zaten istediğinizi istediğiniz süre boyunca hapiste tutabiliyorsunuz, ne gerek var böyle şaklabanlıklara anlayamadım.
okuyan kişinin pozisyonuna göre tavırları değişir.
bilmem kaç tane dükkanı, fabrikası bilmemnesi olan ne tüccarlar gördüm, tenhada bol keseden atıp tutan; ancak okumuş bir yerlere gelmiş adamın karşısına çıkınca önünü ilikleyip yalamaktan iki büklüm olan.
bunların genel titri omurgasız olmalarıdır. zenginliklerini sürüngenlik ve yüzsüzlüklerine borçludurlar.
herkes o kadar bencilleşti ki işleri tıkırında olan zaten isyan etmez, benim hayatım tıkırında bana ne der. iktidar çok üstlerine gelirse de, her şeyi satar yurtdışında daha özgür bir ülkeye yerleşir.
diğerleri de zaten hasbel kadar zor elde ettikleri işlerini kaybetme korkusuyla yaşıyor. bir eylemde tutuklanırsa patronu iktidar sopasıyla onu işten atar.
muhalif partiler bu adama iş bulacak mı? hapise düştüğünde çocuğuna çoluğuna bakacak mı? hayır, umurlarında bile olmayacak.
zaten muhalefet dümenden muhalefet, son seçimdeki kılıçdaroğlu tavrı ile bu durum o kadar ayyuka çıktı ki anlamamak için cidden aptal olmak gerek.
on yıllardır milleti demokrasi, egemenlik milletin, oy kullanın, sandığa gidin, sandığa sahip çıkın naralarıyla uyutmuşlar. arkadan ülke kaynaklarının %90'ını %1'in heybesine doldurmuşlar.
mossad ajanı bbc muhabiri ve yapımcısıdır.
kuzey ırak belgeselinde pkk'nın türkiye'de yaptığı binlerce katliamlardan tek bir sahne bile göstermeyip, pkk bombardımanında yanan elma bahçesini büyük bir dram yaşanmış gibi anlatıyor.
türkiye'nin nükleer güç kapasitesi = 0,
israil'in nükleer güç kapasitesi = 100
türkiye'nin müttefikleri = pakistan, bir ihtimal azerbaycan, somali, sudan, cahad, yemen
israil'in müttefikleri = amerika, almanya, fransa, hollanda, isveç, belçika, kanada...
bu tabloyu inanın israil terör devleti de görüyor ve eminim ki bir gün sınırlarımıza dayanacaklar.
bizi bu duruma düşürenler kimler belli, amaçları da belli.
halkın çoğunluğuna zulmederek diktatörlüğünü perçileyenlerin geleceği noktayı göstermiş saldırıdır.
mollaların kurduğu kökten dinci bir rejim ancak bu kadar olurdu. ne diktatörün atadığı sözde cumhurbaşkanlarını koruyabildiler ne de genelkurmay başkanlarını.
ulan daha dün akşam tüm dünya basınınında israil iran'a saldıracak diye haberler patladı. salak herifler sığınaklara inmeyi bile akıl edememiş ağır zayiat vermişler.
hepsini okuyamadım, ama okuduğum birkaç paragraftan anladığım dimyat'a pirince giderken eldeki bulgurdan olmuş.
dostum sen öğretmen buldum diye taklalar atıp elde avuçta ne varsa üstüne yapacağına, kadının karakterine ve geçmişine baksaydın bugün bunları yaşamazdın.
iş telefonum android, şahsi telefonum ios. istanbul anadolu yakasında yaşıyorum.
android’te deprem uyarıları ve konum servisleri aktif olmasına rağmen hiç uyarı gelmedi.
ios’ta earthquake uygulaması yüklü. o da depremden 1 dakika sonra 6 şiddetinde diye uyarı gönderdi.
yani depremin merkezine yakınsanız, bu uygulamalar yalan oluyor. uzaksanız da zaten sizi etkilemeyemeceği için çok da bir önemi yok.
hükümetin ve onun yavru kurtçuklarının, malına çökmek veya yok etmek istedikleri kişileri korkutmak, sindirmek, suikast için kullandığı aparatlardır.
bunlara yalandan küçük küçük operasyonlar yapıyorlar, ön kapıdan karakola alıp arka kapıdan salıyorlar.
örneğin hükümet kanadı ahmet minguzzi cinayetinde ne kadar da çekingen davranıyor değil mi?
bence o çocuğu öldürmeleri sebepsiz değil, ailesine bir mal mülk, ticaret işinden dolayı gözdağı vermek. korkutup ülkeden kaçırmak, mallarına çökmek. olay sosyal medyada patlamasa bence amaçlarına çok kolay ulaşacaklardı.
mit’in atilla kod adlı kadrolu mafya babası alaattin çakıcı’sı hapisten çıktıktan sonra bu çetelerde bir patlama yaşandı. sedat peker ülkeden kaçtı, sinan ateş, halil falyalı seri bir sürü cinayet yaşandı. bilmiyorum bir alakası var mı?
debe’deki girdi ülkenin seküler kesiminin dahi sekülerizmi götünden anladığının apaçık göstergesi.
sekülerizm alkol, sigara, seks özgürlüğü değildir. laik yönetim sistemlerinde bunlar halkın eğilim, bağımlılık oranlarına göre yasaklanabilir.
adam iki bacak arası hükmünde yaşamış, zihin yapısı, inanışları her şeyi aynı, hiçbir zihinsel devrim yaşamamış, ne islam’ı ne felsefeyi açıp iki satır okuyup sorgulamamış. sonra ben seküler oldum, sen seküler falan değil kısa bir süreliğine hedonist oldun.
sekülerizm;
din özgürlüğünü korumak (herkesin dilediği dine inanma veya inanmama hakkını güvence altına almak),
devletin tarafsızlığını sağlamak (devletin bir dini desteklememesi veya diğerlerine karşı ayrımcılık yapmaması),
bilimsel ve akılcı düşünceye dayalı kamusal politikaların oluşturulmasını teşvik etmektir.