ben de hayatımda nadiren yaptığım bir şeyi yapıp rasyonellik yapmama hakkımı kullanıyorum ve diyorum ki s….yım özgür turhan’a, brownie candır, gerisi heyecandır.

not: özgür turhan’ı da severim. olayın detaylarını da bilmeden yazıyorum. fikrim değişebilir ama yine de eti eti eti.

beni çak, kendini çak, her şeyi çak
bir quentin yeter ben hazırım bak
ister trainspotting istersen kill bill
film müziğine kadar kompiiile çak

film müziğine kadar kompiiile çaaaaakkk

(bkz: eğitim çavuşunun feminist olması)

oğuz aksaç saçları uzatınca bildiğin celil sadık olmuş. bu benzeme değil morfoz.

şu yasa olmasa mustafa kemal atatürk’e ağzıma geleni söylerdim.

yok elmalılı hamdi eliyle, yok kurduğu diyanet işleri’nin memur imamları kanalıyla şu dini sevimlileştirmeye, kabul edilebilir hale getirmeye uğraşmış.

yok ilmi çin’de de olsa arayacakmışız da, hoşgörüymüş de akıl diniymiş. tıpkı katır ağızlı sarıklı şovmenin dediği gibi. hoşgörü moşgörü yok!!! aha aslı bu.

üç beş yunan işbirlikçisini asmayla yetineceğine kılcalına kadar, eşiktekini beşiktekini tripoda alıp sayitleyecektin paşam. ondan sonra da hakikaten bir diktatörlük yapıp, tamamen silecektin bu arap oğlu safsatalarını hafızalardan. bak ruslara… tek tük inananı kaldı koskoca ortodoks kilisesinin.

taşşağını yediğim atama bir tek bu konuda kırgınım.

temel seviye vasıfsız iddiasıdır.

şimdi tam net hatırlamıyorum da, okan bayülgen takribi 20 yıl önce bir program yapıyordu. bilim insanlarını konuk edip, popüler bilim dediğimiz tarzda sohbetler ediyordu. bir bölümde konu sigaraydı ve tabi ki konuklardan biri orhan kural idi. anlattı da anlattı filan derken, öteki konuk (adını anımsamıyorum) “bu dünyanın en kolay tartışmasıdır”. çünkü sigara içen insan çaresizdir, savunmasızdır. savunacak bir şeyi yoktur, sigarayı mı savunacak? anca “ya biliyoruz işte de ne yapalım” der, karşısındakine eyvallah çeker. o da vurdukça vurur…

işte hayatta belki de tek olunlu vasfı sigara içmemek olan dalyarakların kendini milyonlarca kişiden üstün sanmasına vesile olan bir şey bu sigara.

aradım, aramaya inandım, bulamayınca niyet ettim yazmaya.

ilginç ve uzunca zamandır süregelen bir durumdur. hani klasik hagi - alex - sergen mukayesesi içinde herkes birini tutar, ötekini yerer anlarım da bu galatasaray taraftarı ortada mevzu yokken de sürekli bir bok atma derdinde. fenerlilerde böyle bir tutum yok. cimcomik kişilik bozukluğu olanlarda var.

sergen yalçın’ın top oynadığı dönemde şımarık ve aymaz bir oyuncu olduğunu herkes biliyor ve kabul ediyor. dünyada neredeyse her üstün yetenekli topçuda görülür bu tutum. adamın çok farklı zevkleri ve merakları olduğu da aşikâr ama bunları masaya koyup, balon, topçu değil, kazandırdığı maç yok, koşmuyor, bok, püsür diye konuşan tek camia bunlar.

hani hayatımda hiç 2 haneli ıq sahibi olmadığım, ilkesizliği benimsemediğim, aklımı - vicdanımı başka bir insana ipotek ettirmediğim için bu güruhla empati kuramıyorum. yani neden kitlesel olarak bşr adamın icabında dünya çapında övülen vasıflarını böyle inkar ediyorlar, anlamam mümkün değil.

tek cümleyle özetlenebilir hislerdir. lider, doktrin, teşkilat sorgulanmaz.

kendisini “beni dolandırmaya kalmayanı dolandırmam” diye savunsa da, bu konuda raki lakaplı güney zobuyla yarışamaz. zira raki’nin kunduzi adını taktığı uyanıklarla sülün’ün olta atıp yemlediği kişiler aynı tip değil.

aradaki en bariz fark, raki’nin çarptığı kimse polise gidip de “bu beni çarptı” diyememesidir. zira zaten illegal iş peşinde oldukları için kunduzi onlar. oysa mesela köprü satın alan “mağdur” gayet de şikayet edebiliyordu kendisini.

günümüzde bile kullanılan “satılık köprü var” esprisinin ilham kaynağı kişidir yani.

doyumsuz, güvenilmez ve gey olduklarını iddia eden kadınların son umududur. kendileri para eder yaşlarını geride bırakmasına rağmen kapağı bir erkeğe atamamış buldumcukların, bu kıymetli parçayı çıtırlar kapmasın diye uydurduğu bok atma cümleleridir bunlar.

30’lu yaşlarımın sonunda tanışıp, bunca yılı beraber geçirdiğim kadınla 40’larımı da bitiriyorum. henüz bit geyliğim de görülmedi, doyumsuzluğum da. güvenilirlik adına büyük bir açığım yok. fazlaca masum bir iki frikik verdim ama.