disconnectusvedigerleri

Şubat 2018 - 332 Entry - 4 Follower - 1 Following
Last Entrys:
yargı tabağın etli tarafını kılıçdaroğlu'na çeviriyor.

chp istanbul il kongresinin iptal edilmesi - 0 favorites -
aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa ve daha çok a

23 temmuz 2025 istanbul sıcağı - 2 favorites -
ortada ne bir kanal var, ne bir stüdyo. özgür özel, fatih altaylı’ya destek için hayali bir yayının koltuğuna oturdu. gerçek olmayan bir yerin, gerçek bir tavrı oldu.

fatih altaylı yorumlayamıyor özgür özel - 1 favorites -
fahrettin altun’un iletişim başkanı olduğunu tamamen unutmuşum ya. ben bu adamı sadece “cumhurbaşkanlığı sosyal medya sorumlusu” gibi bir şey olarak hatırlıyorum. böyle story atmayı unuttuk, tag'leri düzeltin çocuklar falan diyordu.yalnız ülke öyle bir yer ki artık bir sabah uyanıp fahrettin altun’un nükleer enerji koordinatörü olduğunu görsek sadece omuz silkerek hayırlı olsun deriz. şaşırmak diye bir refleks kaldı mı emin değilim.

fahrettin altun'un tihek başkanı olması - 0 favorites -
2 sezon sonunda anladık ki the sandman, "rüya nedir?" sorusunu değil, "rüya ne işe yaramazsa ne olur?" sorusunu soruyor.
rüyasız kalan insan önce hayal etmeyi kaybediyor, sonra yönünü.
ama bu diziyle anlıyoruz ki: hayal etmek, sadece umut etmek değilmiş.
hayal, bazen kaçış değil; yüzleşmenin ta kendisiymiş.

rüya burada bir lüks değil, bir direnme biçimi.
rüya görebilen bir zihni yönetemezsin.
o yüzden önce düşleri çalıyorlar. sonra anlamı, sonra arzuyu.

morpheus’un ilk sezondaki soğukluğu tanrısal değil, sistemik.
ikinci sezondaysa çatırdamaya başlıyor. çünkü fark ediyor:
kuralları koruyarak hiçbir şey korunmuyor.
değişim yoksa, düzen de çürüyor.
morpheus’un evrimi tanrısal değil, insani. ilk sezonda soyut bir figürken, ikinci sezonda kırılan, değişen, pişman olan biri.
en güçlü olduğu an, en kırılgan olduğu anla aynı: insanı anlamaya çalıştığı an.
çünkü sandman evreninde güç, kontrol değil. güç: değiştirme isteği.

lucienne’in sadakati, desire’ın yıkıcı arzuları, delirium’un acıyla yoğrulmuş çılgınlığı…
her karakter, bir insan halinin sonsuza uzanmış metaforu gibi.

ama belki de en çarpıcı nokta şu:
tanrılar, endless’lar, cehennem lordları bile bir şeye karşı çaresiz:
insanın neye inandığına.

çünkü sandman evreninde gerçek olan şey, inandığımız şey.
kimi cehenneme, kimi cennete dönüşüyor. kimi de hikâyesizliğe.

diziyi “yavaş” bulanlar var. haklılar. çünkü bu dizi bir kurgu değil, bir uyanma temposu.

the sandman (dizi) - 7 favorites -
zaman, aslında saatin tik takı değil tik ile tak arasındaki gerilimdir. hareket durduğunda, o gerilim iptal olur.
çünkü zaman dediğin şeyin en çok ihtiyaç duyduğu şey, karşılaştırma yapabileceği bir değişim.
bir çiçek açmazsa, bir demir paslanmazsa, bir insan yaşlanmazsa neyin ne zaman olduğunu nasıl bileceksin?
önce ile sonra yer değiştirmiş olur ya da belki tamamen silinir.

