rumuz nickname

anarşist (218)

Ocak 2008 - 1847 Entry - 74 Follower - 26 Following
Last Entrys:
2015'ten beri yarı aktif şekilde gözlemlediğim durum.

galerilerle yüz yüze görüşüyorum. dinleyip geri döneceğiz diyorlar ve dönmüyorlar.

e-maille 2 haftada bir belki 2024 başından beri sürekli, 2022'den beri arada sırada mesaj atıyorum. dönüş yok. olan da “ilgimizi çekerse bakacağız” raddesinde.

çok ciddi küratörlerle çalışmışlığım var. en iyi satış yakalayan sanatçılara sormuşluğum, tanıdığım ressama gidip “hocam artık senin de faydanı görelim” diyip galerisine gittiğim, kabul edilmediğimi duymak için konuşmuşluğum var. hani reddedilmek için bile çaba sarf ediliyor.

burada sanat-sanatçıyla ilgili yazanlar da dahil yazışmışlığım, sergi kısmını duyunca çıt çıkarmayanlar da var.

tutturmuşlar bir yalan “iki sene doluyuz” diye, onu söyleyip duruyorlar.

tanıdıksa tanıdık, eserlerin konuşulmasıysa zaten 2-3 kişi konuşuluyor ve biri kesin benim (karma sergiler için). satışsa hızla satılıyor. ne yapmam gerektiğini çözemedim. ne döndüğünü de anlamadım.

hani geri dönen de iki sene diyince diyorum ki “iki sene sonrasına gelene kadar ne yapayım?”, diyorlar ki karmalara katıl. ulan nasıl katılayım zaten başvurularımın hepsi kişisel sergi açayım ama ısrarcı değilim şeklinde. yani karma varsa ona tamam olduğumu zaten belirtiyorum.

ben iç mimarım. az buçuk ticari meseleleri bilirim. “senle çok iş yapacağız” demek para vermeyeceğim demektir. yani bana ticari bir hamle gelmiyor bu durumları çünkü satışım var. eserleri sevmiyorlar desem ciddi sergilerde, insanların iyi yorumlarında ve küratörlerin radarında neden varım? yani işin nasıl döndüğünü ülkedeki diğer alanlar gibi anlamıyorum.

bir yerde tanıdıkla işe alım varsa onun da bir yolu vardır ya, hah bizde o yok. o yozlaşmışlığın da bir istikrarı vardır. mafyalar kimseye güvenmez sanılır ama tabii ki bazısına fazlaca güvenir. yani neyin peşindeler, kafalarında ne var, neden 2015'ten beri yarı aktif, 2022'den beri aktif şekilde geri dönüş alamıyorum anlamıyorum.

aydınlatacak varsa yeşillendirsin. benim gibi ciddi bir kalabalık bu saçmalığın nedenini öğrenmek için bekliyor.

ps: pandemiden oldu diyeni keserim.

istanbul'da sergi açmanın imkansız olması - 1 favorites -
uzun süredir yazmadığım platform. sebebi de sergi açana kadar yazmayacağım diye kendime kural koymam.

geçen yalnız girilmemiş başlık denk geldi, entri giremediğimi fark ettim. bilmemkim şikayet etti herhalde neye ettiyse, buranın yönetim de iyi, uslu bir köle olarak 6 ay engelledi.

