duruşu tutuşu vuruşu ile has galatasaray lı olacak adını da umarım efsaneleri arasına yazdıracak kaleci.

ilk yarıdan sonra uykuma mı yazık değil lan deyip rüyalar alemine geçiş yapmıştım. sonucu şimdi gördüm ve güldüm.

esasında avrupa da afedersiniz fenerde olsa desteklerdim ama sağolsun taraftarından oyuncusuna yorumcusundan koç'una tepeleme ireti ettiklerinden 'beter olsunlar' moduna geçiş yaptım.

neymiş efendim ülke puanına kendilerinden başka katkı sağlayan yokmuş, içeride hakemlerle
yapıyla kazanan takımın dışardaki hâline falan bakmalıymışız efendime söyleyeyim aslında kendileri çok fena oyunculara sahipmiş ama takımı sabote edenler varmış hafizanallah yoksa karşıdaki köy takımının ağzını burnunu dağıtmaları içten bile değilmiş...( ağızlara bakarsan taraftarları bir müddet de bu sakızı çiğneyerek tatmin olacağa benziyor.(bkz: öngörü) (bkz: yel değirmeni ile cenk etmeye doymayan fenerbahçe li donkişotlar)

niye bunları yazıyorum; sırf düşen fener'e bir tekmede ben atayım diye. hadi yallah köyünüze

sözüm ona en karakterli kadrolar, uçan kaçan milyon dolarlık oyuncular, turan taktiğinden sonra türklerle özdeşleşen kenardan bindirip kesilen ortalar, saçma sapan birbirinin tekrarı s.kimsonik sezonlar, takımına düşman federasyonlar, mafyatik tipi bozuk başkanlar ve iğne kutusu ile sahaya dalan ne kadar balon varsa patlatmaya and içen ispanyollar.. montella sana da aşkolsun boğalarla maç yapıyorsun ve gün evvelinden herkes kırmızı giyinsin diyorsun :)
not: şifa olsun inşallah

sigarayı birakmamış olsam 'çaya kaç şeker' şarkısını dinlerken ufaktan tellendirirdim bak. ama 'şekersiz', demi kallavi çayda güzel gidiyor gencolar duyurulur

galatasaray yönetiminin elinde böyle büyük bir kozu varken kullanmaması ya yüceler yücesi alîcenaplığını ya yukarılardan gelen bir emri veyahutta ali koç yönetiminin tekte kalan ayağına betonu dökmeyip bir ihtimal devam etmesini amaçlayan çok boyutlu bir hamleyi gösteriyor.

aslında bir galatasaraylı olarak bana kalsa şeytan azapta gerek diyerek kaynayan kazanın altına odunu atar beter olsunlar derdim. yorumlardaki kindar kanaryaların şaşırtmayan hak bilmez, kibarlıktan anlamaz tavırları da zaten beni doğrular nitelikte.

an itibariyle az önce yüksek perdeden sıkıldığını ifade eden ve bunun tam anlamıyla evdeki herkesin anladığındandan emin olmak için vites yükselten ortanca oğlum sereserpe kanepede içli hıçkırıklar eşliğinde ters dönmüş şekilde hayatı sorguluyor.

küçüklüğümden bu yana her fırsatta kitap okur, elimdeki kalem defterle kah çizer kah yazarım. kafamda deli projeler; onları yapar bozar çözerim. olmadı yoldan geçen arabaları renkleri ile sayar yarıştırırım (beyazlar hariç!) olmadı kelimelerle envai çeşit oyunlar tasarlar hayallerin kralını kurarım. sıkılmak mı? o ne yahu!

beni tek sıkan şey sıkılgan insan. küçük büyük uzak yakın bay bayan farketmeksizin insanı darlayan oflayan puflayan çapsız yararsız dertsiz tasasız kimse..

oğlum hâlâ küs yatıyor ama kusura da bakmasın gözümün önünde onca nimetin arasında böyle sıkılgan bir karaktere dönüşmesini izleyecek kadar geniş bir baba da değilim.

bende diyorum o ses nerden geldi :)

galatasaray yönetimini tebrik ediyorum. hem sözleşmeyi feshedip hem de niye bedeli ben ödüyorum tavrı hiç profesyonel ve etik değil!
pok gören sinek gibi üşüşen kanatlılarda kendilerine yakışanı yapıyorlar ama sıcakta hiç çekilmiyorlar ya!

net bir şekilde sinir uçlarına değen ireti bir kelime! nasıl ki fazla mütevaziliğin sonu vasattan nasihat almaya gidiyorken kurtuluş mücadelesinde canını ortaya koyup yedi düvele meydan okuyan türklerin biraz hoşgörü biraz da adamsendecilikle muhatap olmak zorunda kaldığı hede!
sözüm ona din ve milliyetçiliğin tapusunu elinde tutan zevatın zevahiri kurtarmak adına alengirli işlerle iştigal etmelerinin hesabını ödemek dün nasıl dedelerimizin varlık mücadelesine dönüştüyse yarında bizim acı gerçekliğimiz olacak gibi... hadi bakalım hayırlısı

ilk sezonunu bitirip adet olduğu üzere kutsal bilgi kaynağından bir kaç yudum nasiplendim; böylelikle pek çok yeni ve farklı bilginin yanında 3 sezon animesinin hatta filminin dahi varlığından böylelikle haberdar olmuş oldum.

iş bu mesaj ilk sezona teşekkür mahiyetinde yazıldı. insanın çizgi roman çizmeye, hikaye yazmaya, gecesini gündüzüne katıp hayallerinin peşinde koşma şevki veren bir manga/anime serisi olur kendisi.

izlemeyi düşünen varsa daha fazla düşünmesin hemen başlasın. ama ufak tefek çizerlik yetenekleri de varsa istemsizce elinin gözünün kaleme deftere kayacağını da bilsin.