bundan 3 yıl önce, kiraladığımız yazlıkta erkek kedilerin ağzından kurtarılmış bir yavru kedi getirdiler. 2 gözününde de etten bir duvar var, hayvan kör, cılız, veteriner yaşar ama bakımı falan düzgün yapılması lazım demiş. kediyi bulup veterinere götüren yazlık komşusu "ben haftaiçi şehre döndüğümden siz bakar mısınız" dedi. tamam dedim. bir hafta sonra gelip sahiplendireceğini söyledi. ama gelmedi. biz de sahiplendiremedik. gözleri açıldı sağlığına kavuştu bizim evdeki diğer tekire de can yoldaşı oldu.
geçen yıl evi taşıdık. masrafımız çok. buna rağmen tatil planı yapmaya çalışıyoruz. çok yorulmuşuz. yeni evdeki ilk ayın sonunda eve sonradan gelen kedi başladı kusmaya. cumartesi gecesinden pazar sabahına kadar öğürdü hayvan. pazar günü açık olan bir veterinere götürdük. film çektiler ve bingo. taşınma esnasında bulduğu çocuğun kulak tıkaçlarından birini yutmuş. tıkaçta silikondan bir kanca var bağırsakta öyle duruyor. veteriner kaçınılmaz operasyonu ve operasyonun risklerini anlatırken ben eşime eşim bana bakmaya korkuyoruz. "içimden ameliyatı kabul etmezse nasıl ikna ederim" diye düşünürken o da aynı şeyleri benim için düşünüyormuş. o daha yürekli çıktı, o tarihte 5 yıldızlı bir otelde her şey dahil 3 kişi konaklayabileciğimiz ameliyat masrafını duyduğu anda tereddütsüz "ne gerekiyorsa yapın" dedi. operasyonu başarılı geçti, aradan kısırlaştırması da çıktı. biz de bir yaz evde oturduk. günübirlikçilik falan yaptık. memlekete gittik.
tabi anlattığım hikayedeki tutarla 1 milyon dolar kıyas götürmez. ama hiç kimse de can yoldaşıyla bu şekilde sınanmasın.