konum: antalya merkez ilçeler

ben: 43 yaşında, boşanmış, 3 çocuklu. inşaat müh ama emlakçılık yapıyor. hem iş hem çocuklardan dolayı nerdeyse hiç vaktim yok.

arayış: benim gibi, boşanmış, çocuklu, iş hayatı yoğun. çocuğu hariç özel hayatı nerdeyse hiç yok.

beklenti: benim gibi doğa (deniz, bisiklet, gezi) düşkünü. sinema/dizi ve müzik düşkünü. kitap okuyan.

kısaca: sınırlı ortak zamanda benzer hobilere sahip olduğum biri ile cafede oturup kahve içmenin ötesinde ruhumuzu doyurabilecek şeyler yapabilmek.

daha detaylı bilgi için lütfen yazın. :)

2000 eylül'de üniversite için antalya'ya geldim. 2002'de de ailem geldi. ailemin tuttuğu eve kablolu tv bağlattığım gün, akşam mtv izleyebileceğim diye marketten bira almıştım. bütün gece biramı içip mtv izleyecektim.

vay be, o zamanlar ne kadar da basit şeylerle mutlu oluyormuşum.

konum: antalya merkez ilçeler

ben: 43 yaşında, boşanmış, 3 çocuklu. inşaat müh ama emlakçılık yapıyor. hem iş hem çocuklardan dolayı nerdeyse hiç vaktim yok.

arayış: benim gibi, boşanmış, çocuklu, iş hayatı yoğun. çocuğu hariç özel hayatı nerdeyse hiç yok.

beklenti: benim gibi doğa (deniz, bisiklet, gezi) düşkünü. sinema/dizi ve müzik düşkünü. kitap okuyan.

kısaca: sınırlı ortak zamanda benzer hobilere sahip olduğum biri ile cafede oturup kahve içmenin ötesinde ruhumuzu doyurabilecek şeyler yapabilmek.

daha detaylı bilgi için lütfen yazın. :)

"andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir." asr suresi 1-2

neden zamana yemin edildiğini idrak ettiğinizde, titrersiniz.

* bana sormayın, cevap verilmeyecektir.

6 eylül günü arkadaşımla beraber sarıçınar trt verici istasyonuna çıktık.

görsel (kendi çektiğim fotoğraf)

hisarçandır'dan sonra yaklaşık 12-13 km'lik bir orman yolu, son 1 km si sadece 4x4 araçlarla mümkün.

ıssızlığın içinde pikniğimizi yaparken, ter içinde iki alman turist yürüye yürüye yanımıza geldi. arabalarını yolun bozulduğu yerde bırakıp, son kısmı yürüye yürüye gelmişler.

kanlı ay tutulmasını izlemek için münih'ten gelmişler. bir gün öncesinden gelip keşif yapmak istemişler, teleskobu vs nereye koymalıyız diye. konumu antalya'daki astronom bir arkadaşları tavsiye etmiş. kanlı ayın en iyi izlenebileceği lokasyonlardan biriymiş.

web adreslerini verdiler. fotoğrafları yükleriz, ne çekmişiz bakarsınız dediler. fotoğraflar yüklenince linki bu gönderiye ilave ederim. ne çektiler ben de merak ediyorum. sen kalk almanya'dan buraya gel, antalyalıların bile bilmediği bir konumu öğren, yürüye yürüye oraya ekipmanları taşı. enteresan gerçekten ya da biz fazla odunuz, normal insanlar bize acayip geliyor.

edit: fotoğraflar halen yüklenmedi ama sitenin linkini bırakıyorum. isteyen takip edebilir.

http://peter-slansky.de/…iche/astronomie/index.html

böyle parçalar çok büyük umut aşılıyor bana.

wunderhorse - the rope

"adı aylin" tadında, oldukça hızlı akan, birkaç saatte okuyup bitirdiğim kitap. yazarı, ayşe kulin gibi roman yazarı olmadığından anlatım dili zayıf.

iş dünyasına oldukça meraklı ve yıllardır borsa yatırımcısı olduğum için ailenin hayatı benim için oldukça çekici geldi. ilgilenmeyenler için anlamlı bir kitap değil.

--- spoiler ---
eğitimsizken gelen büyük servetin, aile geneli birçok insanı nasıl yoldan çıkardığını çok güzel görüyorsunuz.

yazar ne kadar kendi açısından çok haklı bir mücadele içinde olsa da, dedesi hacı ömer'i acımasızca suçlaması yersiz. sahip olduğu herşey onun sayesinde.

kendi annesi, eleştirdiği aileden çok daha berbat bir karaktere sahip. hatta ailesinde en nefret ettiği isim, annesinin yanında melek kalabilir.

hacı ömer sabancı'nın, büyük oğlunu evlatlıktan reddetmesi 'kendi açımdan' çok anlaşılır, onun yerinde olsam, ben de aynısını yapardım ama ikinci eşten olan çocuklara böyle davranamazdım.

--- spoiler ---

(bkz: #176846514)

şarkının nakaratı hariç, gerisini hiç mi dinlemedin? 14 kişi de favlamış. aferin nasıl da yakalamışsınız.

antalya müzesindeki tüm eserleri açık arttırmaya çıkarsanız inanın milyar dolar bile hepsini almaya yetmez. çok kıymetli, çok sayıda önemli eserlerle dolu

inşaat mühendisiyim ve müzeyi gezdiğimde aklıma ilk gelen, bu bina yıkılırsa paha biçilemez bir tarih yok olur olmuştu. bu bina yapıldığında ne hazır beton vardı, ne nervürlü demir ne de deprem yönetmeliği.

bu bina yıkılsa, içindeki herşey yok olsa, böyle bir sorumsuzluk dünyada sadece bizde olur diyecek adamlar, müzenin yıkılmasına karşı.

biri de deprem olmaz manasında antalya'da son deprem 150 yıl önce olmuş diye yazmış. hatay'da, maraş'ta en son ne zaman olmuştu? istanbul'da ne zaman olmuş?

cezayir'de çalışırken viskinin yanında hurmayı sık tüketirdim. (orda hurma çok ve ucuz, burdaki elma gibi)

muhafazakar bir arkadaşım garipsemişti, bari mübarek meyveyle içme diye.

#172033121 şurda da belirttiğim gibi bazen çok güzel bir yabancı filmin veya yabancı müziğin etkisinde hayallerde iken sokakta çığıran seyyar satıcı hangi coğrafyada yaşadığınızı hatırlatır.

bizzat barış manço'nun da böyle hissetmesi ve bunu şarkıya dökmesi sebebi ile kalbimde yeri başkadır. :)