bir berrak yurdakul kitabı.
bu, kisisel gelisim türünde bir kitap. ben her zaman sıkıcı bulmusumdur bu türü, daha önce de okumaya çalıştım oradan biliyorum.
bir kac gun once kitapciya girdim ve arkadasima msj attim. bir oneride bulunsun istiyordum. cunku daha once tam bir nokta atışı yapmıştı neil gaiman- yokyer ile *. belki yine öyle bir şey tavsiye eder dedim. "ev yapımı bir paraşüt" diye cevap geldi. ılk izlenim icin sahane isim. ama hemen ardindan ekledi: "yalniz o, kisisel gelisim kitabi". muhtemelen bir 5 saniye ekrana boş bakmisimdir. tahmin edersiniz ki 5 saniyede insan, zihninden zilyon tane cümle gecirebilir. bendekiler gerci tek kelimelikti genelde: "hoppalaaa", "haydaa", "meh", "heammm". sonra kendime geldim ve ondan geliyorsa bu öneri vardir bir bildigi dedim aradim buldum kitabi. ön kapaga göz atma ve arka kapagi okuma rituelinin ardindan hala pek ilgimi cekememis olsa da icimden bi ses bir sans vermemi soyledi. zaten bir bildigi vardir diyerek ön yargimi nispeten de olsa kirmistim o 5 saniyenin ardindan. belki istemeyecegimi dusunerek alternatif olarak onerdigi baska türdeki diger kitapla birlikte satin aldim bunu.
aksam bir iki bahane ile ertelemelerimin ardindan kitabi artik elime almis bulundum. yani ok yaydan firladi bir kere. derken ilk satirdan itibaren bir kurgunun icinde buldum kendimi. hatta neredeyse fantastik bir kurgu. megersem o daha once okumaya calistiklarimda oldugu gibi ornekler, direktifler ve odevler uzerinden degil de baya baya roman kahramanlarindan gidiyormus. sasirdim. hatta bir kac sayfa sonra bana seslenince yazar, irkildim: "(...) evet, senden bahsediyorum. şu anda elinde bu kitabi tutan kişi!". universitede baska bir falanca dili ve edebiyati bolumunden bir ders aliyordum ve sanirim tum universite hayatim boyunca ilk kez bana edebiyat ogrencisi oldugum ayrimina vardiran cok degerli bir hoca bahsetmisti dersinde bundan. edebiyatta "sınır aşımı" denirmis buna. yazarin bir anda okura dönmesi ve seslenmesi. tiyatroda ve sinemada da farketmissinizdir. siz seyre dalmis iken bir anda seyirciye donerek ya da kameraya bakarak konusur oyuncu. hah işte ondan. o dersten beri farkindalik olmustur bu bende. ne zaman denk gelse, hemen yanimdakiyle paylasirim, bazen de bilmis bilmis. edebiyat ogrencisiy(d)im ya (!). ılk sayfadan itibaren bir kurgu ve ardindan bir "sınır aşımı" ile karsilasinca sayfalar sayfalari gunler gunleri takip etti. bakmayin bole dedigime, kitap cok kalin oldugundan degil henuz bitirememem. sindire sindire, uygulaya uygulaya ilerlemek istedigimden.
dicegim o ki; benim icin bu, o kitaplardan. hani "hayatima iyi ki girmis" dedirtenler vardir ya. işte tam olarak o rafta şimdi.