şunu söyleyeyim, aktrollükten yaptıysanız söyleyecek bir şeyim yok. zavallısınız.

ha ondan değil de başka sebepse, benle çatışmanız tarihsel konumunuz itibariyle iyi olmaz. ben burada fikir beyan ederek bir yer edinmiyorum yalnızca. ben konuştuğum her ama her şeyi üretiyorum. türkiye veya dünyada benim kadar çeşitli üretim yapan, ortalama üstü nitelikte algısı ve üretimi olan kimse yok. varsa isim ver biz de senden bir şey öğrenelim, zırlama.

buradaki top 50 isimden ötede olduğumu tekrar ediyorum, üreterek de destekliyorum. edebiyat profesörü edebiyat yapamaz. ben hem fikir üretiyorum, hem de görselleştirebiliyorum.

yukarıda yazdıklarımı ego patlaması algılayacaklar biraz gelinlerin tatlı telaşından uzaklaşıp sanatla ilgilensin, sonra konuşalım. konudan anlamayan şahıs, işin esasını anlatma-savunma zorunluluğunun bana düşmesine ego diyor.

kendime de yönelteceğim sertlikte bir iğne ile sonuçlandırayım: ben kendimi yanlış anlayacak, kendimi bir bok sanacak kadar üretim yapabiliyorum, konuştuğumun örneğini ortaya koyuyorum. hepsini sıralı gömeceksen gel. o nitelik varsa. sense inorganik madde olacak bir tıbbi atık olarak yalnızca "bence de" gibi konumlanmış entelektüalitenle parazit olarak öleceksin. değilse bana başkasından öğrenmediğin, sırf başkasının fikrini anladığın için heyecan duymadığın-sahiplenmediğin bir fikirle gel de görelim.

senin fikirlerini, hatta senin benle ilgili fikirlerini bile çok iyi resmedebilirim. benimle aşık atmaya kalkmayın. ya nitelikli eleştiri yapın da cürmünüzü görelim, ya da saygısız ve sinsice engellemeye uğraşmayın.

sizin o minik anlam evreninizin yanacığını mıncırıyorum, byes.

ekşi sözlük - 1 favorites -
2015'ten beri yarı aktif şekilde gözlemlediğim durum.

galerilerle yüz yüze görüşüyorum. dinleyip geri döneceğiz diyorlar ve dönmüyorlar.

e-maille 2 haftada bir belki 2024 başından beri sürekli, 2022'den beri arada sırada mesaj atıyorum. dönüş yok. olan da “ilgimizi çekerse bakacağız” raddesinde.

çok ciddi küratörlerle çalışmışlığım var. en iyi satış yakalayan sanatçılara sormuşluğum, tanıdığım ressama gidip “hocam artık senin de faydanı görelim” diyip galerisine gittiğim, kabul edilmediğimi duymak için konuşmuşluğum var. hani reddedilmek için bile çaba sarf ediliyor.

burada sanat-sanatçıyla ilgili yazanlar da dahil yazışmışlığım, sergi kısmını duyunca çıt çıkarmayanlar da var.

tutturmuşlar bir yalan “iki sene doluyuz” diye, onu söyleyip duruyorlar.

tanıdıksa tanıdık, eserlerin konuşulmasıysa zaten 2-3 kişi konuşuluyor ve biri kesin benim (karma sergiler için). satışsa hızla satılıyor. ne yapmam gerektiğini çözemedim. ne döndüğünü de anlamadım.

hani geri dönen de iki sene diyince diyorum ki “iki sene sonrasına gelene kadar ne yapayım?”, diyorlar ki karmalara katıl. ulan nasıl katılayım zaten başvurularımın hepsi kişisel sergi açayım ama ısrarcı değilim şeklinde. yani karma varsa ona tamam olduğumu zaten belirtiyorum.

ben iç mimarım. az buçuk ticari meseleleri bilirim. “senle çok iş yapacağız” demek para vermeyeceğim demektir. yani bana ticari bir hamle gelmiyor bu durumları çünkü satışım var. eserleri sevmiyorlar desem ciddi sergilerde, insanların iyi yorumlarında ve küratörlerin radarında neden varım? yani işin nasıl döndüğünü ülkedeki diğer alanlar gibi anlamıyorum.

