tipki karakterleri gibi narin ve hassas insan. birilerini kirmayayim uzmeyeyim diye cok ugrasir ancak sonunda en cok kirilan ve uzulen de o olur yine. kotu niyetli insanlari bosverip, o guzelim kitaplarina yenilerini ekleme vaktidir.

radikal gazetesine gönderdiği yazılardan ilkinde liberalleri, ikincisinde de dindarları eleştirerek tepki toplayan yazar. özellikle ikinci yazısı internet aleminde pek ses getirmiş, dindar müslüman kadınlar tarafından -istisnaları olmakla birlikte- çokça alkışlanmış, dindar müslüman erkeler tarafından da -yine istisnaları olmakla birlikte- çokça eleştirilmiştir.

boğaziçi üniversitesi tarih bölümünde "entelektüel bir kadın dergisi mahasin (1908)" üzerine tezini yazan atlas, ayrıca turkish review journal'ın ilk sayısında türkiye'deki darbeler ve azınlıklar ilişkisi üzerine de bir makale yayınlamıştır.

mavi marmara gemisiyle giden gazetecilerden de biridir ayrıca.

sonucunu merakle beklediğim eylem. yardımlar filistinlilere ulaşsa da ulaşmasa da büyük bir başarı olacak gibi gözüküyor. umarım yardımların eksiksiz ulaştığı türden bir başarıya ulaşılır ama umudum çok az. tahminimce israil insanların olduğu gemilerin geçmesine izin vericek ama kargo gemilerini engelleyecek. böyle bir şey olursa, yani yardımlar hedefine ulaşamazsa, bütün dünyaya israilin kansızlığını mükemmel bir şekilde gösterecektir. 'kendini savunmak için engellemesi gerekiyordu bu gemileri' diyemeyecekler artık. bu bile yeter.

bir sonraki adım kesinlikle uçakla gitmek olmalıdır. şöyle büyük bir kargo uçağı ve 30-40 milletten ve her türlü dinden aktivist. israil kolaysa o zaman engellesin bakalım.

birkaç gün sonra gelen edit: yardımın gitmeyeceğini bilmişim de insanların öleceğini, israilin sivilleri katledip de kendimizi savunmak için öldürdük diyecek kadar da şerefsiz yalancılar tarafından yönetilen ve onları destekleyen bir dolu vatandaşa ait bir ülke olduğunu bilememişim. ama artık saflar daha bir netleşti. aklıma bu gemideki gazetecilerden biri olan hakan albayrak'ın yıllar önce yazdığı bir yazı geldi. yanlış hatırlamıyorsam şöyle bir şeydi. 'biz türkler tarih boyunca çok yorulduk. onca haritayı yeşile boyamak kolay değildi. şimdi mal da yalan mülk de yalan, var biraz da sen oyalan diyorsak, gün olur devran döneri de bildiğimizdendir'

aylar sonra gelen edit: abi ne milliyetçi laflar etmişim. neyse ama, silmeyeyim..

antisemitizmle alakasi olmayan ifadedir. bir ulus devlet olan israil icin bu sozu soylediginizde dunyanin baska baska ulkelerinde yasayan yahudileri de isin icine katmis olmazsiniz, bu yuzden de bu lafi antisemitizmin bir parcasi olarak goremezsiniz.

eger bazi yahudiler kendilerini israil devleti ile ozdeslestiriyorsa bu onlarin meselesidir, birinin israil devletini elestirmesi butun yahudileri kulliyen elestirmesi anlamina gelmez. tekrar ediyorum, israil politikasini elestiren birine pat diye entisemitik diyemezsiniz. butun yahudiler israil politikalarinin dogal destekcileridir diye bir sey yoktur cunku.

