyemiyoruz, adım atamıyoruz.
her sokakta 8 inşaat, inşaat önleri park, kamyonların çukurları, onlar olmasa martılar, binbinler, motorlar, insanlar kafalarına göre kaldırım dubalarını, babalarını kırıp atıyorlar, belediyenin umrunda değil.
bakın şaka değil gerçekten nefes alamıyoruz ve yürüyemiyoruz.

bu sivri zeka ezik başkanın aday olurken en güvendiği projelerinden biri "deprem çantası dağıtılacak"tı. bunu bir proje olarak sundu, insanlar rekor oy verdi.
şimdi yeni projesi "başkan sizi dinliyor", böyle bir proje bulmuşlar çok değerli, başkan arada bir sokağa çıkıp yürüyor, bunu da billboardlarda başkan sizi dinliyor diye satıyorlar.
insanlar rekor oy verdi.

mesut kösedağı - 3 favorites -
aralık 2024'te en az 5 ayrı baharatında "gıdada kullanımına izin verilmeyen boya" maddesi çıkmış rezil şirket.
bu kaçıncı ifşa oluşunuz, yılmadan yaptırım yemeden zehirlemeye devam ediyorlar.

pul biberde domates var, sumakta, acı biberde, tozbiberde, sumakta izin verilmeyen boya var. nasıl batmaz bu şirket? nasıl migroslar, carrefourlar bu markayla dolu?
yok kuzen, yok eski şirket ayrıldı palavralarını bırakın, sağlık düşmanı şerefsizler.

aciz devlet bir şey yapmıyorsa siz gözünüzü açın da şu şirketten paranızla zehir almayın.

arifoğlu - 2 favorites -
yakın zamanda neuchateldeki üretimini ziyaret etme fırsatı buldum. isviçre'de 3 farklı yerde binası varmış ama üretim neuchatel'de. cenevre'den 1 saatlik araç yolculuğuyla ulaşılabiliyor.

müthiş bir düzen ve ağırlama var, önce her tarafta saatlerin olduğu bir loungeta ağırlanıyorsunuz, burada gördüğünüz tüm saatleri bir butik gibi satın alabiliyorsunuz bu arada, almazsanız da tek tek inceleyebiliyorsunuz. burada bir sunum yapılıyor, marka tarihi, marka yüzleri (hiçbirinin para almadığı gibi ilginç bilgiler vardı), paneristi topluluğu ve markanın takık olduğu "experience" kısmı hakkında.
bu arada örneğin paneristilerin düzenlediği günlere(p-day) ceo'nun bile ancak davetli olursa gidebileceği söylendi.
richemont grup bünyesinde her markanın ayrı eyaletler gibi bağımsız yönetildiği, markanın hala bir "italyan" markası olduğu vurgulandı.

daha sonra size watchmaker üniforması giydirip üretimde önce cnc makineleri ve mekanizma parçalarının oluşturulmasını görüyorsunuz çeşitli materyallerle, daha sonra kasa parçaları üretiliyor.

prototip testleri, ki burada da ilginç bir konu var, prototip testlerinde mesela su dayanıklılığı testini koruma kolu leverı açıkken ve tepe çekili halde yapıyorlarmış, gerçekten etkileyici.
10 yıllık yaşlandırma simülasyonunun 2 gün gibi bir sürede hızlıca yapılması,
crash testler ( 60 cm'den düşürdüğüm saat bozuldu, şimdi bu bozulan saat ne olacak diye sordum, fatura size gönderilecek dediler*)

cosc yerine kullandıkları kendileri için üretilmiş koca bir cla chronometrie makinesi, bu makinede otomatikse power reserveü otomatik dolduruyor robot, manuelse büyük bir diskte manuel olarak topluca kuruluyor saatler, sonra -2 +4 hedefiyle accuracy testleri ve ayarlamaları yapılıyor.

iki ayrı grupta montaj, bir basic saatler(gmt vb) bir de high horology sınıfı (tourbillon vb), mekanizma montajı sırasında o watchmaker'ın üstünde büyük bir ekranda izleyebiliyorsunuz.

bölümler arasında yürürken easter egg diyebileceğimiz şeylerle karşılaşmak mümkün, örneğin seramik bir gmt tourbillon cep saati veya perdenin arkasında şansa sorarak gördüğüm 3 milyon euroluk bir planet saati olan jupiterium

çıkışta ufak hediyeler, ikramlarla uğurlanıyorsunuz. 2,5 saat olması gereken ziyaret yaklaşık 4,5 saat sürdü, benim için eşsiz bir deneyim oldu. mr. panerai'ın ilk radiomir'i taşıdığı araba da girişte sergileniyor, klasik panerai lumelu bir duvar önünde bir de torpido replikası var.

panerai - 6 favorites -