sıkıldım. isteyen gelebilir. ayrım yapmayız.
https://t.me/yakuda7
her şey değildir tabiki. ama gerçekler şu ki güzel bir kadınsanız ya da yakışıklı bir erkekseniz ilişkiyle ilgili konularda size olan tahammül seviyesi daha fazla artar. eğer iyi bir dış görünüşünüzün yoksa hatalarınızın bedeli daha fazla olur. "yok ya cıks konuşurken 10 saniye geç cevap verdi bundan da olmaz" denilen kişi olabilirsiniz. ama sizden kat kat beterini yapanların peşinde öyle bir koşarlar ki....
bundan yıllar önce kılıçdaroğlu açık bir şekilde kendini aday göstereceğinin işaretlerini verirken çoğunluk böyle bir şeyin olmayacağını iddia ediyordu. işte gerçek adayı koruyor şöyle böyle falan filan. ama aday olması millette öyle bir travma bıraktı ki şimdi de özgür özel her fırsatta kazanacak adayı öne süreceğini söylemesine ve hatta imamoğlu'nun aday olamadığı durumda tam tersi sürekli aday olacağı 2. kılıçdaroğlu vakasının yaşanacağı söyleniyor :)
yani içinizin rahatlaması için tam olarak özgür özel ne söylemeli gerçekten merak ediyorum. defalarca kez aday olmayacağını açıkladı. yani aday olursam bilmemne yapsınlar mı demesi lazım? :)
herkes kılıçdaroğlunun aday olmayacağını öne sürerken ben gayet istediği görüşündeydim. şimdi de özgür özel'in istemediği görüşündeyim.
sonra da derler ki sevgilinin geçmişini deşen yobazdır, geri kafalıdır, akp'lidir falan filan.
bu kadınla evlenen erkek de muhtemelen iş bu aşamaya gelince böyle düşünmüştür. bana gelene kadar ne olduğu beni ilgilendirmez hangi çağda yaşıyoruz vs vs.
insanların geçmişinde tabiki birileri olabilir. bu gayet normal bir şey. uzun ilişki de yaşamış olabilirler. ama bence kadın ya da erkek fark etmeksizin evlenmiş veya uzun ilişki yaşamış insanlara ilişki yaşama bağlamında ekstra dikkat etmek gerekiyor. gerçekten kafasında tamamen bitti mi bunu mümkün olduğunca iyi anlamaya çalışmak lazım. yoksa haberde geçtiği gibi durumlarla karşılaşmak maalesef çok olası.
edit: başlıkta geçen olaya troll diyenler falan olmuş. belki de öyledir bilemem ama bu tür şeyler yaşanıyor. ben bizzat nişanlısını eski sevgilisiyle aldatan birini tanıyorum. yok zamansız karşılaştık da bir şeyler yarım kalmış gibiydi de falan da filan da. e nişanı atacak mısın dediğimde de net bir şekilde hayır demişti...
gönderilmesinin eleştirilme şeklini çok anlayamadığım hocadır.
baştan söyleyim, mourinho'nun gitmesi yetmez. ali koç'un da gitmesi lazım. hatta ikisinden birisi kalacak hangisi deseler mourinho derdim.
yok benfica'ya elendi diye yok şu yok bu, bu noktada tam anlamıyla bardak damla meselesi var.
mourinho geçen sene bu zamanlar fenerbahçe gibi bir klup için çok büyük bir maliyetle klubün başına getirildi. kendisinden büyük umutlar vardı. ama bir sene boyunca hiçbir kritik maçı kazanamadı. geçtim kritik maçları kritik olmayan maçları bile diken üstünde izledik. benfica süreci de başından aşağı skandal. yıldızının gs'lilerin hiç hazzetmeyerek gönderdiği kerem olduğu takıma bayern munih muamelesi yaptı ve sonunda da elendi.
aziz yıldırımın dediği gibi fenerin mourinho'ya, mourinho'nun fenere ihtiyacı vardı. zira son yıllarda düşmüş ve başarı geldiğinde tanrı muamelesi çekecek bir taraftar kitlesine sahip bir takımın başına gelmek, takımı yıllar sonra şampiyon yapıp avrupa'da başarı getirmek. bu sayede hem bizler özlediğimiz günlere kavuşabilirdik hem de mourinho tekrardan kendini gösterebilir ve bu sayede yokuş aşağı giden kariyerinde bir fırsat yakalayabilirdi. zira şunu unutmamak lazım ki mourinho fenerbahçeye klupsüz kaldığı için geldi. hiçbir takım mourinho'yu istemedi. ama mourinho maalesef ne oldum delisi oldu. ülkeden de de yönettiği takımdan da tiksindi. bunu yeni bir başlangıç, fırsat olarak görmek yerine kafası eski günlerde takılmış bir şekilde odaklanmadan, sahiplenmeden memur zihniyetiyle takım yönetti.
bizim fenerbahçe olarak ya bu takımı gerçekten sahiplenecek bir türk teknik direktöre, veya türkiye ligine uygun oyun anlayışına sahip genç ve hırslı bir yabancı teknik direktöre ihtiyacımız var.
