biz zorunlu olarak dışarıda çalışarak size kolaylık sağlayanlar tarafından hissedilen durumları kişisel olarak gördüğüm kadarıyla dile getirmek üzere yazılmıştır. ücretsiz izinler ve işten çıkarmalar sebebiyle "zorunlu gönüllü karantina"ya alınan arkadaşlar sizin gönlümde yeriniz apayrı umarım bu süreci maddi ve manevi olarak en az hasarla atlatırız. sözlerim gerçekten gönüllü karantinada olanlara;
"sevgili gönüllü karantinadaki dostlar, biliyoruz evde sıkılıyorsunuz. emin olun dışarısı da bir kaos içinde ve herhangi bir şey kaybetmiyorsunuz. siz iş güvenceniz, maaş güvenceniz veya sadece birikiminiz olduğu için dahi gönüllü olarak karantina kurallarını uyguluyorsunuz farkındayız. fedakarlığınız için de size teşekkür ederiz. yalnız biliyorsunuz sizin rahatınız ve ihtiyaçlarınız için çalışan da bir kesim var. bu kesim şu anda en çok darbeyi yiyenler arasında yer alıyor. bu kesimle ilgili en azından bu süreçte biraz daha anlayış bekliyoruz sizden.
her sektörden kendini karantinaya alamayan insanlar sizin için çalışıyor. bu sektörlerin çoğu da öyle ya da böyle hizmete odaklı olarak çalışıyor. sağlık çalışanlarını alkışlıyoruz evet daha da alkışlayalım ama sizin için çalışan insanlar ki bunlar; temizlik işçisinden, kargocusuna, e-ticaretcisinden, paket servisçisine kadar her biri eleman eksilten patronların pençesi altında normalde belki 6-7 kişinin yaptığı işi tek başına yapmak için çabalıyor. bir de üstüne karantinada kaldığı için sıkılan ve saracak yer arayan insanlar eklenince olay çekilmez bir hale gelebiliyor.
emin olun biz de kendimizi gönüllü karantinaya almak evimizde oturup sıkılıncaya kadar boş boş duvarlara bakmak bile istiyoruz. ne yazık ki hayat şartları sebebiyle şu ya da bu şekilde çalışmak zorundayız. sadece işe gidip gelirken bile bu durumlarla ilgili "virüs bulaşır mı acaba?" gerginliği insan psikolojisini alt üst ederken bir de ekstra iş yüküyle yorgunluğun artması ve bünyenin buna tepki vermesi ile oluşan halsizliği hissetmek bile bize "acaba?" diye sorgulatıyor.
lütfen siz de sadece bu süreçte -valla başka zaman değil- ağzımıza sıçmayı bırakın. gelin normale dönünce bizi manyak edin ama şu sıralar yapmayın.
market alışverişine gittiğinizde maskelerinizi takın takmamak için kavga çıkartmayın. bu uygulamanın sizin sağlığınız için olduğunu unutmayın. çıktığınızda da gözünüzü seveyim onları yere atmayın. düşünün onları insanlar temizliyor. bir çöp tenekesine en fazla 30 adım sonra ulaşırsınız zaten.
evinizde bir pizza yemeye mi karar verdiniz? afiyet olsun. çoğu firma 30 dakika garantisi veriyordu evet. yalnız şu anda web sitesinden o 30 dakika garanti yazısını kaldıracak eleman bile kafasını kaldıramıyor. 5-10 dakika gecikti diye siparişiniz; hem yemeksepetindeki çağrı merkezini soru yağmuruna tutmayın hem de gelen paket servisçiye "bak ödemem heeaa" yavşaklığını yapmayın.
şimdi evde çocuğunuz sıkılıyor diye oyuncak siparişi de veriyorsunuz ya. o süreç nasıl işliyor biliyor musunuz? siz diyelim ki hepsiburada'da beğendiniz sepete eklediniz ödediniz. hepsiburada size ertesi gün ulaşacak vs diye de yazdı çok güzel. siz o siparişi verdikten sonra hepsiburada iliğini kemiğini sömürdüğü bütün kar payını yuttuğu küçük veya orta boyutlu bir işletmeye maille iletiyor. diyor ki; "ben bunu sattım paketle gönder." oradaki e-ticaret personeli ilk önce faturalandırmayı yapıyor. normalde onun işi değil tabii muhasebecinin işi; ama ne oldu muhasebeci ücretsiz izinde, "patron sen yapıverirsin ne olacak." dedi ve muhasebeciyi gönderdi. faturalandırma yapıldıktan sonra depoya gidiyor ama o da ne? depodaki 10 kişiden 8'i ücretsiz izinde. orası zaten bir kargaşa içinde ürünler bulunuyor oradan oraya koşuluyor. neyse sizin ürününüz de güç bela bulunup kargoya verildi ve firma rahatladı değil mi? hayır! çünkü kargo firmasında da eleman eksik, adamlar zaten şehirler arası yolculuklarda bir sürü protokolden geçiyor. tabii doğal olarak ne oluyor? kargonuz ertesi gün değil de bir sonraki gün veya daha sonraki gün teslim edilebiliyor. peki siz bu süreçte ne yapıyorsunuz? "siparişim gelmedi" diye hepsiburada'yı bir arıyorsunuz onların şekilli çağrı merkezinde çalışan insanlar artık evden çalıştığı için çok ilgilenemiyor size olduğunca çabuk normal bir şekilde cevabınızı veriyor ama siz duruyor musunuz? hayır tabii! bir de ürünü gönderen firmayı arıyorsunuz onlar da size aynı açıklamayı yapıyor. siz de "ama çocuk ağlıyor sıkıldı valla böyle olmaz ki!" şeklinde serzenişte bulunuyorsunuz. sizi anlayışla karşılamaya çalışıyor telefondaki kişi ama o da yorgun bitkin. o da istiyor ki sizin siparişiniz verdikten 1 dakika sonra ulaşsın ki o da uğraşmasın. çünkü faturalar var. gönderilecek başka ürünler var. siteye girilecek ürünler var. var oğlu var. yalnız virüs de var. önlemler var. bu firmalar size ne yapsın? emin olun ellerinden gelen en hızlı ve doğru şekilde çalışmak için uğraşıyorlar.
şimdi; ne olur, hizmet sektöründeki size hayatınızı normal hissettirmek için çalışan insanları bir daha düşünün. onların yerine kendinizi koyun. lütfen, anlayışlı olun. arada teşekkür edin. kargonuz, yemeğiniz vs gecikirse sorun ama arayıp küfür etmeyin. iptal etmekle tehdit etmeyin. direkt iptal edin muhatap olmayın. emin olun öyle daha az yoruluyorlar. lütfen biraz empati yapın ve kendinize dikkat edin."