kendi kendime kaliteli vakit geçirmek.

benim için gerçekten hayatta öğrenebildiğim ve başarabildiğim en önemli şeydir. çünkü insan en sevdiği kişiyle veya sevdiği kişilerle de olsa eninde sonunda tek başına kalıyor. bu yüzden insan kendisiyle vakit geçirmeyi daha doğrusu kaliteli vakit geçirmeyi öğrenmeli. tabii ki değer verilen insanlarla vakit geçirmek önemli ve değerli birşey. ben burada asosyallikten bahsetmiyorum. ama hiç kimseyle sürekli beraber değiliz. o yüzden tek başınıza kaldığınızda kendi kendinize "sıkıldım" dememeyi öğrenin.

son sözü benim yerime andrey tarkovski söylesin: "kendinizi, kendinizle zaman geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin."

echoes of autumn

hazır sonbahar da gelmişken chill chill yürüyüşlerinize eşlik edecek, overthinklerinize biraz daha yardım edecek ve size sonbaharı iliklerinize kadar hisettirecek o listeyi sunuyorum.^* yeni oluşturdum sayılır.

geçtiğimiz aylarda bitirdiğim oyun. bu oyun hakkında sık sık "herkese göre değil" şeklinde yorumlar yapıldığını görüyorum. bu görüşe kısmen katılıyorum. bence bu oyun kişiye değil, daha çok ruh haline göre bir oyun.

ben bu oyuna 2023 yılının kasım ayında başlamıştım. o dönemde depresyondaydım ve oyun beni daha ilk birkaç saat içinde içine çekti. yaklaşık 10 saat oynadım, ardından üzerimdeki depresif ruh halini atlattım. ondan sonra oyuna devam etmek istemedim. birkaç kez denedim ama olmadı. yine de oyunu silmeye kıyamadım, durdu kenarda.

aradan tam bir yıl geçti ve bir kez daha depresyona girdim. oyunla şöyle bir bakıştık. dedim tamamdır zamanı geldi.^* oyunu açtığımda bir yıl geçmiş olmasına rağmen her şeyi hatırlıyordum. kendimi oyuna kaptırdım ve bir haftada bitirdim.

bu oyun zaten mükemmel bir kombat sistemim var diyen bir yapım değil. tam da bu noktada, "herkese göre değil" yorumuna bir nebze katılabilirim. ancak şunu da eklemek isterim ki, ruh halinizin düşük olduğu bir dönemde eğlenceli bir şeyler aramaktan çok, o ruh halinize eşlik edecek bir şey arıyorsanız, bu oyun size çok daha fazla hitap edecektir.

ayrıca şunu da ekleyeyim niyetim bence devam oyunu yapmayı gerektirecek bir durum da yoktu. olduğu gibi kalsa yeterliydi diye düşünüyorum.

ana karakter bu sefer kadın olacak. yotei isimli başka bir bölge de geçecek. ghost of tsushima'yı platin kupa ile bitiren biri olarak sabırsızlıkla bekliyorum.

bu aralar yine yeni nesil güncellemesi sonrası the witcher 3 wild hunt'ta takılırken adamların çektiği bölüme bak. tam denk geldiğinden dolayı daha fazla keyif almış olabilirim ama bence çok eğlenceli ve güzel bölüm olmuş. bu arada hangi programda söylediğini hatırlamıyorum ama gibi'nin yeni yeni popüler olduğu bir dönem feyyaz yiğit, the witcher oyununu çok sevdiğini ve senaryo yazarken dinlenip kafa dağıtmak için bu oyunu oynadığını söylemişti birkaç yıl önce. yani o yüzden etrafında bu tip oyunlar için danışman yoksa bile hemen hemen türe hakim birisi. ondan sonra adam dönmüş dolaşmış diğer frp oyunlarından da bir şeyler katarak ortaya böyle bir bölüm çıkarmış.

