türkiye için şaşırtıcı gibi dursa da, bir rockbitch olmayan tarzdır.

referans alındığı çizgi romanla arasında neredeyse hiç bağlantı kalmamış, sadece karakter isimleri açısından benzerlik olan dizidir.

bu yazıda çizgi roman ve dizi arasındaki büyük farkları ele aldım, hangisi daha iyi olmuş siz karar verirsiniz. yazı çizgi romandan ağır spoiler içermektedir, ona göre okuyunuz.

--- spoiler ---
dizinin çizgi roman versiyonu çok daha karanlık ve kasvetlidir. çizgi roman ilk olarak dc comics'in wildstorm baskısı altında yayınlansa da dc yetkilileri çizgi romanın içeriğinin toplum baskısı oluşturacağını düşünerek seriyi iptal etmiştir. ancak serinin yaratıcıları olan garth ennis ve darrick robertson'ın seriyi başka bir yayıncı ile yayınlamalarına izin vermiştir.

çizgi roman, seks ve şiddet tasvirlerinde çok daha detaylı bir anlatıma sahiptir. insanda kusma isteği yaratacak kadar iğrenç sahneler barındırır. ana karakterlerin çoğu karanlık tiplerdir. william butcher dizideki versiyonuna göre daha korkutucu ve daha az sevilesi bir adamdır. serinin sonunda homelander kadar kötü bir adam haline gelmiştir. the frenchman daha acımasızdır ve daha az sevecendir. hughie campbell bile antisosyal kişilik bozukluğu olan, komplo teorisi delisi ve tam bir barzodur.

homelander aslen dizide gösterildiği gibi manyağın teki değildir, tüm o psikopatlıklarını yapan aslında kendi klonu olan başka biridir. homelander sadece bunları yaptığını ve hatırlamadığını zanneder. klonu kendisinden daha güçlüdür, çünkü yoldan çıkması durumunda onu durdurması için özel olarak üretilmiştir. butcher'ın karısına tecavüz eden kişi de homelander değil, onun klonudur. klonunun yaptıkları yüzünden kendisinin aslında böyle biri olduğunu düşünen homelander iyice yoldan çıkmıştır.

asıl hikayede de butcher'ın karısı becky tecavüze uğrar ve hamile kalır. becky, butcher'ın nasıl biri olduğunu bildiği için bunu ondan saklar. bir gece butcher ile birlikte uyuduğu sırada bebek karnını parçalayarak dışarı çıktığı için ölür, bu bebeği de butcher öldürür. butcher daha sonra becky'nin günlüğünü okuyunca olayın iç yüzünü öğrenir. dizide ise butcher'ın karısı ve çocuğu hayattadır.

asıl hikayede hughie ve annie january arasındaki romantizm daha çok işlenir, ancak hughie bu ilişkiyi annie'yi manipüle etmek ve seven'a karşı çalışmak için kullanmaz. hatta en başta annie'nin bir süper kahraman olduğunu bile anlamaz. butcher onların ilişkilerini öğrendiğinde hughie'nin vought-american için çalışan bir köstebek olabileceğini düşünür. bir diğer önemli fark ise dizide hem hughie'nin hem de annie'nin çok daha proaktif olmasıdır. her iki karakter de daha birinci sezonda kendi takımlarına karşı çıkarken, orijinal hikayede hayal kırıklığına uğramaları ve savunmaya geçmeleri çok daha uzun sürer.

seven çizgi romanda dünya çapında faaliyet gösteren birkaç süper kahraman takımından biridir. ana karakterlerimiz seven ile savaşmadan önce teenage kix, super duper, paralactic, g-men, team titanic ve payback gibi takımlarla uğraşarak pratik yapmış ve kendilerini seven ile yüzleşmeye hazırlamıştır.

dizide sadece kimiko'nun güçleri olsa da, çizgi romanda bütün takımın güçleri vardır (kimiko karaktere dizide verilen isimdir, çizgi romanda karakter isimsizdir ve kendisinden "the female of species (türlerin kadını)" olarak bahsedilir). "mother's milk" karakterinin bu isme sahip olmasının nedeni sahip olduğu bir doğum kusurudur. annesi v bileşeni'yle ile kirlenmiş bir fabrikada çalışıyordu, bu nedenle güçlere sahip olarak doğmuştu, ancak düzenli olarak anne sütü içmesini gerekiyordu.

dizinin birinci sezonunda yaşanan uçak olayı, orijinal hikayeden büyük ölçüde farklıdır. çizgi romanda söz konusu uçak 11 eylül saldırılarında kullanılan uçaklardan biridir. abd hava kuvvetleri diğer uçakları düşürür, son kalan uçak ise süper kahramanların durdurması için bilerek düşürülmez. uçağı durdurmaya seven ekibinin tamamı gider, ama işler beklenildiği gibi gitmez. uçağın hızı yüzünden o anda havada olan takım tamamen dağılır ve takımın üyelerinden mister marathon ölür. sadece homelander ve queen maeve uçağa girmeyi başarır. bu ikilinin uçak içinde yaptıkları dizide gösterilenin hemen hemen aynısıdır. süper kahramanların yaptığı kurtarma girişimi başarısız olunca kontrolden çıkan uçak dünya ticaret merkezi'ne çarpmak yerine brooklyn köprüsü'ne düşer. bu olay dizideki maeve'in hayal kırıklığına uğramasına ve alkolik olmasına neden olur, çizgi romanda ise meave uçak düşmeden önce de bu haldedir.