bir yerde tanıdıkla işe alım varsa onun da bir yolu vardır ya, hah bizde o yok. o yozlaşmışlığın da bir istikrarı vardır. mafyalar kimseye güvenmez sanılır ama tabii ki bazısına fazlaca güvenir. yani neyin peşindeler, kafalarında ne var, neden 2015'ten beri yarı aktif, 2022'den beri aktif şekilde geri dönüş alamıyorum anlamıyorum.

aydınlatacak varsa yeşillendirsin. benim gibi ciddi bir kalabalık bu saçmalığın nedenini öğrenmek için bekliyor.

ps: pandemiden oldu diyeni keserim.

istanbul'da sergi açmanın imkansız olması - 1 favorites -
bildiğin çomar insanlar. sebep de ortalama insanın her yerde aynı olması. sanat konusunda tartışıyorum, cevap vermeden gülen emoji yorumu atıyorlar ortaokul çocuğu gibi.

he mk isveçli lgbti haklarını savunuyor diye düz insan değil beya fransa çıplak suya girdi diye acayip. hayatın içindeki refah, uygarlık falan başka bir şey, sanat, gusto ve sanatçı çıkarmak başka bir şey.

aynı burada yazan çomarlar oluyor “karanlıktasın” falan diye, diyorum niye böyle dedin, ısrarla yazmayıp engelliyorlar.

aynısı bak. tip aynı. amerikanlar salakmış. he mk kubrick ve miles davis embesil değil mi? düz insan eğer biraz alternatif fikir beyan ediyorsan aynı üstten bakmada, aynı embesil sarkastik pasif agresif kaçamakta. yemiyor da, bilmiyor çünkü.

hayır bir de uygarlık benim bildiğim kucak açarak olur. yani ben hollanda'yı eleştirebildiğim için oraya giderim ya? bana had bildireceksen çomarsın abi işte? hakaret etmeden eleştiri kaldırmayacaksan big lebowski gibilerden farkın ne senin?

trump seçimleri etkiliyormuş bizi, o da ayrı hikaye. ulan ben yerli yabancı 1 insan evladının amerikanları akıllı, siyasetini güvenilir gördüğünü görmedim. sanki aksi var da, öyle sanılıyor.

post modernizm veya gerçeklik sonrası gibi tutturulmuş bir şey, amerikan bel altı sanılıyor. temel unsurlarını sayarak sanat yaparsak şu anda en yetkin ülke insanlarından amerikanlar. onları ne yapacağız?

silah kullanmayla da vinci'nin, insan haklarıyla henrik ibsen'in ne alakası var?

avrupalı - 3 favorites -
kabullenmem gereken bir şey varsa, azıcık haddimin bildirildiği bir şey gibi hissediyorsam yani, çivi çiviyi söker kafasında bir şeyler yapıyorum.

“benden daha kötüler var” işe yaramaz.

kötü insanlar rahat uyur.

tecrübe diye bir şey yok. güzel şeyleri yaşama sebebini bağladığın ve aslında çok da ilgili olmayan acılar var.

hak etmediğim bir mahrumiyete boyun eğer gibi terapi kesinlikle benlik değil.

yukarıda saydığım şeyler gibi düşüncelere sahip biriyseniz şu işe yarayabilir: çok ağır, karmaşık ama basit dille anlatılan astrofizik olur, 11. boyut olur, felsefecilerin görüşleri olur vb. açıp mesela videosunu izleyebilirsiniz. direkt karmaşık başlarsa hemen soğur ve sıkıntınıza geri dönersiniz. basit basit başlayıp, ortasında “nereye gidecek bu” dediğin bir karmaşık anlatım doğru yerde olduğunu gösteriyor. bu yüzden 10-20 video geçebilirsiniz. doğru içeriğe ulaşana kadar bakın yani. rabbit hole da olur.

yani en azından ben acımı yatıştırmak için açtığım yumuşak içeriği görmediğimi, duymadığımı fark ettim. o video üzerinden dalıyorum resmen. ağır ama yumuşak başlayan konular hem seni o kafadan çıkarıyor, hem de sanki tam çözemesen de hayata verdiğin bir cevap gibi de oluyor. kendine seninle ilgisiz insanların bulduğu bazı güzel fikirlerle şefkat besliyor gibi de oluyorsun yani.