sizden fotoğraflarınızı isteyerek dijital bir yüz kopyanızı oluşturan yapay zeka aracı. yüz modelinizi oluşturduktan sonra istediğiniz gibi prompt girerek aşırı gerçekçi fotoğraflar oluşturabiliyorsunuz. ben kendi fotoğraflarımı sevdiğim film ve dizi evrenlerinde oluşturdum. inanın ağzım açık kaldı. hani hafızamı kaybetmiş olsam bu fotoğrafları bana gösterseler gerçek olduğuna inanırım. o derece gerçekçi fotoğraflar üretiyor. ve daha yeni olduğu için verdiği kredi yüksek. 100 kredi veriyor ve her bir kredide o prompt'a ait 4 fotoğraf oluşturuyor. ve bu fotoğraflardan video da oluşturabiliyorsunuz. ileride muhtemelen bu başlık bayağı değerlenir.

şurada nasıl kullanabileceğinize dair bir video var.

edit: video linki eklendi.

sanırım insan memnun oldukları zaman değil de sadece şikayet edecekleri zaman bu başlığa uğruyorlar. çünkü sipariş vermeden önce gelip burayı dikkatlice okusam sipariş vermezdim herhalde. bundan birkaç hafta önce 5 tane tişört aldım. 4 gün içinde kargoya verdiler birkaç gün sonra da elime ulaştı. yani maksimum 1 hafta içerisinde tasarladığım tüm tişörtler elime geçti. kumaş kalitesi gayet güzel ve istediğiniz hemen hemen tüm renkte tişörtler var. ters yıkama yapıp denedim herhangi bir sorun yaşamadım.

ardından şöyle bir olay yaşadım. baktım baskı kalitesi güzel ben de 5 tane daha tasarlayıp sipariş verdim. ancak gelen tişörtlerden bir tanesinin baskısında problem vardı. benim tasarladığım tişört şu şekildeydi. ancak bana gelen tişört şu şekildeydi. yani gölgeler yoktu ve görsel içerisinde birkaç bozulma vardı. iletişime geçtiğimde makinelerinin gölgelendirmeyi desteklemediğini belirtip, hatalarından dolayı özür dilediler. tişört sizde kalsın onun yerine başka bir tişört tasarlayın bize iletin biz de hatamızı telafi edelim dediler. kendilerine bu müşteri memnuniyeti için buradan teşekkür ediyorum.

wim wenders'ın yönetmen koltuğunda oturduğu "perfect days", tokyo'da sıradan bir hayat süren hirayama'nın hikayesini anlatıyor. film, hirayama'nın tuvalet temizleyicisi olarak çalışıyor. ama bu odaklanmamız gereken nokta değil. film bana resmen yaşam enerjisi aşıladı. hirayama'nın o hayattan aldığı zevki kıskandım resmen.^* ayrıca filmin müzik seçimleri de gerçekten çok güzel ve filmin ruhunu yansıtıyor.

bir öğretmen olarak filmdeki öğretmenle çok iyi empati kurabildim. okulda birçok disiplin sorunları olabiliyor. ancak hırsızlık bunlardan en can sıkanı. hem de inanılmaz can sıkan bir durum. 4 yıllık öğretmenlik hayatımda bir kere başıma geldi ve neye uğradığımı ne yapacağımı şaşırmıştım. filmde ise durum çok daha farklı boyutlarda. konu dışarıdan basitmiş gibi görünse de empati yaparak filmi izlediğinizde çok geriliyorsunuz.

martin mcdonagh'ın diğer 3 uzun metraj filmi olan in bruges, three billboards outside ebbing, missouri ve the banshees of inisherin'in ardında kalsa da yine yönetmenin kendi tarzını koruduğu filmdir.

--- spoiler ---

ayrıca martin mcdonagh'ın kadın karakter yazma konusundaki beceriksizliğini belirterek öz eleştiri yapması bence güzel bir detaydı.

--- spoiler ---

filmde öyle bir renk kullanımı var ki altyazı olmadan veya filmin sesini tamamen kısarak da filmin ne anlatmak istediğini tamamen anlarsınız. son zamanlarda izlediğim sinematografik olarak en güzel filmlerden bir tanesi.