izlemesi çok zor bir dizi. yurtdışı seyircisine hitap edebilmesi için 2 boyutlu, sıfır derinlikli, marketlerde satılan ucuz roman niteliğinde dandini dandini dasdandik bir senaryo yüzünden, uluç bayraktar'ın bile kurtaramadığı, bir avuç iyi denilebilecek oyuncunun tüm potansiyelinin heba edildiği akıllara zarar bir iş olmuş. bravo
meriç acemi. senden de zaten daha fazlasını beklemezdik.
ergen gerisi sefiller dışında bu diziyi ciddi ciddi beğenen bir yurdum insanı çıkacağını düşünmüyorum çünkü bizim televizyonlarda izlediğimiz, her bölümü 2.5 saat süren diziler bile bundan bin kat iyi.
netflix'in malı deniz, yemeyen keriz düsturuyla dünyanın en iyi platformunu çöplüğe çevirme konusunda istikrarlı adımlarla ilerliyoruz.
colins mısır'a ya da başka ülkelere taşınan ilk tekstil firması değil ki.. yıllardır götüm götüm afrika kıtasında tekstil fabrikaları açıyoruz. daha da artacak bir durum bu üstelik.
sadece ucuz işçilik peşinde olduğu için değil, türkiye'deki muhtelif işletme ve hammadde maliyetleri, müşteri fiyat taleplerini karşılamasını imkansızlaştığı içindir.
eroğlu holding denim sektörünün ağasıdır. amma ve lakin nice köklü fabrika sahipleri, geldiğimiz noktada değil işçi maaşlarını, fabrikanın elektrik faturasını ödemekte zorlanıyor.
şimdi eroğlu, operasyonlarına mısır'da devam eder. bi müddet sıkıntıya girer ama serbest bölge ihracatının, ucuz pamuğun, işçiliğin tadını aldı mı keyfi yerine gelir.
olan yine işçi kardeşlerimize olur. o da yine gider sandıkta akp'ye oy verir. bu dünya da böyle döner ha babam döner.
seda sayan'ın tarihi erol köse atarı.
“ben çocuğumun doğumundan sonra yemin ediyorum disipline girmiş bir kadın olarak, sen kimsin beni yargılıyorsun? sen kimsin?
sana bi tavsiyem yazık git o kızına sahip çık önce. inşallah allah seni kızınla terbiye etmesin. inşallah allah seni geride bıraktığın karınla terbiye etmesin. sen çok alçak bir adamsın. çok alçak. insanları belden aşağı vuracak kadar. senin akıl hocalarını da biliyorum. senin akıl hocaların kendi karılarının çektiği pornolara baksın. hepsini çıkarırım! olm ayağınızı denk alacaksınız. herkes ayağını denk alacak. öyle kolay değil ahkam kesicem beni hükümet.. seni hükü, kim koruyo? hangi hükümet o? hangi hükümet? seni koruyo? kim?
herkesten hesabını sorarım. kimse bana bu konuda konuşamaz. dört dörtlük yaşayan bu memlekette, çalışıp, köppek gibi çalışıp, kraliçe gibi yaşamaya çalışan, evladını ailesini en iyi derecede yaşatmaya çalışan, aslan gibi vergisini veren yardımlarını yapan. ne yaptınız ulan siz? ne yaptınız? nerde ne yaptın? pisss. yediği kaba pisleyen şerefsiz adam. onu bile bi adamlık sayıyorsun, o bile bir adamlık değil, git intihar et be. yediğim kaba pislemem be nolursa olsun. git ulan kendini as. kendimi asarım. öyle bi kadınım biliyo musunuz?”
dahası da var ama parmacıklarım üşendi…
“şehir hayatına ayak uydurun, köy mü burası?” diye diye memlekette özgün kültür namına kırıntı bırakmamaya ant içmiş güruhun yermeye bayıldığı bir düğün geleneği.
bridesmaid'ler, groomsmen'ler, shower'lar, gift registry'ler, bachelorette party'ler havalarda uçuyor ama tabi ki no problemmmm… çünkü tüm bunlar sizin amerikan filmlerinde izlediğiniz metropol standartları çerçevesine sığıyor.
