müziklerine güzel diyebilirim. sonunu sevmedim. ama nasıl bitse severdim diye sorduğumda kendime cevap da veremedim
8. bölümde elbise giydiği sahnede, unorthodox mini dizisinde ilk kez duyup beni mutlu eden eser dvorak, serenade for strings in e major çalması dikkatimi çekti ve yine mutlu hissettirdi.
sloganları kapıda yazardı: america's place to eat, america's place to work.
drop one hash brown in the ring, scattered, smothered, covered :)
eski sevgilimi, ruh eşimi, sevdiğimi hatırlattı. unutamamışım.
dün başladım, sadece netflix önerdiği için. hakkında bir fikrim yoktu. gitmedi film, 3 kere ara verdim, sarmadı, zorladı. yarıda kapattım. yattım. ertesi gün başladığım işi bitireyim dedim, azmettim. keşke hiç izlemeseymişim.
spoiler——-
mehmet günsur yani kenan'ın yatağa gözlükle girmesini geçtim, uyurken gözlüklü uyuması. uyku arasında gözlükle sevişmesi, gökçenin balat sokaklarında topuklu ayakkabıları ile gezmesi… o kadar göze batan ve sinir eden detaylar vardı ki….
sürekli uçuşan küller, çocuk filmi efektleri gibi… filmin ağırlığını komikleştiriyor. gerilim filmi gibi kurgulanmış sahneler, aşırı klişe sevişme sahneleri…
balat'ı niye öyle gösteriyorlar? 2024 yılındaki çarşamba pazarı eski arap hanları, osmanlı zamanı pazarları gibi
filmin sonunda da seyircinin bi bok anlamamasını sağlamak için özenle çalışılmış.
kül'ü yakıyor kenan, kitap yok oluyor. kitabı önceden taner yazmışsa, film o senaryonun üstüne kurulduysa, taner karakteri çok silik kalmış. duygu bu kitabı yayınevine gönderdiğinde taner mi almış okumuş, çok saçma.
kitap yok olduysa o kitabı nasıl yazmış taner, ikinci versiyon kül kitabında trenin önüne atlayarak bir ölümden bahsediliyor, gökçe yanında çocuğu ile altına atladıysa bu kadar psikodrama fazla ağır… yani…
——spoiler
kötü film
zaman kaybı
olmamış, eksik
akmıyor, sıkıcı
sonu kötü
ağır, depresif
hatalarla dolu
benim fikrim böyle
beğenene iyi seyirler
99377399 olan numaramla çok hava atmıştım. 7 hane ama olsun :) baştan sondan aynı okunuyor olmasıydı hava sebebim.
ilkokulda okurken random chat ile yabancı ülkelerdeki hiç tanımadıklarımla ingilizcemi geliştiriyordum. görüntülü konuşma vs o yıllarda olmadığı için ata ata konuşuyorduk. :)
asl? :)
evdeyseniz, vaktiniz varsa, bir şeyle oyalanmak ve kafa dağıtmak istiyorsanız, kesinlikle sizi oyalayacak, kafanızı dağıtacak ve dizinin ileriki bölümlerini merak etmenizi sağlayacak yapım. beğendim.
ekşi’deki yorumları okudum. büyük bir merakla başladım, 2. bölümdeyim, arada 10’ar saniye falan atlayarak gitsem de, beğendim. sonunu şimdiden merak ediyorum
hakemin çok kötü yönettiği maç
radyoda çalarken bu şarkı, candan erçetin söylüyor sandım.