yazarların basit terapi yöntemleri - 1 favorites -
prag ve floransa gibi şehirleri sevmiyorum. benim için istanbul, londra veya paris gibi kavgacı, çarpık ve/veya modern de olabilen şehirler güzel.

bu şehrin fotoğraflarına bakınca içim sıkılmıştı. heh geldi gene hödük yaşlı bir teyze gibi olan avrupa demiştim, yanılmışım.

inanılmaz güzel, modern de olan, 2-3 milyon civarı, tam şehir kadar şehir. eski, köklü, yeterli. inanamadım. hatta şöyle söyleyeyim, cidden burada yaşamak isterim. öyle güzel. sakin ama böyle doğu görevi veya antarktika nöbeti gibi değil.

*ünlü mimar wolf prix'i de burada görmüştüm.

viyana denince akla gelenler - 1 favorites -
bozkurt işaretini atatürk değeri sananları gördüğümüz başlık. biri de aşağılamak için doğum yerinin van olduğunu paylaşmış. o kadar vatanseversiniz madem, van vatan değil mi? hangi yörenin insanı tam yönetici olmaya aday ona göre konuşalım. ha yoksa siz zaten bozkurt işareti yapan zengin çocuğusunuz tabii. iç anadoluya çöreklenip yetimin, şehidin emeklerini sömürmeye vatan, sömürememeye vatan hainliği dersiniz. vanlı olunca kuyu kazan, ülke sizin elinizdeyken aya uçan tiplersiniz ya, yersen. fiyatı olan tipler laf yetiştiriyor. ülkenin izmir'iyle vanı birleşiyor sizin kekoluğunuzdan bıkmakta be.

biri de yazdı, ne dediği belli bile olmuyor. kendi dilini konuşamıyor, kaçamak kaçamak yazıyor bir de. hani güya mert ya bunlar, direkt söylüyor neyi ima ediyor, derdi ne falan. yazamıyor bildiğin. ya çocuk ya da 50 yaş üstü. inşallah yani o da, yoksa vahim.

bozkurt işareti yapanın heykelini izmir'e dikmeyiz - 7 favorites -
arkadaşlar neden ısrarla kışkırtıcı başlıklara yazıyorsunuz?

olmadık başlık aç, entrini sil, onlarca sayfa küfür. yahu yapmayın şunu işte. her sinirlendiğinizde ya yazıp kenara atın belki anlık diye geçer, ya da her kötü başlıkta attım 1 kez dambıl falan kaldırın.

bu ne ya her gün her gün. oğlum adam anasına küfür yemeyi istiyor. ortaokul kafasında haysiyeti olmayan tipler bunlar. hiç görmediniz mi ya ortaokulda falan, seni sinirlendireceğini bilse karısını siktirir, kendini siktirir. anlayın be artık.

anıtkabir arazisinin gereğinden büyük olması - 2 favorites -
izmir'e yakışan da budur. gerçek türk bozkurt işareti yapmaz, sevmez, bilmez, nokta.

bozkurt işareti yapanın heykelini izmir'e dikmeyiz - 1 favorites -
evet, yine yanları sağlam batak kağıtları gelmiş. bu ülkeye ihaleli batak seçimi getirilmeli bence. hem güçler ayrılığından daha eğlenceli, hem de uzun vadede ona daha yakın. mesela bu sene 17%-20% alana iktidarı veriyoruz. ne yukarısı, ne aşağısı seçimi kazanıyor. öyle güzel olur bak.

13 ağustos 2024 sonar araştırma seçim anketi - 1 favorites -
ş harfinden sonrasını okumadım denilebilecek başlık.

şeyh nazım kıbrısi'nin kerameti - 0 favorites -