hatta ve hatta israil devleti icinde yasayip da hukumetlerinin politikalarini ve ordularinin eylemlerini elestiren yahudiler de vardir. israil devletini ya da ordusunu elestirince sadece israil devletini ve ordusunu elestirmis olursun. orada yasayan tek tek butun vatandasi degil. hele hele dunyanin baska yerlerinde yasayan yahudileri hic degil. -bu devlete ve orduya destek vermedikleri surece, destek veriyorlarsa onlari da elestirebilirsin cunku ortada bir yanlis var. hatta yahudi olmayip israil politikalarini destekleyen herkesi de elestirebilirsin. o zaman da mi antisemitik diyeceksiniz yani?-

her ne kadar bir cok insan onu cavdar tarlasinda cocuklar kitabiyla da taniyor olsa, aslinda en guclu hikayelerini glass ailesi hakkinda yazmis muteveffa yazar. ölümünün beni ciddi ciddi uzecegini tahmin etmezdim. oyle ki gectigimiz senelerde ölsün de cocuklari 1965den beri yazip da yayinlamadigi, kasasinda sakladigi kitaplari bir bir bassin, okuyalim derdim. kitaplar günyüzüne çıkacak mı bilmiyorum ama günümün bundan sonrasının tatsız geçeceği bir gerçek.

hakkında yazılan asilsiz habere karsi zaman gazetesi su aciklamayi yapmistir

"zaman muhabiri, yasadışı örgütlere hedef gösterildi: kınıyoruz!...

imf toplantılarını protesto çerçevesinde yapılan gösterileri haberleştirmek amacıyla taksim'de bulunan muhabirimiz, bazı yayın organları tarafından hedef gösterildi. bu yayın organları hakkında yasal hakkımızı kullanmak için gerekli işlemler yapılıyor.

ancak, konunun marjinal internet sitelerinin dışına taşması nedeniyle, yaşananları yazılı olarak açıklama gereği duyduk. sıcak haber takibi yapan bütün gazetecilerin bildiği gibi, güvenlik güçleri bazen müdahale anında 'kendi fotoğraflarının çekildiği' düşüncesiyle muhabirlere müdahale ediyor. 'neden bizi çekiyorsun?' gerekçesiyle fotoğraf makinesine el koymaya çalışıyor.

şiddetin ve gerilimin yüksek olduğu dünkü olaylarda da, bir polis memuru ısrarla kendi fotoğrafının çekildiğini belirterek makinemizi almak istemiş, muhabirimizin, 'ben herkes gibi olayları çekiyorum' demesine rağmen polis memuru ikna olmamış ve müdahale etmiştir. bu süreçte yaşananlar marjnal bir internet sitesinin muhabiri tarafından tek karelik bir fotoğraf eşliğinde mesnetsiz olarak servis edilmiş. bu marjinal sitelere maalesef bir gazetemizin internet sitesi ve bir medya sitesi de alet olmuş ve muhabirimiz yasadışı örgütlere hedef haline getirilmiştir. zaman gazetesi olarak hukuki haklarımızı saklı tutuyor ve bu tür etik dışı yayınları şiddetle kınıyoruz.

07 ekim 2009, çarşamba"

kendisini bizzat tanirim ve kesinlikle ve kesinlikle polise muhbirlik yapacak bir insan olmadigini soyleyebilirim. ama calistigi gazeteye dair negatif duygular besleyen ve kendisini tanimayan, tanimadigi icin de bu asilsiz hikayeye inanmayi surdurecek kisiler var olmaya devam edecektir ne yazik ki. bahsi gecen haber de sirf bu ihtimale tutunarak uydurulmustur zaten.

dün akşam bir an olsun ilk defa yanından "tabii sen küçük burjuvasın, bense işçi sınıfından bir zavallı" muadili laflarına maruz kalmadan ayrılmanın getirdiği sevinçle günü sonlandıracağımı sandığım adam. ama o olmazsa olmaz laflar asansörde de olsa dökülüverdi dudaklarından. evet wayvard, arabam otoparkta ve ben bir küçük burjuvayım.

allah kahretmesin editi: ben boyle yazinca sanki isci sinifina zavalli diyormus gibi oluyormus aslinda isci sinifinin zavalliligi sadece biz kucuk burjuvalara ozenmelerinden geliyormus yoksa bir taneymis isci sinifi bir ey sozluk okuru ve yazari.

daha önceki albümlerinin birinde "batıyor ama acıtmıyor sevdan" şeklinde bir müjdeleyicisi de olan mısradır efendim. lakin geçen zaman acıları unutturmuş olacak ki bir zamanlar batan artık batmaz olmuş..

yaratıcılığının bir bölümünü annesine borçlu şarkıcı. hayatı hakkındaki belgesel youtube'tan seyredilebilir.

http://youtube.com/watch?v=_r7vzeevov0