her içindeki için bir çözümü olmayan şey, bazen ne yapılsa çare değil. bir
owl city şarkısında dendiği gibi, aslında kaçış üzerine bir hal. gerçeklikten bir kopma isteği sonucu çıkmış bir şey. yaşamanın manasızlığı üzerine düşündükçe çıkan bir şey. bazen yalanlardan, bazen zulüm gibi gelen şeylerden çıkan, bazen ikisinden de çıkan bir yalnızlık durumunun sonucu. sonuçta insan sevgiye muhtaç bir canlı, olmadığında ölüm daha yakın. onsuz sorunlar çıkar, yine o şarkıda dendiği gibi "leaving my healing heart with a new scar" durumu oluşur, sürekli darbe yersin ve iyileşemezsin, en sonu ölümle bitebilir.
çoğumuz için çözülemeyen bir toplumsal bir mutsuzluk buna kaynak oluyor. insan denen canlı diğer canlıların psikolojisini hiçbir şekilde umursamadıkça bu durumlar da daha da yaşanıyor, yani hayatı paylaşmak şart. depresyondaki değil, olmayanların yalnızlarla, kürek çekip başaramayanlarla ilgilenmesi. çünkü bir yere kitli kalma hissi, başkalarının çözüm olmaması, milleti görüp onlar gibi olamamak, kabul edilmemek genelde sebep oluyor. bakarsanız, genelde bu farklılıkları kabul görmemiş bireylerin yaşadığı bir sorundan çıkma. belki bir kimseye anlatamama, belki bir boşa kürek hissi, belki bir efora cevap almama, aslında hepsi kökünde kabul görmekten oluşuyor. oysa kabul görmek nasıl güzel ve önemli bir şey? işte burası hep es geçiliyor. belki de okullara gittiğimizde akranlarımız ile kontrolsüz iletişimimiz sonucu duygularımızı bencilce ya da yansıtmadan yaşamayı öğreniyoruz ve bütün sorun da bundan çıkıyor. insan sosyal bir canlı ve alması gerektiği kadar da vermeli, burası kesin.
deneyimim üzerinden anlatayım, daha net anlatmak için. bu dünya'daki tek sevdiğime, o yalnız kişiye "büyük hata yaptı" adı altında yazık ettikleri günü hatırlıyorum. ardından sırf o yazık etmeden dolayı bana da yazık oluşunu. ardından bağladığım karaları. bundan yıllar önce anlaşılmamaktan, kürek çekememekten bağladığım karaları, etrafımdaki herkes bana kötü davrandığımdaki ruh halim. bakarsanız, bunlar da özünde aynı şey. kabul görmeme. hepsinin sonucu bir odaya kitli hayatım olunca bu duygular oluştu çünkü, çok iyi biliyorum. asla tam depresyon olmadı ama depresiflikle çok yakın arkadaş oldum ve hep arkadaşım yokken, onaylanmıyorken yanımdaydı. onaylandığımda kaçtı gitti. onaylanıyorken dönmedi, bu yüzden söyleyemedim de belki de. işte bu durumda yaşadığım da çözülemeyince belki de yapıştı kaldı bende o hisler. ve onaylandığımızdaki bana gelen bir mutluluk var aslında, buna bir ihtiyaç duyuyordum baştan beridir.
ve hayır. akışta olup altta kalmaktan gerçekten çıkmıyor bu illet.
en azından benim gözlemime göre girilmesine mantıklı bir sebep bulunabilen, normal insanlarda olabilecek tek hali bu. zaten diğer türleri farklı sorunları işaret ediyor. özellikle
majör depresyon.
edit: umursanmayınca gerçekten olmuyor. bunu eklemem lazım.
edit 2, 18/05/2025: şu anda korkunç bir vaziyetteyim. yukarıdaki deneyimim kötü bir hal aldı. onaylanmak hakkındaki yazdıklarmın ne kadar doğru olduğunu bir bir görüyorum. yeniden depresif olmamak için çabalayacağım inatla.