he sene başında teknik direktör mü kovulurmuş laflarına gelince, yani abi tamam da ne zaman kovsaydık? yani tamam geçen sezon kovsak çok daha iyiydi de bu olmadı diye tüm bir seneyi artık fenere yaramadığı ispatlanmış bir teknik direktörle mi getirseydi?
geç olsun güç olmasın diyorum ben.
istihbaratçılık da tıpkı doktorluk, mühendislik, avukatlık gibi bir meslek. nasıl diğer insanlar boş vakitlerinde sosyal medyada takılıyorlarsa mit mensupları da bu şekildedir.
hatta şöyle deyim, mit'in çalışma prensipleri hakkında hiçbir şey bilmiyorum. belki mensuplarına "gerçek hayatta da ketum olun, renk vermeyin" diyorlardır. ama tam tersine "normal insan gibi davranın, araya kaynayıp gidin" diyorlarsa paylaşım da yapıyor olabilirler diğerleri gibi. kim bilir belki instada gördüğünüz aşko kuşko kız ya da ekşide bir oyun hakkında ekşi şeylere giren entry yazan adam mit ajanıdır.
mizah özünde yerel bir şeydir. ancak günümüzde baskın kültür anglosakson kültürü(ingiltere-amerika) olduğu için oradan çıkan şeyleri anlayabiliyor, gülebiliyoruz. ama diğer ülkelerden de dizi/film anlamında güzel şeyler çıksa ve zaman zaman izlesek bile o ülkelerden çıkan komedi işlerinin izlendiğini çok duymadım.
son seçimlerde seçimleri doğru şekilde tutturan sonar, o seçim öncesi ne idiyse konda da benzer bir durumda anlaşılan şuan.
meseleyi açayım, sonar da bundan 5 10 sene önce tıpkı konda gibi saygınlığı olan, güvenilir bir anket şirketiydi. ama sonra referandum ve 2018 seçimleri sonrası güvenilmez ilan edilip kızağa çekilmişti. sonar her anket paylaştığında "ya güven olur mu şöyle böyle" yorumlar dolardı. ama sonbirkaç seçimdir iyi performans gösterince şuan tekrar makbul oldu. aynı şekilde gene 2017 2018 ve 2019'da iyi tutturan konda da daha önceki seçimlerde pek başarılı değildi. hatta 2014 başkanlık anketini hala zaman zaman hatırlayıp linçleyenler görmüştüm.
yani bütün bunları niçin anlatıyorum? bu anket şirketlerini tamamen gömmeye de tamamen övmeye de gerek yok. sonuçta kahin değil bunlar ve halkın tamamıyla röportaj yapma imkanları da yok. örneklem grubunda az bir hata bile büyük yanlışlara sebep olabiliyor. dolayısıyla bu şirketlerin yanılması çok doğal. kısaca kesin veri kabul edip gaza gelmemek ama sırf bir seçimde yanıldı diye de yerin dibine sokmamak gerek.
bir öğretmenini öldüren lise öğrencisi hakkında "bazen öldürmek de çözüm olabilir" diyen kişinin sevgi pıtırcığı hitabesidir.
asıl meselenin ihanet olduğu kanaatinde değilim.
eğer cidden başlığın en beğenilen entrysinde olduğu gibi mevzu "salt ihanet" olsaydı araplara gelene kadar osmanlı'ya ihanet etmiş ve kan kusturmuş onlarca millet vardı. yunan'ı bulgar'ı sırp'ı... hatta bunun da haricinde diğer batılı ülkelerle yıllarca savaştık. ülkemizi işgal ettiler. ama buna rağmen batılı ülkelere karşı, balkan uluslarına karşı araplara benzer bir antipati yok. bunun tek istisnası ermeniler olabilir onun da sebebi onların cidden türk düşmanı olması. yarın ermeniler soykırım vs gibi şeyleri unutsunlar tıpkı yunanlara yapıldığı gibi "aslında çok yakınız, kardeşiz" goygoyları başlar.
gerçekte asıl sebep arapların kültürel anlamda dünya üzerinde en antipatik bulunan, en sevilmeyen millet olması. bu itici bulmanın temelinde ise sırtını gerçeklere yaslayan pek çok sebep var. işte kadınların durumu, yobazlık, tembellik vs vs gibi. ancak türkiye'deki kesimin aslında nefretini arşa çıkaran şey bizim ortadoğu halklarıyla, o kültürle ister istemez yakın olmamız ancak onların birnevi bizim kültürümüzün "yozlaşmış" bir versiyonunu temsil etmesidir. yani bir gün onlar gibi olabileceğimiz korkusudur.
yani sebep basitçe "arap kültürünün sevilmemesindeki genel sebepler" ve "bir gün onlar gibi olabileceğimize dair makul temellere dayanan güçlü korku" . o yüzden seküler insanlar bu distopik türkiye'nin yaşayan örneği olan bu toplumlardan çok hazzetmezler ve onlara iyi gözle de bakmazlar.