fizikte zaman, harekete bağımlıdır; termodinamikte entropiye.
bilinçte ise hatırlamaya.
hareket durursa ısı yayılmaz, bilgi akmaz, kalp çarpmaz, saat tiklemez.
o anı yaşadığını kim, neyle iddia edecek?
zaman, yalnızca akarken değil, kıyas yaparken vardır.
hareketin bittiği yerde sadece sessizlik kalır.
belki de zamanın karşılığı, tanrının bile boş bıraktığı bir satır.

hareket durursa zaman da durur mu sorunsalı - 1 favorites -
terör örgütünün uzun süredir hastane olarak kullandığı bir mağaraya giriliyor. içeride metan gazı birikmiş. kapalı alan, yeterli havalandırma yok. zincirleme boğulma. şunu anlamak lazım,
şehit demek, sorumluluğu üzerimizden almaz.
kahramanca öldü demek, hatayı ortadan kaldırmaz.
12 asker, oksijensiz bir ortamda, görünmeyen bir gaz tarafından öldü. bu bir savaş değil, teknik bir zafiyet.
ülke olarak bir alışkanlığımız var,
ölümlerle yüzleşmeyiz, onları anlamlandırırız.
ama anlam bazen gerekmez, analiz gerekir.

7 temmuz 2025 şehit sayısının 12'ye yükselmesi - 4 favorites -
insan, kendi varlığını başkasının gözünde test etmek ister.
ama tanıdıklar bu konuda artık işlevsizleşmiştir; çünkü seni bir kalıba yerleştirmişlerdir. seni senden önce tanıyanlar, şu anki halini fark etmeyebilir. onlar için sen, bir “süreç”sin—o yüzden “şimdi”nin kendisi değil, geçmişin devamı olarak görülürsün.

tanımadığın biriyle kurulan iletişim, bu yüzden baştan sona bir özgürlük alanıdır. önyargısız bir alan açılır ve orada sadece şu an geçerlidir. yargısızdır.
psikolojik açıdan bu, tanınma değil; tanımlanma arzusudur. “beni birisi fark etsin”den çok, “beni kimse tanımadan biriyle konuşayım, çünkü ben bile kim olduğumu unuttum” duygusudur. bu, modern insanın parçalanmış benliğini geçici olarak toparlama çabasıdır.

sosyolojik olaraksa bu istek, anonimlik ile görünürlük arasındaki çelişkinin ürünüdür. dijital dünyada herkes bir profil, ama kimse bir kişi değil. görünürüz, ama görülmeyiz. tanımadığın biriyle iletişim kurma arzusu, bu görünürlük illüzyonunun karşısında gerçek bir temas arayışıdır.

korkutucu olan, bu isteğin artması; çünkü bu, mevcut çevrenin artık seni beslemediğinin, duyulmadığının ya da bir iletişim yorgunluğuna girdiğinin göstergesidir. yeni bir bakışa ihtiyaç duymak, aynı zamanda mevcut bakışların seni eskittiğini fark etmektir.

bazen sadece “yeni biri” değil, “yeni bir sen” ararsın.

tanımadığın biriyle gelen iletişime geçme isteği - 1 favorites -
(•_•)
<) )allahin korkaği
/ \

\(•_•)
( (> sen birinci olsan
/ \

(•_•)
<) )parande atarak
/ \

\(•_•)
( (> sandiğa gidersin
/ \

özgür özel - 21 favorites -
şu an şapkadan tavşan değil fatura çıkıyor.
“siz halkın sırtına basarak yükseldiniz, biz halkla beraber yürüyoruz.”
bu konuşma, sadece bir muhalefet liderinin değil,
korkmayan, susmayan, eğilmeyen bir sesin yükselişi.
tarihler bu günü yazmayabilir.
ama halk, bu sesi unutmaz. demek ki yalnız değilmişizi hissettirdi. belki devrim değildi bu konuşma.
ama değişime doğru atılmış düzgün bir cümleydi."

5 temmuz 2025 özgür özel basın açıklaması - 14 favorites -