1-2 sene evvel kurtuluş'ta “simiiit” diye bağırarak satış yapan mahallenin simitçisini, şehir hayatına uygunsuz bulan bir avuç yeni nesil, adamı belediyeye şikayet edip simit satmasını engellemeye çalışmışlardı.
afedersiniz de sokayım sizin şehir fantezinize. o davulun tokmağı da, o zurna da tek tek… neyse
misafir geldiğinde amcalara teyzelere tüm hünerlerini ortaya dökmeye çalışan, parendeden baleye, şiir okumadan resim yapmaya hızla geçen, misafirin dudağının kenarına donuk bir gülümseme, yüzüne şaşkın bir ifade zerk eden, tatlı mı antipatik mi olduğuna karar verilemeyen küçük bir kız çocuğuna benzettiğim bir kadın şarkıcı. belli iyi bir eğitim almış ve her fırsatta eğitimini yerli yersiz pratiğe dökmeye çalışıyor. “bakın ben sesimle neler yapıyorum” şovunu bü geçse, kendi öz sesini de duyacağız belki ama bitmedi şu kızların ıkına ıkına akustik caz cover yapma sevdası be arkadaş. sesi bana hitap etmiyor ama belki de kendisine ait özgün bir tarzı olsa yine de dinlenir yani.
fakat ne kendisine ait bir müzikal tarzı, ne kişisel tarzı ne de aurası var. durduğu yerden buraya doğru buram buram torpilli şımarık kız esintisi geliyor.
kendisine tavsiyem her şeyden önce kendisine bir audience belirlemesi olurdu. uluslararası bir arenada büyük çıkışını yakalamayı mı yoksa türkiyede büyük olmayı mı hedefleyecek? ona göre de artık müzik tarzını şekillendirsin, bi pr ajansıyla fln çalışsın. hayır gördüğüm kadarıyla epey de emek sarfediyor. elinde imkanları, bağlantıları da var. hakikaten başarılı olmasını isterim bu kadar emekten sonra. bunca eğitim, çaba, bağlantı zayi olursa çok üzücü olur. yolu bahtı açık olsun.
2023'te ne ne kuyruk acısı yaşamış ki artık, 20 yıl çayını çorbasını içtiği sofraya yılan olarak sokulacak kadar haysiyetsizleşmiş bir gılışdar chp'si artığı.
böylesi oynak adamdan korkun derler. hiç korkmayın. basın cukkasını kucağınızda oynasın.
tanım: recep ivedik hemşerisi, ex-chp'li, gizli akp'li, cv'sine gün itibariyle kayyum eklenmiş bir siyasi aksiyon figürü.
dünya ünlüleri dahil tüm ünlüler diyarından tek bir isim seçecek ve sadece onunla arkadaş olacaksın deseler, tercihim net
hayko cepkin olurdu.
bir yandan kelimenin hakkını veren bir sanatçı. bir yandan halk adamı. hayvan sever. adrenalin sever. eşine aşık minnoş bir kalp. herkes poz peşindeyken o kimin ne dediğini umursamayacak kadar özgün, cesur. hem arabesk hem rock'çı. şöhret delisi değil. doğa seviyo adam.
hayko abi sen benim en kral -hayali- arkadaşımsın.
suçu peşinden sürükleyen çocuk olarak da yeniden gözden geçirilmesi gereken ayrı bir kategori açılmalı bazılarına.
yaş henüz 15 ve şimdiden 2 adi suç kaydı mı var?
ssç değil,
spsç olarak, bir yetişkin gibi yargılansın.
işbu entrymi mabadıyla okumuş ya da okuduğunu sanmış; fakat evrimdeki yeri orangutandan bir tık geride olduğu için gördüğü harfleri, cümleleri kendince yorumlayıp, cehaletine bakmadan,
böyle bir entry ile hakkımda yorum yapmış. ardından da mesaj atmayayım diye fare gibi saklanıp beni engellemiş; troll'lüğü bile hakkıyla beceremeyen bir zavallı ergen.
yazık lan kimin çocuğuysa. allah kimseyi evladıyla sınamasın.
aynı bayrak altında, barışçıl, insancıl bir varoluşu savunduğu için katledildi. aksi halde bölücülük yapsa ya da kürt halkını dağa çıkmaya, silahlanmaya çağırsa, ömrü elverdiğince, kendisine ait bir adada, bir eli yağda bir eli balda yaşar giderdi en kötü ihtimalle.
kendisi hakkında osurup osurup entry dizenler kitabını okusa, kendisiyle tanışmış olsalar acaba utanırlar mıydı? sanmam.
tanım: 90lı yıllarda kürt sorunu yangınını körüklemek için silahlı çatışmayı destekleyen derin devletin katlettiği yazar, düşünür.