netflix belgeseli çıkmadan neden bir şeyler yazmamışım hayret ettim. halbuki paolo macchiarini'yi ilk duyduğumda sözlükte çok daha aktiftim.
2008 yılında göğüs cerrahisi eğitimimin ikinci yılında, tüm bu kök hücre ve yapay trakea konuları daha gündemde yokken paolo macchiarini zaten camiada sivrilmiş ve çok iyi ameliyatlar yapmasıyla bilinen iyi bir göğüs cerrahıydı. özgeçmişi bile bir göğüs cerrahını etkilemeye yeterliydi. isviçre'de doğmuş, tıp fakültesini italya'da okumuş, amerika'da uzmanlaşmış, fransa'da çalışmış ve ben keşfettiğimde barselona'da çok iyi bir klinikte çalışmaktaydı.
benim için, iyi bir cerrah ne demek kısaca onu da söylemek isterim. iyi bir cerrah, hem tecrübeli, hem soğukkanlı, hem risk alabilen, ama boş bir özgüvenle değil altı dolu bir özgüvenle risk alabilen, teknik açıdan yaşıtlarına üstünlükleri olan, ne zaman ameliyat yapmayacağını bilen cerrah demektir. o zamanlar macchiarini çok iyi bir cerrahtı. normalde bir cerrahı ameliyat yaparken görmeden asla kefil olmam. yakınlarıma da cerrah önerisinde bulunacaksam bu kriterimi her zaman söylerim. macchiarini’yi ameliyat yaparken çıplak gözle gördüm ve ameliyat yaptığı ve kontrole bana gelen hastaları da (filmlerini) gördüm. bugün, belgeseli izledikten sonra bile bu düşüncem değişmedi ve bir gün ona ameliyat olmam gerekse tereddüt etmem (yapay trakea hariç tabi ki).
bu entry’i onu aklamak için yazmıyorum. ne onu aklayacak ne de yargılayacak donanıma ve bilgilere sahip değilim. isteğim; belgeselde anlatılmayan bir çok gerçeğin de sümen altı edilmemesi.
belgeseldeki olaylardan yıllar önce macchiarini mesleğinde çok ustalaşmış ve tüm kongrelerde uzun konuşmalar yapmaya başlamıştı. hatta bir avrupalı olarak amerika kongresinde çok uzun bir zaman dilimi ona ayrılmıştı. belgeselde anlatıldığı gibi karolinska enstitüsü’ndeki* insanların ikna olması/kanması gibi bir durum değildi bu, ortada yapay trakea falan yoktu. laboratuar çalışmaları da yapıyor, yüklü grant’ler almak için gece gündüz çalışıyordu. hatta bir keresinde bir kongrede teknik değil, “grant almak için yapılması gerekenler” isminde bir sunumunu dinlemiştim. çalışkan ve becerikli biriydi. eğer ameliyat yaparken görmemiş olsam, ameliyat ettiği hastaları görmemiş olsam asla buna ikna olmazdım. belgesele konu olan yıllarda karolinska’ya geçtikten sonra o kadar yükselmişti ki camia içinde çok düşman edinmişti. bir yandan da nobel adayı olabileceği konuşuluyordu. 2016’ya kadar bu trakea olaylarıyla ilgilenirken pek haber almamıştım ama vanity fair’de yayımlanan yazı göğüs cerrahisi camiasına bomba gibi düşmüştü. o zamanlar tuzak diyen olmuştu, çapkın diyen olmuştu, ama ben tıbbi olarak yaklaştığım için benim için magazinden ibaretti. yılda bir kaç kez kulağıma onunla ilgili haberler geliyordu ama belgesele konu olan trakea ameliyatlarıyla ilgili tüm bilgileri ben de çoğu kişi gibi belgeselden öğrendim.
belgesel ile ilgili yorumlarıma gelince
--- spoiler ---
ortada kandırılan iki kadın (ve aileleri) ve yapay trakea ameliyatları sonrası ölen hastaların bilgileri var. her şeyden önce bizzat bildiğim bazı konular açısından, belgeselde isveçli cerrahlar tarafından söylenen bazı bilgilerin yalan olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. macchiarini iddialara göre yalancı mı? evet. allah kompleksi var mı? evet. bugün dünyada ve türkiye'de küçük-orta-büyük bir çok cerrahta bu özellikler var zaten. olumlamak için söylemiyorum.
belgeselle ilgili inkar edilemeyecek tek konu "yapay trakea" konusundaki etik/etik dışı uygulamalar. bunların da ortaya çıkarılması yargının işi, yorum yapmayacağım. suçluysa cezasını çekmeli.
--- spoiler ---
bu satırları yazmamdaki en önemli itki, macchiarini'nin yapay trakea ameliyatları dışında yüzlerce hastasının olduğu, bunların çok iyi şekilde ameliyat edilmiş olduklarını hatırlatmak. ama belgeselde sanki sahte diplomayla uydurma ameliyatlar yapıyormuş gibi lanse edilmesi beni rahatsız etti. ama dediğim gibi, ortada suç varsa cezasını çeksin.