ah keşke bu korkunç olay başına gelmeseydi de babasıyla uzun yıllar geçirebilseydi. eminim çok güzel bir ilişkileri vardı. babası ne kadar babacan bir adam; çöktü, yıkıldı ama gene de evladı için savaş veriyor. keşke gereken yapılsa da adamcağızın içinin yangını biraz olsun sönebilse.
karşına öyle biri çıksın ki ağzın dilin bağlansın, kısa bir süre içinde evlen.
nasılsa götünü bir başkasının toplayacağına dair inancıdır.
bu durum bana insanın çalışmayı daha katlanılabilir hale getirme yollarından biri gibi geliyor. genellikle bir üretimle bağdaştırıyoruz çünkü. ya da çocuk sahibi olmakla; senden bir parça kalsın, soyun devam etsin...ben öldükten sonra hatırlasalar ne hatırlamasalar ne. insani şartlarda yaşayıp, kimseye bile isteye kötülük yapmadıktan sonra benden sonrası beni ilgilendirmiyor.
o nasıl bir iradedir hayranım böyle insanlara. konu yemek olunca dünyadaki en iradesiz insanlardan birine dönüşüyorum. mutluyken kutlamak için yerim, hüzünlüyken biraz keyiflenmek için. yemek de ayırt etmem; sağlıklı/sağlıksız hepsini canım çeker. durum böyleyken şekeri kesebilen insanlara hayret ediyorum. her şey bir "bir daha mı gelicem dünyaya" ile başlıyor. bazen pişmanlık duysam da kabullendim durumu.
off firaz ne kadar sempati duyuyorduk sana bu aldatmayla bitti hepsi.
nursema'nın bu mıymıy ergen kız halleri daha da itici hale getirdi ki zaten iticilikte sınırları zorluyor uzun zamandır.
sevtap iyi ki geldin, o kadar hoş bir karakter ki. oyunculuğunu döktürüyor.
ayrıca demet yerine de başkası olabilirmiş sanki.
iyi giden, sorunsuz bir evliliği bile riske atabilirken, kötü giden evlilik için bile bile ladestir.
ohhh hem de nasıl. insan gibi dışarı çıkıp yürüyüş yapabiliyorum artık.
mügecim kendini entellektüel sanmaya kaldığı yerden devam ediyor. grimm masalları, kadir has'ın oradaki bilmem ne kursu, kültür gezisi... o kadar da sığ ki anlattıkları onun yerine utanıyorum. kandırılan kadına gelince evet çok saçma ama aşk da en saçma duygulardan ve insanın boşluğuna da gelebilir. ben bembeyaz tenli, yeşil gözlü eski sevgilimle birlikteyken sevemedim kara gözlüm şarkısında ağlamıştım. demem o ki bu saçma sapan akıldan yoksun yapılan hareketler mümkün ne yazık ki. allah korusun herkesi diyerek sözlerimi bitiriyorum.
-ruh eşi, ruh ikizi gibi tanımlamalara inanmıyorum.
-anne olmayı hiç istemedim.
-çevremdeki evlilikler hiç iç açıcı değil ve çoğu erkek midemi bulandırıyor.
-eşimle yemek yapayım, dünyayı gezeyim şunu bunu yapayım gibi hayallerim olmadı bunları kendim yapmaktan da hoşlanıyorum.
-birine güvenip onunla bir yola girmek çok ürkütücü ve zor geliyor.
-boşluğuma geldi, hata yaptı , andropoza girdim gibi nedenlerle aldatılma ihtimali korkutucu.
görüldüğü gibi evliliğe dair olumlu bir görüşüm yok bu yüzden gerek de yok.