dizi oyuncu kadrosunda etnik köken, cinsiyet ve milliyet açısından büyük değişiklikler yapmıştır:
- hughie asıl hikayede iskoçtur, dizide ise amerikalıdır.
- asıl hikayede beyaz olan a-train siyahi, siyahi olan deep ise beyaz yapılmıştır (deep karakter olarak da çok daha farklıdır. çizgi romandaki hali ağırbaşlı ve sözüne itimat edilen biridir).
- greg mallory ve james stillwell karakterleri çizgi romanda erkektir, ancak dizide kadın yapılmışlardır. asıl mallory v bileşeni kullanılarak hayatı yapay olarak uzatılmış bir ikinci dünya savaşı gazisidir. stillwell ise hiçbir duygu belirtisi göstermeyen bir sosyopattır. dizideki stillwell birinci sezonun finalinde ölse de, asıl hikayede serinin sonuna kadar ana düşmanlardan biri olarak kalmıştır.
- stormfront karakteri aşırı ırkçı bir erkek iken, dizide kadın yapılmış ve homalander ile arasına cinsel bir dinamik eklenmiştir.
- çizgi romanda başkan yardımcısı olarak gösterilen victor neuman, dizide kadın yapılarak victoria neuman olmuştur. victor doğru düzgün cümle bile kuramayan aptal bir adamken, victoria süper güçleri olan son derece akıllı ve tehlikeli biridir.
- dizide stillwell öldüğü için onun yerine sahne alan stan edgar karakteri çizgi romanda bay edgar olarak yer alır ve sadece bir iki bölümde kısa sahnelerde gösterilir. ayrıca yine çizgi romanda stillwell'in sağ kolu olarak önemli bir rolü olan jessica bradley karakteri dizide yoktur (dizide benzeri görevde olan ashley barrett adında bir karakter vardır, ancak kişilik olarak jessica ile alakası bulunmaz).
- dizide, asıl hikayede seven içinde olan jack the jupiter'e yer verilmemiş, onun yerine translucent adında çizgi romanda da olmayan bir karakter eklenmiştir (çizgi romanda ona benzer güçlere sahip olan tek karakter invi-lass adındaki karakterdir ve fantastic four parodisi olan fantastico takımında yer alır).
- asıl hikayede susan rayner'ın sağ kolu olan howard kessler, dizide adı değiştirilerek joe kessler yapılmış ve butcher'ın eski dostu olarak gösterilmiştir. oysa asıl hikayedeki kessler daima butcher'dan dayak yiyen ezik ve korkak bir adamdır.

çizgi romanda önemli rolleri olan susan rayner, vasili vorishikin, the old legend, nina chemenko ve doctor peculiar gibi karakterler dizide ya gösterilmemiş ya da çok az ekran süresi almıştır.
--- spoiler ---

sezonlar ilerledikçe dizinin hikayesi çizgi romandan iyice koptuğu için sonraki sezonlar ele almadım. aklıma gelen ve dikkatimi çeken farklılıklar bunlardı. son sezon çıktıktan sonra da eklemeler yaparım.

edit: çizgi romanın nereden okunabileceği hakkında çok fazla soru geldiği için yapan sitenin linkini ekliyorum. ekip henüz bitirmemiş, ama sonuna yaklaşmış. toplam 72 bölüm, bu sitede 59. bölüm yayınlanmış.

https://tortugaceviri.com/manga/the-boys/

andor'u izledikten sonra izlediğim ve etkisinin geçmesi için birkaç gün beklediğim star wars filmi.

açıkçası filmi ilk duyduğumda disney'nin star wars'u sağmak için yaptığı saçma sapan filmlerden biri olarak düşünüp hiç ilgi göstermemiştim. yıllar sonra andor adıyla çıkacak bir dizi olduğunu ve rogue one'daki isyancı lideri cassian andor'un geçmişini anlatacağını duydum. en başta "sağmaya doymadılar" diye düşünsem de, bir şans vermek istedim. iyi ki de vermişim, resmen diziye aşık oldum. ilk sezondan sonra rogue one'ı izlemeye niyetlendim, ama dizinin sonu ona bağlanacağından sebat edip beklemeye karar verdim. sonucu muazzam oldu.

öncelikle burada yazacaklarım teknik detaydan, çekimden, cgi ve benzeri şeylerden bağımsız, tamamen filmden bana geçen şeylerdir.

