2024 mayıs ayında dv2025 sonuçları açıklandığında şunu yazmıştım;

(bkz: #164120915)

dv2025'in son başvurum olacağını düşünüyordum.

ama ekim 2024'te aile ziyareti anında kafam romanya'daki çalışma koşullarıma attı.

anneme verdim telefonumu, evlerindeki bir beyaz duvarın önüne geçtim, annem çekti fotoğrafımı ankara - istanbul - cluj uçağı için yola çıkmadan 10 dakika önce.

evime geldiğimde fotoğrafı cropladım başvuru sitesinde. başvurdum, bilmem 8. defa!

dv2026 sonuçları açıklandığı gün dışarıdaydım. aklımdan çıktı, gitti.

taa ki açıklandığı pazar forza horizon 5 oynarken aklıma gelene kadar.

baktım: you've been selected! tam 8 başvurudan sonra, aynı ay içinde romanya uzun dönem oturuma başvurduğum zaman.

şimdi bu entry'i dv1 vizem basılmış halde yazıyorum.

6.5 saat yoldan geldim bükreş abd büyük elçiliğinden.

bir yemek, leş metal barda sabahlama ve kutlama.

inan sonrası sözlük, onu ben de bilmiyorum.

tek bildiğim 15 mart 2026'ya kadar abd'ye girmek.

romanya'yı ve ortamımı seviyorum ama daha iyi şartlar ve abd pasaportu için göçmeye değer.

edit: kolpacı hırbo diyenler bana yesilkartforum'da yazılanlara bakabilirler, bu süreçte orada çok aktiftim. bir de neden yalan söyleyeyim?

ben buraya hep gece şarhoşken dalıp da mutsuz halde yazardım belki son 5 senedir.

peki neden mutlu olmayayım ki?

neden şanslı hissetmeyeyim ki?

2 ekim doğum günümdü, 34 yaşına bastım.

çarşambadan bugüne kadar konsere gittim. yalnız gittiğimde bile yanımda arkadaşlarım vardı alanlarda.

post rock, metalcore, post punk, indie rock, grunge derken en sonunda yaylı çalgılar ile coldplay cover'ı dinledim.

bol bol kutlama mesajları, sarılmalar, birebir kutlamalar.

lan oğlum en sevdiğim grup üyeleri luna amara bile kutladı!

dün sevdiğim kadınla eğlendim, dans ettim, içtim, öptüm, öpüştüm… hem de grunge eşliğinde. aşk vardı, karşılıksız olsa da. masadan ayrılırken yolcu ettim taksisine ve döndüm luna amara ile içmeye devam ettim.

salı bir bürokratik iş için bükreş'e gideceğim sakin sakin. dönüşümde konser maratonum devam edecek.

varım.

yaşıyorum.

mutluyum ve şanslıyım.

hayatımın en güzel doğum gününü yaşadım.

tanrım sağlık, şans ve mutluluğum devamını versin ve aşkın karşılığını da.

ben bu senenin üstüne de çıkarım.

haydi şimdi grunge'a dönelim, “ortadoğu ve balkanların en iyi grunge grubu” (şaka maka basçı sorin moraru'nun facebook profilinde esprisine - the best bass player of middle east and balkans - yazıyor bana selam olsun diye) luna amara söylüyor “cui şi spin”

https://open.spotify.com/…si=eojqkkavrzcm6cv47itxgq

“sa ma curga-n raiul tau”

elim kolum titriyor, gözüm yaşlı…

adam 2025 dtm şampiyonu oldu.

jack aitken, marco witmann, maro engel gibi dünya motorsporlarında muhteşem diyebileceğim adamların önünde.

hem de söke söke!

manevi kardeşim, piyade üsteğmen tipli, gt3 fatihi 4 taşşaklı ayhancan güven!

benim hayalim bir gün kendisinin askeri lise referanslı şarkı sözlerini yazmak.

mesela “istikametim sana doğru” örneklerden biri.

daha işsiz değilim ama işsiz kalırsam kesin yapacağım.

abi sen bize daha demin istikamet verdin ya?

——

hayır ben devam etsem kıdemli üsteğmen / yüzbaşı olurdum da cenk taner emekli topçu albay.

o yüzden istikameti aldım.

benim için bir tıkla hem hesap dökümü, hem de

“bu herifin hesabında şu kadar para bulunmakta ve bunun karşılığı x dolar ve y euro olarak hesaplanmaktadır, öptüm, kib, bye”

dökümanı hazırlayıp mail'e göndermesi bile yeter.

romanya'da brd bankası (groupe société générale)nda bunu yapmak için şubeye gitmeniz gerekiyor ve hesabınızdaki son para miktarını görmek için en az 1 aylık geçmişi çektirmek zorunda kalıyorsunuz.

boşuna kağıt ısrafı.

türk bankacılığı candır.

