mutluluğunu başka bir insanın insafına bırakmak.
gençler, size hiçbir zaman sizden başkasının faydası olmayacaktır. kısa vadeli anlık mutluluklarınızdan bahsetmiyorum, uzun vadede ne kendinize bunu yapın, ne de karşıdakine bu sorumluluğu yükleyin.
kimse vazgeçilmez değil, kimse hata yapmayacak kadar kusursuz da değil. beklentiye giren, hayal kırıklıklarıyla dolu bir hayat yaşamaya mahkumdur. denemesi bedava, yolunuzda ilerleyin ve konforunuzun yükselişini görün.
neden kınandığını anlamadığım eylemlerden biridir. ücretini ödediğiniz sürece söz gelimi suyu açıp içmenin kime ne zararı olabilir?
kınayacak daha kaliteli eylemler bulun sevgili ekşi sözlük bir siki beğenmeme timi, bu fazla gereksiz görünüyor.
şu başlık altına "siz sikmezseniz başkaları duvardan duvara çarpar ehehe" yazacak olanlar gelmeden üç beş kelam etmek isterim.
duygularınızı anlıyorum kardeşlerim, ancak desteklemiyorum. sevgi ölçütünün cinsel isteksizlik olduğu bize anlamsızca son birkaç senedir pompalanan saçma bir felsefe. karşı cinse beslenen sevgi olayları topyekun bir duygu bileşkesidir. bunun içinde fedakarlık da vardır, şefkat de vardır ancak yatağa geçildiğinde yarınlar yokmuşçasına sevişmek de vardır.
kendinizce masumiyet oyunları yapıp karşınızdaki insana bu dünyada cehennemi yaşatmayın. seks zannedildiği kadar nefret gerektiren bir eylem değildir, denemekten çekinmeyin ve bunu istediğiniz için sizi "sevgisizlikle" suçlayacak her kim varsa ona göğsünüzü gere gere bunu belirtin.
siz suçlu değilsiniz, insan olmanın en temel eylemlerinden birini yapıyorsunuz.
sigara müptezeli olmayın.
“benim bedenim benim kararım grzklı, sen ne karışıyorsun!?!?” gibi agresif cümleler kurmadan önce bir sakin olun ve okuyun.
bakımlı olmak için kozmetiğe yarı kazancınızı ayırıyor, güzel kokulu onlarca ürünün linkini takip etmekten günlük yaşantınızı aksatıyorsunuz. cildinizin bebek poposuna dönmesi için, bilhassa genç görünmek için girmediğiniz botoks türü kalmıyor.
sonra yakıyorsunuz bir sigara, tepeden tırnağa siniyor o iğrenç koku. bir de öpüşme evresi var ki evlere şenlik, diş fırçasına deep throat da yapsan, macunu damardan enjekte de etsen, derinlerde bir yerlerde kalıyor o kül tablası tadı.
cildinize yine en büyük zararı onun verdiğini, korkulu rüyanız olan yaşlanma sürecinizi hızlandırdığını nedense göremiyorsunuz.
bir de “benim partnerim neden sadece doggy yapıyor” diye sorgulayıp, khaleesi'nin khal drogo'ya uyguladığı tarifeyi uygulamaya çalışıyorsunuz. kırmayalım diye açıktan söylemiyoruz belki ama durum bu, kokuyorsunuz ve bu mide bulandırıyor. aynısı erkekler için de geçerli diyecek olanları mesaj kutumda değil, erkeklere tavsiyeler başlığında görmek isterim.
peşin not: sözlerim, birasının yanında bir dal içen veya ortam olunca tek tük yakanları kapsamıyor. bir sigarasını diğerinin sonuyla yakanlar bu potada, anladınız siz onları.
kimsenin ilişkisindeki sınavı siz olmayın.
ne demek bu, anlatıyorum.
kadınların arkadaş ayağına erkeklerle flört etmesi durumunu birçoğunuz yaşamış veya bir şekilde denk gelmişsinizdir. böyle bir durum var beyler ve bize düşen bu oyundaki üçüncü kişi olmamak.
arkadaş olarak sevdiğiniz bir kadın olabilir. temiz kalplidir, iyidir hoştur fakat insanların ilişki tavrıyla arkadaşlık tavrı bambaşka olabiliyor.
işte tam bu noktada, o ilişkideki erkek kişisini sevseniz de sevmeseniz de, adam sessiz çığlıklarla kıskançlık krizlerine girdiğini belli etmişse, bu kulağınıza bir şekilde gelmişse bir de üstüne kadın o ilişkide “bana ve arkadaşlarıma karışamaz” çizgisini sizin üzerinden çekmeye çalışıyorsa, size düşen kendinizi anında geri çekmektir. kadınların ped işbirliğindeki kenetlenmesi gibi, kayıtsız şartsız tek vücut olacağımız yazısız kurallarımızdan biri bu olmalıdır.
abicim rahatsız olduğu veya korktuğu falan yok, dümdüz odasına davet eden bir maria var videoda. elimdeki hıyar diyenin peşine bir avuç tuzla gidiyorsunuz.
(bkz:
ironiyi anlamayan nesle aşina değilim)
iğnelemek.
çok iğneliyorsunuz abicim. seviyorum dediğiniz adamı bile mütemadiyen eleştirip aslında kendinizin dahi istemeyeceği öyle kalıplara sokmaya çalışıyorsunuz ki, bir noktadan sonra ilişkileriniz de çekilmez bir hâl alıyor.
yapmazsınız muhtemelen ama şu başlık altını 3-4 sayfa okuyun mesela, çuvaldızı kendine batırmayı geçtim, hâlâ hatanın aslında hep karşı tarafta olduğunu iğneleyici bir dille belirten o kadar çok entry göreceksiniz ki, dediğimi hemen anlayacaksınız.
ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim, sizin dilinize pelesenk olan o “çok sevmek” ifadesi çoğunlukla takıntılı bir hayatı zindan etme gayretinden ibaret oluyor. şu özelliğinizi kırpsanız aslında hem siz hem de partneriniz rahatlayacak. denemesi bedava.
edit: harf hatası.
olur da bir gün bir ortamda anneliğin bir içgüdü olduğunu öne süren olursa açın şu başlığı, haberi gözlerine sokun.
ebeveynlik içgüdüsel değildir, sorumluluk bilinci gerektiren büyük bir yükümlülüktür. böyle insanların üremesi, çocuk yetiştirmesi toplum için bir bekâ sorunudur ve kontrol altında tutulması zorunluluktur.
buradan bakınca sadece 180'den uzun olduğunu sanalda belli etme çabası gibi duruyor.
*
neden sayfalarca eleştirildiğini anlamadığım hadise.
belki bir anda kesilmesi karşı taraf için kırıcı bir etkiye sahip olabilir ancak beğenmediğiniz bir insanla sırf ayıp olmasın diye bir konuşmayı ne kadar devam ettirebilirsiniz? bu konuşma ne kadar samimi olabilir? bunlar hep hesaba katılması gereken durumlar.
bence uygun olanı fotoğraf atıldıktan sonra beğenmeyen tarafın kıt cevaplarla karşı tarafa mesajı vermesi ve konuşmanın bu yolla azalarak bitirilmesidir.
sizi beğenmemiş olan bir insanı, sizi beğenmediği için suçlamak esas sığlıktır asıl. o olmazsa dünya üzerinde milyonlarca insan var, başkası beğenir, iletişim derinleşmeden konuşmayı kesmek en makul çözümdür.
unutmadan, karşı taraf bir türlü o mesajı almıyorsa
ghosting artık haklı bir zaruret olmuştur.