az önce eczacımızdan bu ay başı itibarıyla üretiminin durduğunu öğrenip yıkıldığımız ilaç. umarım şakalamıştır bizi

dolandırıcılar, dolandırıcılar, dolandırıcılar. başka hiçbir şey değil.

15 dakikadır bir umut müşteri temsilcisine bağlanmaya çalışıyoruz. ulan yıllık 2000 tl'yi cart diye çekiveriyorsunuz istediğimizde ortada muhatap bile yok. bir allahın kuluna bağlanamadık. 1000 mb internetle hesap makinesinden yayın izliyoruz ama canı ister ve donmazsa. allahın cezaları pazar pazar yerde yuvarlandık sinirden.

gerçekten şu tongaya bi daha düşersek gelip bizi tokatlasınlar ya.

ekşisözlük bir haltı beğenmeme timi tarafından hunharca gömülen ve fragmanı bugün yayınlanmış olan film.

arkadaş bu adamlar size nasıl bir vaatte bulundu anlamadım ki. tam olarak "meksika açmazı" filmi olmuş işte. ne bekliyordunuz olm? böyle hayat yaşanmaz valla üzülürsünüz. hıyarın biri de buna giden gerizekalıdır falan yazmış. delirirsin.

ben merak ettim. işim gücüm çıkmazsa dijitale düşmeden giderim. beklenti belli, potansiyel belli, adamların yaptığı iş belli, az bu bağlantıları kurabilecek kadar kafası çalışan insansanız izlendiğinde eğlendirecek gibi görünüyor.

temmuz ayındaki dağıtımda sıramızın gelmesi ancak ds260'ı doldurduğumuz tarihten ötürü mülakatını alamadığımız zımbırtı.

ancak bu sabah için mülakat maili almış, hazırlığını yapmış ve konsoloslukta hazır bulunan kazananları bile "vize yok" diyerek kapıdan çevirmiş bir konsoloslukla "mücadele ettik" bu süreç boyunca. insanların hayalleri ve planlarıyla oynamak bedava nasıl olsa. mülakat alamadığımıza neredeyse sevineceğim en azından bu duruma düşmekten kurtulduğumuz için. dv2023 süreci de eylül sonu gelmeden böylece kapanmış oldu.

eğer olağan dışı bir durum olmazsa, ki pek beklemiyorum, 14 temmuz'da dağıtılan mülakatlarla dv2023 sürecinin sonuna geldik diyebiliriz. eylül'e verilen mülakatlar hep ilk haftaya verildi, bir umut ankara temmuz'da kalan iki cuma günü eylül'ün geri kalan haftalarına da mülakat verir, ancak çok zor.

ankara onlarca insanın hakkını yedi, başka ülkeler hem case number, hem ds submit tarihinde esnedikçe esnedi ama biz anca kedinin ciğere baktığı gibi baktık. biz zaten bu ülkede sürekli her güzel şeye öööyle uzaktan bakıyoruz alışmıştık. ama bu sefer fena acıttı. ne diyeyim. herkese geçmiş olsun.

ilk entrysini giren arkadaşın gerçekten insan kaynakları yöneticisi olma ihtimali beni korkutan başlık.

insan çalıştırıyorsunuz arkadaşlar, sıkça unutuyorsunuz bunu. ayrıca personeliniz siz günde 3 kere konum bildirtmeden ya da ofise gitmeyi zorunlu kılmadan verilen işi yerine getiremiyorsa zaten çok farklı şeyler konuşmanız gerekiyor. verilen her işi bulunduğu yerden bağımsız yerine getiriyor da beş yaşında çocuk gibi hep gözümün önünde olsun diyorsanız baya ciddi sıkıntılarınız var, yardım almanızı öneririm.

uzaktan çalışma uygulamasından vazgeçen tüm şirketlerin yönetim kadrosuna da akıl fikir diliyorum. ikcıyım.

dv2023 kazananlarının çok fena hakkına girilmekte olan çekiliştir. iki koca ay boş geçip nisan ayında bir avuç mülakat dağıttı ankara yine. dün yaptıkları açıklamaya da "kurayı kazanmış olmak vize veya greencard'a sahip olunacağı anlamına gelmez" gibi talihsiz bir cümle ile başlamışlar. yapma yav! türkiye'de her şeyin ciddiyetsiz yönetilmesi gibi bu süreç de ankara konsolosluğu tarafından pek ciddiye alınmıyor belli ki.

dv2024 kazananlarına şimdiden tavsiyem olsun; imkanınız varsa erkenden dosya taşıtın. dosya taşıtın. dosya taşıtın. şu an öyle bir sıkışmışlıktayız ki bizi kabul edecek konsolosluk bulup vize başvurusu yapsak da (hayal tabii şu an) o aralıkta mülakat gelirse korkusuyla pasaportu bağlayamayız. bakalım, umarım önümüzdeki aylarda yutarım tüm söylediklerimi.

2,5 - 3 saatte bir biberonla beslediğiniz yavru kedi

geçtiğimiz hafta gelen horde xl güncellemesi sonrası sıçmıştır. enteresan bir şekilde eşim benim yaşadığım sorunu yaşamıyor.

sadece horde xl değil, normal bölümler ve challengeları da açamıyorum. partideki herkes ready olduktan sonra tam oyun başlarken ekran değişemeden donuyor. elim ayağım titriyor yav zombik kesememekten.

leş gibi kokan yatak başlığı ile ilgili şikayet aldığında belli ki hiçbir şey yapamayacak kadar aciz firmadır.

haziran ayında satın aldığımız yatak, baza ve yatak başlığını evimizin tadilatta olması nedeniyle eylül ayına kadar depoda bekletmek durumunda kaldık. eylül ayında ürünler gelip kurulumu için açıldığında ne bazada, ne yatakta olağan dışı bir koku vardı. fakat o yatak başlığı... içinde hayvan ölmüş gibi kokar mı bir başlık ya?

neyse dedik havalandıralım bekleyelim, belli ki malzemesi farklı bazadan, süngeri müngeri kokuyodur. yok arkadaş, 1,5 ay oldu neredeyse, haftada elli kere sildiğim başlığın kokusu anca bir tık azaldı. gece uyurken burnumuza burnumuza çarpıyor, kapı beş dakika kapalı kaldı mı hala tüm odayı kokutuyor.

yataş'ı aradık, ilgilileri yönlendireceğini söyledi ve az önce horoz lojistik yetkilileri teşrif etti (neden horoz lojistik hiçbir fikrim yok). girer girmez verdikleri bilgi ise "yataş koku konusuna bir şey yapmıyor genelde" oldu. e diyorum bu geldiği günden beri kokuyor, hadi iade almadı, dışarıdan temizletsem ödeyecek mi yataş parayı? diyor ki "yataş koku konusuna bir şey yapmıyor genelde" :)

bugüne kadar yataş dışında başka yerden yatak almadım. hayatımda da böylesine kokan yatağın herhangi bir parçasıyla karşılaşmamıştım. hayvan gibi para ödediğiniz yatak başlığıyla nasıl rezil olursunuz isimli hikayemizden sonra daha da suratına bakmayacağım bir marka olmuştur. böyle devam edin işgüzarlığa.