o aşırı reklamların yapıldığı ilk dönemden çok sonra başladım izlemeye, hatta 2. sezonu bile bitmişti çoktan. bu açıdan revaçta olduğu bir dönemden ziyade boşlukta bakmış oldum.

bence ilk sezonu ciddi manada farklı bir kalitede, nasıl desem o kadar olmasa da leyla ile mecnun tarzında ince espri ve yerinde dramla farklı bir tat veriyor. ikinci sezonsa daha klişe ve standart türk dizisi moduna dönmüş. yine güzel sayılır ama bazı sahne ve kısımlar çok zorlama geldi.

--- spoiler ---

ufak tefek ayrıntılar var kafamda olması mantıksız gelen ve saçma bulduğum. bundan sonrası spoiler.

öncelikle değil bir gassal'ın, zengin birinin bile 500.000,00 tl ipotekle evi bağlayıp arkadaşına karşılıksız borç vermesi ve sonrasında arkadaşının bunu hiç etmesi normal karşılanmaz. koyar yani herkese ki bu kişi küçük bir yerleşimde yaşayan bir gassal. bu kısımda daha en başta saçma olan şeylerden biri de dükkanın çok düşük bir rakama devir işlemleri olacakken mantıksız bir gerilim yüzünden alakasız rakamlara çıkılması. senaristler burayı biraz özensiz yapmış. dükkan için 150-200'e anlaşıldıysa, bunu sırf inat ve artistliğe 500'e almak aşırı mantıksız ve gerçek dışı olmuş. olması gereken 160.000 (öyle hatırlıyorum) anlaşılan rakamdaki adamın sinirlenip alımı iptal etmesi sonra dükkan sahiplerinin de mecbur kalıp bari siz 100.000'e alın demesi olurdu. hem de bir gassal öyle yada böyle 100.000 çıkarabilir, sonrasında bu para hiç olduğunda da görece kabullenebilirdi. çok daha güzel olurmuş burası biraz kalitesiz kalmış.

yine küçük yer olmasına rağmen evlatlık verilen çocukla, evlatlık alan ailenin aynı kasabadan olması/denk gelmesi de görece saçma. komşusu özellikle istemiş olsa bile benim bildiğim kadarıyla bu şekilde istediğin kişiye veremiyorsun ya da sonraki süreçlerde gerçek ailesi salça olur diye bu derece yakına verilmiyordur diye tahmin ediyorum.

son olarak da son bölümde gassal'ın gece sabaha kadar havuzu kazması, havuzun sabahında yandaki şıkır şıkır çevre/sınır çakıllarına kadar tertemiz olması, suyun mavi berrak havuzun içinin de topraksız olması çok çiğ kalmış. ki bunlar ciddi ayrıntılar değil daha gerçekçi yapmak inanın böyle yapmaktan daha kolaydır. havuzun ilk günkü gibi tertemiz, ışıkları gayet sağlıklı yanarak, çevre peyzajına kadar tam olması aşırı kalitesiz bir detaydı.

--- spoiler ---

ha diyeceksiniz ki ne bekliyordun, hiçbir şey beklemiyordum sadece ilk sezondaki ilk bölümlerde manasızca ne alaka sıradan bir türk dizisi değil galiba hissine kapılmıştım, sonunda dandik bir dizi klasmanına dönmeleri hayal kırıklığı yarattı. normalde izleyeceğim bir platform ya da dizi de değil annemle bakınırken ona eşlik etmiş oldum. neden bu kadar uzun bir entry oldu hiç bir fikrim yok dönüp okuyunca sanki fight club inceleme yazısı gibi detaylı yazmışım bana da saçma geldi.

kendisini çok fazla tanımıyordum, bu da benim ayıbım olsun. doğa sever biri olarak verdiği mücadeleler için kendisine teşekkür ederim. sanki kartellerin düzeninde ilerliyor ülke, birileri ortadan kayboluyor, sonra ortaya çıkıyor ki kimliksiz bir şekilde hastanede tedavi edilmeye başlanmış. saldırı da sonraki süreç de korkunç.

