reis uçağıyla bir pas geçse pisti dururlar aslında.
dünya liderimiz niye ses çıkarmıyorsa, çok ilginç

(bkz: yarbay)’dır
yarıyor bir kere
onbaşı
yüzbaşı
binbaşı bunlar idari görev gibi çağrışım yapıyor ama yarbay öyle mi? iş bitiricidir, ortalığın anasını seven adamdır
bunu hakkıyla başaran da kutsal olan (bkz: al)bay olur.
bunun benzeri
(bkz: korgeneral)
orgeneral rütbelerinde de vardır ama onların kılları ağardığı için aynı heyecanı vermez

adamın diploma verdikleri arasında hangi makamlarda kimler varsa salın demiş

üyeleri yakında apo’nun posterleri derse girer barış sürecini anlatırlar.
ders programları filan değişir mazallah sesleri çıkarsa

bilim ve teknik okuyan herkes bilir

geçen hafta lanetli çaylak edildim. buradan moderasyona saygılarımı sunarım, haklıydınız.
hatalı başlık açtım. cezası da buydu.
ancak 2 sene önce ibneliğine sürekli lanetli çaylak yapan moderator seni sevmediklerin silkelesin.

unutuldu tabi bugünler ankara’da sular kesilince. alt yapı değişti, askide çalışanlar sanıyor ki her yer mansur’un yaptırdığı gibi sağlam borulardan oluşuyor.
i. melihin yaptırdıklarına azıcık yüklenince teker teker patladı. ihale yine mansur yavaşa kaldı.
adam 10 yılda i. melihin metro borçlarını ödedi, sgk borçlarını ödedi. altyapıyı düzenledi, melih gökçek tarafından her yağmurda görsel şölen olması için tasarlanan yapay göletleri kuruttu yine yaranamadı, yine yaranamadı. ben senden razıyım başkanım doğalgaz su, sayaçları üzerinden çakılanları, yapılan yolsuzlukları unutmadım.

aynı şeyi yurtdışı çıkış harcına da yapabilir misiniz sayın bakanım

buradaki sorun ceza hukukundan ziyade
1) infaz hukukundan kaynaklanmakta.
2) hakim uygulamalarından kaynaklanmakta.

şu an mahkemelerde garibansanız şüpheden sanık yararlanmıyor, ortada bir suç varsa bir de suçlu vardır deniliyor ve hakim kimi karşısında görürse cezayı ona kitliyor.

6 sene ceza alan 6 ay sonra çıkıyor
sabıka kirlenmiş, ceza evine girmiş ve suçlularla tanışmış bu durumda ona kriminal bir hayattan başka pek de fazla bir seçenek kalmıyor.

bu işin temel prensibi bir insanı mümkünse cezaevine koyma, koyduysan da çıkarmadır.
insanlar kısa süreli cezaevine girerse orada suçlularla tanışır ve dışarıda çeteler oluştururlar.
bu mehmet emin artuk - ahmet gökcen'in ceza genel kitabında yazar. bu kısımdan soru gelmediği için kanun ezberlemeyi "hukukçu" olmak sananlar pek bilmez.
şu an biz de ise sistem "ben bir cezayı çakayım hele de, masumsa istinafta halleder zaten"e döndü.
akşam eve gidince de biz cezayı basıyoruz walla kim salıyor bunları diyorlar sanırım. ellerinde raid ile bataklığa salınmış sinek düşmanları gibiler.

sorun cezasızlık algısı, böyle bir algı da doğru ancak sorun yanlış yerde aranıyor.
cezaların artırılması, idamın gelmesi çözüm değil.
ana problem infaz ve yargılamada

bu iki kızın yanyana tatil fotoğrafları vardır ama kim çekmiştir bilinmez