hayvanların ama bilhassa da köpeklerin sokaklarda neden olmaması gerektiğinin yalnızca bir sebebidir: insanların kötü muamelesi.
diğerleri için: açlık, susuzluk, her yıl / birkaç ayda bir olmaları gereken parazit aşıları yapılamadığından hastalıklar, sıcak havalar, soğuk havalar, motorlu taşıtlardan yaralanmalar, tür içi şiddet, bilinçsiz yapılan beslenme sebebiyle akut zehirlenmeler. (ki bu beslemelerle sineklere ve farelere de cirit attırıyorsunuz, su kapları bile sinek larvalarının yuvası hâline geliyor, çiğ etlerden hastalıklar yayılıyor hem hayvanlara hem insanlara.)
bu hayvanları sokaklarda yukarıda saydığım her türlü eziyet içinde zorla yaşatıp ömürlerinin yarısını bile göremeden ölmelerini size normalmiş gibi gösterip hayvanseverlik diye yedirenlerin, bu köpeği öldüren adamdan aşağı kalır hiçbir yanları yoktur hatta daha beterdirler. ki zaten bu adamı buna itenin ne olduğunu da bilmiyoruz. belki kendini, torununu ısırmıştır; hayvanlarını telef etmiştir; havlamaktan uyutmuyordur vs. birçok sebeple bunu yapmış olabilir. yani köpeğin kendi hâlinde yatıyor olması bir anlam ifade etmiyor;
ekrem binak'ın ölümüne sebep olan köpek de kendi hâlinde yatıyordu.
mehmet özer'i,
ruken kolcu'yu, emir
mete durna'yı parçalayan köpekleri de bir yerlerde kendi hâlinde yatarken görebilirdiniz ama bu, köpeklerin onları parçaladığı gerçeğini değiştirmezdi.
bu adam bir sonuçtur çünkü ne kadar şikâyet edilirse edilsin belediyeler, köpeklere 5199 sayılı kanun sebebiyle hiçbir şey yapmıyor, yapamıyor. köpeklerin başıboşluğunu uygulatan bu kanun, anayasa madde 5 ve 56'yı dümdüz çiğneyen bir kanundur.
insanlara başıboş köpeklerle yaşamayı faşistçe dayatıp, onları delirtip "ama deli bu" demek akılsızlıktır.
söyleyip duruyoruz, sokak da uzun vadede barınak hayatı da hayvanlara eziyettir.
hiçbirinizin umursamadığı, belediyelerin acı çektire çektire zehirlediği farelere ve sıçanlara kadar her hayvanı düşünen
peta bile bunu söyler ve uyutmayı savunur ve uygular. (ek olarak florida üniversitesi de
barınak stresini tane tane açıklar.)
bu hayvanlar, sokak hayvanı da barınak hayvanı da değildir. hayvanların yaşam hakkı değil, refah hakkı vardır. evcil hayvanların refahı da sahiplendirmeyle sağlanır. bu hayvanları kısırlaştırarak sokaktaki aynı eziyet hayata atmak vicdansızlıktır. kısırlaştırmayı çözümmüş gibi gösteren hayvan derneği başkanlarına riayet etmeyin. 3000'e yakın hayvan derneği var memlekette, çoğunun derdi para.
bu hayvanların veteriner hekim kontrolüyle uyutulmasını istemek, insan için de köpek için de köpeklerin boğup telef ettiği ağıl, kümes ve yaban hayvanları için de tek vicdani çıkıştır. biraz merhametiniz, biraz hayvanseverliğiniz, biraz doğaseverliğiniz varsa bu hayvanların uyutulmasını desteklersiniz. yoksa kısırlaştırmayla hiçbir zaman kontrol altına alınamayacak hâle gelmiş hayvanların birkaç yıl içinde 2-3 katına çıkmalarıyla bu manzaralardan daha fazla görür, sonunda vardığınız noktada da daha fazla canlıyı mağdur ettiğinizle kalırsınız.