trabzonspor’un acilen okay’dan kurtulması lazım. gol atması çok da önemli değil her maçta pimi çekilmiş bomba resmen. çok ağır ve sakar. maksimum rotasyonda olabilir ama 11 için çok yetersiz.

yakın süre içinde tranfer olur sakatlık yaşamazsa çok durmaz buralarda. değişik bir topçu ve daha 19 yaşında iyi bulmuşlar.

hayatım boyunca birçok farklı bankadan, birçok kredi çektim hepsinde de kredi sonrası yapılan hayat sigortasını anında müşteri hizmetlerinden iptal ettirebiliyordum. 5-10 dk bile geçmeden de hesabıma yatıyordu tutar. bu arkadaşlarsa talebimden sonra 4 iş günü işleme alma süresi koyup, sonrasında da 3 iş günü ödeme süresi koyuyorlar. pardon da hangi teknolojisizliğin sonucu bu tam olarak? diğer bankalarda olup sizde olmayan bir şey yok alenen ne kadar geç verirsek o kadar kar zihniyeti bu, sanki mahalle arası x ticaret kendileri.

kalben'in resmen jiletler jiletix'te parçası.

3. kere aldım, bugün pasaportumu teslim aldığımda fark ettim ki vize sürem de seyahat haftamda başlıyor bu demek oluyor ki 6 aylık vizem bitmeden seyahatimden 4-5 ay sonra tekrardan gitmeyi zorlayabilirim. eskiden standart başvuru yapılır duruma göre süreyi onlar kendileri atardı artık başvurular 6 ay, 2 yıl, 5 yıl şeklinde. ama bunun mali bir avantajı hiç yok direkt katları şeklinde ödeme oluyor ki aşırı pahalıya denk geliyor. eski usul olsa çoktan yıllık çıkardı ama bu durumda o paraları verip 2 yıllığa girmek istemiyorum.

konu takımın kaptanı olan milli kalecisini kaptırması değil. konu trabzonspor'u günden güne sıradanlaştıran, hedefsizleştiren, ruhsuzlaştıran bir noktaya itmesi.
avrupa'da yoksun, ligde namağlupsun ama ilk 4 hayal, ekonomin patlak gelir rakibin parayı basar seni bile alır koltuğundan! gıkın çıkamaz yine böyle.

kesinlikle iho'dan daha kötü bir başkan, trabzonspor tarihini geçtim kulüpler tarihinde de net şekilde ilk 3'te yeri vardır diplerde.

uğurcan'a da kızamıyorum, bu kaotik, amaçsız şehirde daha ne kadar hapsolabilirdi ki. daha doğrusu istemesem de kırgınım ama kızamıyorum. ben daha çok başkana ve yönetime öfkeliyim. 2-3 yıl içinde tepetaklak oldu koca camia.

ne statta bir atmosfer var, ne rakip üstünde baskı, ne formanın ağırlığı, ne de camianın klası... her manada oluk oluk sıradanlaştırıldı trabzonspor. bu durum çok daha vahim bir şey ve kanserli hücre gibi yayıldıkça yayılır sonra bir bakmışsın 20 yıl sonra yoksun piyasada mazi olmuşsun.

özkan sümer sonrası camia resmen sahipsiz kaldı, kimse sesini çıkaramıyor bile en ufak muhalefet yok kulüpte, tek aday girdiği seçimde neredeyse kaybedecek bir başkana emanet koca kulüp günden güne rezil oluyor.

herhangi bir kupa hedefim ve beklentim yok, tek isteğim eski günlerdeki gibi isyan eden kavga eden bir takım olmamız sahada ve saha dışında. bu yönetimle de bu imkansız. tek beklentim daha ne kadar rezil edecekse etsin ve bir yerde diplerde de olsa bıraksın yakamızı. o ruh illa ki tekrardan yakalanır sonrasında.

bana gayet rasyonel geldi bu görüş. bilimle kafa kafaya uyuşuyor ve kesinlikle değerlendirilmesi lazım aşırı mantıklı. daha önce düşünülmemiş olmasını yakıştıramadım insanlık tarihine.

(bkz: çok bileni çok sikerler)