ha brd çalışanları çok yardımsever bankacılar o da romanya'nın geneli öyle zaten.

stellantis'in herhangi bir markasının ürünü.

kesinlikle almayın.

aralarında sadece general motors platformuna sahip opel arabalarının sonuncusu insignia b'ye kadar araçlar alınabilir. opel crossland'den başlayarak devamında çıkan opel modellerinden yine uzak durun. çünkü onlar ya peugeot, ya citroen.

o kadar ciddiyim ki jeep avenger'ın tasarımını beğenen anneme “alırsan hakkımı helal etmem” dedim.

bana inanmıyorsunuz avrupanın tüm ülkelerindeki stellantis bayilerinin (hele en başında general motors bakmış bayilere, mesela gerçek opel istanbul beşiktaş) mastertechlerine sorun.

not: satış sonrası hizmetlerde 8 yıldan fazla tecrübeye sahip bir makina mühendisi olarak suzuki vitara kullanıyorum.

not2: babamda insignia b 1.5 turbo benzin 6 ileri otomatik (general motors) ve annemde grand vitara 1.6 3 kapı var.

romanya'yı neden sevdiğimi anladım tekrar.

bir bürokratik iş için karakola gitmem gerekti adli sicil kaydı almaya (cazier jurisdice diye geçer).

içeride 2 kişi sırada, bankoda da genç bir kız var (mayıs ayında da bankodaydı).

sordum “çok dilli adli sicil kaydı istiyorum.” , hemen gerekli formları imzalattı.

adli sicil kaydını verdi ve türkçe “teşekkürler” dedi.

aslında sadece rumence de işimi görürdü. bu kadar form dolduracağını bilseydim inan istemezdim.

kusura bakmasın.

karakol sakin, polisler bile mutluydu.

yine bir bürokrasi işlemi için türkçe ingilizce çeviri lazımdı. ama türkçe - rumence - ingilizce arasında çevirdik. çevirileri 1 gün içinde aldım. tercüman arkadaş konserlerden vesaire tanıdık.

inanın karakol ile çevirileri aldığım yer arasında 4 km mesafe var / yok ve burası romanya'nın en büyük şehirlerinden biri.

her şey pratik o yüzden. elimin altında.

cuma, cumartesi, pazar akşamı konsere gittim. shot ısmarlayan, bira ısmarlayan, gırla. tek yaptığım adamların müziklerini beğenmek ve zevk alarak dinlemek.

fakat sevsem de bir gün buradan ayrılacağımı hissediyorum.

keşke 5 yıl kalana uzun dönem oturum izni yerine vatandaşlık verseydin canım romanya.

bir şekilde geri dönüp ömrümün daha fazlasını senle ve güzel insanlarınla geçirirdim, eğer gidecek de olsaydım senden.

ve gidersem, uzun dönem oturumum çıktığı takdirde onu bir kere daha 5 yıl uzakmak için elimden geleni yapacağım.

traiasca romania, te iubesc.

cluj-napoca'nın extemporal, vertical ego, bossferatu gibi yeni sayılabilecek gruplarının üyeleri toplanıp da ozzy osbourne tribute konseri düzenlemişler.

ben de durur muyum?

aktım ortamlara.

bira da aktı.

konser sonrası extemporal basçı ve gitaristine “kaza kurşunu” kavramını öğrettim.

muhabbet nasıl açıldı inan unuttum ama rumence şarkı sözlerini kaza kurşunu başlığı altında görürseniz benim yüzümden.

kesmeşeker kum albümünün lead gitarları kendisinin olması lazım.

yanılıyorsam düzeltin.

eğer öyle ise buram buram anadolu kokan çılgın bir abimiz.

kalbi kırıklar bankası'ndaki kapanış solosunu dinleyin mesela.

cenk taner hey dedikten sonra bir başlıyor demirhan abimiz solosuna, hoobaaa diye oynarmış gibi.

kayıt esnasında kendisi de oynayarak çalmıştır eminim.

aaaa bu şarkıya 2. yazımmış ne tesadüf.

abi adamlar kum albümüne öyle bir şarkı dizilimi yapmışlar ki, zaten tek kişiyiz, ulan bir de dans edelim mi?

ettik.

yalnız başımıza “tek kişiyim ben hala” deyip “tek derdimiz aşk demiştin, duymuştum şehirdeydim.”

çağrını duyduk abi.

hakikaten tek derdimiz aşk, şehirdeydik, tek başınayız, ağlarken dans ettik.

kum albümünü bize taşşak geçmek için yaptın bence ki bizim boşver ikiz oğlumuzun olmasını, hiç evlenmedik ve son ilişkimiz 6 yıl önceydi.

tamam içtik sudan da başka ama şu an en azından su lazım.

bir de hala tek kişiyim ben hala'dan göz yaşları duruyor onlar kurusun.