--- spoiler ---
filmin andor'dan sonra izlenmesinin elzem olduğunu düşünüyorum, çünkü filmde garip duran her şeyin karşılığı dizide fazlasıyla var. andor kendi başına bile harika bir dizi iken, filmin de sanki onun uzatılmış bir bölümü gibi olması mükemmel bir ayrıntı.

filmin sonunda film boyunca gördüğümüz neredeyse her karakterin ölmesi filmi bambaşka bir boyuta çıkarmış. saw gerrera'nın kurtulma imkanı varken ölmeyi seçmesi, galen erso'nun yakalanma ihtimaline karşılık yine de ölüm yıldızı'na zayıf bir nokta eklemesi, jyn erso'nun konuyla neredeyse hiçbir alakası olmamasına rağmen isyan'a destek vermesi çok iyi detaylardı.

filmdeki herkes tek bir amaç uğruna kendilerinden vazgeçiyor. bazen bir şeyleri kaybederek elde ediyorsun, işte film de tam bunu anlatıyor. rogue one'a binenler geri dönemeyeceklerini bilerek bindiler ve yola çıkarken gözlerini bile kırpmadılar. oysa beş dakika önce isyanın son erdirilmesi konuşuluyordu, orada bırakasalar kimse onları yadırgamazdı, ama bırakmadılar. mücadele sürerken içlerinde pişmanlık değil, kararlılık ve azim vardı. çünkü galaksinin geleceğinin kendilerine bağlı olduğunu biliyorlardı.

bu insanlar imparatorluk baskısı altında öyle ya da böyle bir şekilde yaşayıp gidebilirlerdi, biat ederek ve sinerek tatlı canlarını koruyabilirlerdi, ama bunu yapmadılar. cassian andor mesela, yoluna bakmaya devam edebilirdi, zira isyancı olmadan önce bencil de bir adamdı. ama son kertede her şeyini feda etti. bir zamanlar kendisi luthen rael'e neyi feda ettiğini sormuşken, scarif'te o da her şeyini feda etmiş oldu. jyn erso filmde yaptığı hiçbir şeyi yapmaya mecbur değildi, ama o da canını verdi. aynı şey galen erso'nun gönderdiği pilot için bile geçerli, o derece bir adanmışlıktan bahsediyoruz.

ben normalde dizi/film izlerken kolay kolay duygulanmam, fakat andor'u da izlememin etkisiyle rogue one'ın sonu beni bir başka vurdu. ölüm yıldızı atışını yaptıktan sonra jyn ve cassian sahilde birbirlerine bakıyorlar, sonra da birbilerine sarılıyorlar ya, işte orada dayanamadım. onlar içlerindeki pişmanlıkla, yaşanmışlıklarla, yaşanmamışlıklarla, mutlulukla, hüzünle ve daha bir sürü şeyle birlikte öldüler, ancak ölürken içlerinde olan yegane his huzudru. çünkü hayatları boyunca kendileri için bir amaç aramışlar, o amacı bulup yerine getirdikten sonra da ölümü kucaklamışlardı. gelecek için yeni bir umut yaratmışlardı.

onlar galaksiyi kurtararak tarihi değiştiren isimsiz kahramanlar. onlar asla göremeyeceklerini bildikleri bir gün doğumu için her şeyi feda eden insanlar. belki kimse onları hatırlamayacak, tarih isimlerini yazmayacak, ama biz onların neleri feda ettiklerini bilecek ve ölene kadar bunu unutmayacağız.

selam olsun!
--- spoiler ---

yine bir 1 mayıs günü akıllara gelerek insana o ölüme yürüyüşünü hatırlatan büyük adam.

kimse senin kadar işçinin, emekçinin, garibanın yanında durmadı. bürokrasiye kurban gittin frank yoldaş. ışıklar içinde uyu.

içinde ikiz kuleler'in göründüğü ender kliplerden birine sahip olan şarkıdır.

çıkarın da rahatlayın dediğim izin verme olayıdır. bu halk yarın bu alçaklığı da unutur, korkmayın.

sinaloa karteli'nin yıllardır yakalanamayan iki liderinden biri olan ve en sonunda yakalanmış uyuşturucu baronudur.

kaynak

--- spoiler ---
griffith denen adam (adam da değil de bakma işte) namussuz puştun önde gidenidir, ama yaptığı yüzünden onu suçlamak anlamsız. ki bunun cevabını bizzat kendisi vermişti.

guts: bunu neden yaptın?

griffith :ben böyle biriyim. bunu bilmen gerekirdi, hepiniz bilmeliydiniz.
--- spoiler ---

ben değilimdir. askerde mobil olmamı gerektiren bir birlikte olduğum için, hafif olması nedeniyle keleş kullanır, her hafta atış yapardık. kule nöbetinde olduğum zaman askısını dipçiğe sarar, devriyeye çıkınca da sağ omzuma asardım. özledim şerefsizi, elimde sadece fotoğrafı kaldı.

(bkz: old mornings dawn)
(bkz: summoning)