yakın çevremden aldığım izlenimlerle şunu söylemek mümkündür.iktisat dersi alanlar bilir
azalan verimler kanunu diye birşey vardır.bence bu kanun yaşamın her alanında olduğu gibi böyle bir durumda da geçerli.ilk başta çok heveslisinizdir her dakika beraber olmak istersiniz aynı evi paylaşmak sizin için hiç ulaşılamayacak bir cennet gibidir adeta.derken işler düşünüldüğü gibi gider ve aynı şehirde okuma imkanı bulursunuz ve aynı evi paylaşmaya başlarsınız.herşey çok güzel bir şekilde giderken gün geçtikçe ilişkide paylaşılan şeyler azalır çünkü hep berabersinizdir.siz sevgilinize kankanız bekir(bkz:
rastgele bir isim) in yeni aldığı arabayı anlatma zevkinden sevgiliniz size ceydanın sevgilisinden ayrıldığından bahsedemeyecektir çünkü hem hep beraber olacaksınız hem de arkadaşlarınızla eskisi kadar çok vakit geçiremeyeceksiniz.bir zaman sonra yapılcak şeyler azalınca da can sıkıntısı başlar evin erkeği rahatlıkla geçer bilgisayar başına.artık eskisi gibi bilgisayar başına geçtiği zaman 'acaba ayşe ne düşünür' demez.ayşe de rahatlıkla geçer köşeye kitabını okur 'ali ne alemde ayıp olur mu ki' düşüncesi silinir kafadan ve bir zaman sonra tek muhabbet akşama ne pişirdin marketten ne alayım ekmek var mı muhabbetine döner ki buna halk arasında
evlilik denir.
merak ettiğimse bu şekilde beraber uzun bir zaman yaşadıktan sonra evlenen çiftlerin hiç canı sıkılmaz mı? bu şekilde evliliğin tüm heyecanı ölmez mi?