uzun yıllardır kullandığım ve dün itibariyle bıraktığım marka (turuncu). son bir senedir saçlarımda ciddi bir yağlanma olunca ilerleyen yaş, beslenme vs benzeri nedenlerledir diye düşünüp kolay yıkayabileyim diye saçlarımı çok üzülerek iyice kestirdim, o yağlı görüntü geçsin diye her gün yıkayıp saçımın yapısını iyice bozdum. bu arada şampuanda bir içerik değişimi vb. problem olabileceği aklıma dahi gelmiyor. dün fön çektirmek için gittiğim kuaförün şaşırıp 'saçınızı yıkayıp öyle fön çekeyim' demesi (halbuki yıkayıp gitmiştim), 'saçınızı sanki sabunla yıkamış gibisiniz' diye eklemesi, kullandığım ürünü sorup, yanımdaki diğer müşterinin son bir senedir elidorla ilgili çok şikayet var demesi, benim internette ufak bir arama yapıp şoka girmem ve aynı benim yaşadıklarımı yaşadığını yazmış bir dolu şikayet görmem. çektiğim sıkıntı ve şimdi saçımı düzeltmek için yapacağım harcamayı düşününce çok öfkelendiğim marka.
svetlana isminde bir karısı ve timur isminde bir oğlu olan şahıs. kendisi çanakkale ayvacık'taki bir motelde kendi balkonundan yan odanın balkonuna atlamış ve oradaki ağaçtan
incir hırsızlığı yaparken odanın sahibi tarafından yakalanıp, pek de istifini bozmadan ve bir özür dahi dilemeden kendi balkonuna geri atlamıştır. ertesi gün aynı balkondan sandalye hırsızlığı yapmıştır. durum restaurant bölümünde karısı ve kendisi ile konuşulup uyarıldığında durumu inkar da etmemiş, yaptığının normalliğini savunmuş, 'sen git kocan gelsin', 'kime şikayet edersen et' tarzı cümleler kurmuştur. zaten motelde kaldığı süre boyunca odalarda bulunmadığı için motel buzdolabına ısrarla kaçak votka koymak istemesi, çalışan gençlere üslupsuz hitapları, telefonda yaptığı konuşmalarda'mafya' 'silah' gibi kullandığı ifadelerle ne menem olduğunu kendisi ortaya koymuştur.
mafya ile çalışıyorsa sorun yok, he normal insanlar kendisi ile iş yapacaksa bu adamın böyle olduğunu bilsinler.
şu an kendisi hiçbir şey olmamış gibi tatiline devam ediyor. çünkü kimse arkanızda durmuyor, böyle insanlara bir şey olmuyor. en azından adını google'layan çıkarsa burayı okusun. allah da tüm bu yaptıklarını önüne getirsin.
insan sağlığına tehdit şahıs. doktor değilim cümlesi ile başladığında tüm sorumluluklardan azade olacağına inanıyor. bir yakınım hastanelik oluyordu kendisinin inanılmaz sistemi nedeniyle. yakınım da dahil olmak üzere bu adama inananlara kızıyorum ama böylelerine ve bunların ortada cirit atmasına sebep olan sisteme daha da kızgınım.
araştırdım bulamadım. bu kişileri şikayet edecebileceğimiz - umut işte- mercilerle ilgili bilgisi olanlar yeşillendirirse sevinirim.
yukarıda kazooo'nun yazdıklarına noktası virgülüne katıldığım, 'öğrenci ile aran iyiyse her dediğini yaparlar' diyen 'profesyonelleri' bünyesinde barındıran yer.
(bkz:
zeynep köylü)'nün son şiir kitabı.
temposu neredeyse hiç düşmeden izlediğiniz moda sahnesi oyunu. kadro çok iyi ama benim için parlayan yıldızlar melis birkan, volkan yosunlu, mert fırat ve onur ünsal'dı.
ve muhteşem müzikler de cem güngör'e aitmiş.
https://www.behance.net/…nin-rueyas-oyun-muezikleri
attığı bir adımla boyut değiştirip bambaşka bir dünyaya geçen harikalar diyarı'ndaki alice gibi hissettiren mekan. kadıköy'ün kimi zaman enerji veren kimi zaman yoran keşmekeşinden bir "an"da büyülü bir dünyaya geçiveriyorsunuz sanki.
teknik bir aksaklık nedeniyle ücreti ödenmiş olmasına rağmen ayırdığım koltuklara bileti alamamam üzerine bana ve arkadaşıma en önden hamlet'i izleme fırsatı vermesiyle kalbimizde ayrıca taht kurmuştur.
bu mekanı hayal eden, gerçeğe dönüştüren ve ayakta kalması için çaba gösteren herkese minnetle..